English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ T ] / Ten geldi

Ten geldi traduction Anglais

382 traduction parallèle
Rick'le Paris'ten geldi.
He came from Paris with Rick.
"Serioja yüzyıl önce Pinsk'ten geldi..."
"The century when Serioja arrived from Pinsk and..."
İzin verin, size Kont Poniatowski'yi tanıtayım. Paris'ten geldi.
Allow me to introduce you count Poniatowski, who just arrived from Paris.
Paris'ten geldi.
It comes from Paris.
Bu SHAEF'ten geldi.
This came in from SHAEF.
Bay Chardot Paris'ten geldi.
Mr. Chardot is from Paris.
Ah, komiser bir kaç günlüğüne Los Angeles'ten geldi.
Uh, the lieutenant's here from Los Angeles for a few days.
İsveç'ten geldi. Memleketten.
This is from Sweden.
Bu Paris'ten geldi ; yurtdışından, birinci kalite!
This is the best from Paris, first quality from abroad!
Norveç'ten geldi.
It's Norwegian.
Emir Brüksel'den General Ames'ten geldi.
We have this from General Ames in Brussels.
On dakika önce aklıma geldi.
I only had it ten minutes ago.
Paris'ten az önce bir cevap geldi.
I just got an answer from Paris.
Paris'ten az önce geldi Kardinal için sanat yapıtları satın almakla görevli.
He's just arrived from Paris. And he has a commission to buy art treasures for the Cardinal.
Merhaba, Şef. Paris'ten müfettiş Janvier geldi.
Hello, Chief Meet InspectorJanvier from Paris
Tren geldi. On dakikaya orada oluruz.
We'll be there in ten minutes.
1 0000 numaralı kocaman evlerin birinden bir cinayet ihbarı geldi.
A murder has been reported from one of those great big houses... in the ten thousand block.
Dün St.Louis'ten acil bir telgraf geldi : "Hemen biraz para gönder."
Yesterday from St. Louis, a fast telegram : "Sent some spot cash."
On yıl ardından, uzun süren sıkıntı ve ıstıraplarına karşın küçük çocuklar dayanıklı gençler haline geldi.
AFTER TEN YEARS, THE YOUNG CHILDREN HAVE DEVELOPED INTO STURDY YOUNG ADULTS IN SPITE OF THEIR LONG HARDSHIP AND MISERY.
9 ve 10 numaralar sonunda ulaştı. Eskimiş ve yıpranmış, ama bana muazzam geldi.
Numbers nine and ten finally arrived, old and worn, but mighty welcome.
Bu emir on dakika önce Generalin bürosundan geldi.
That order came from the general's office not ten minutes ago.
Beş : çocuk eve saat on gibi geldi.
Five : he arrived home at about ten o'clock.
Eve 10'u birkaç dakika geçe geldi. Kollarında kan vardı. O kadını öldürdüğünü söyledi.
He came home after ten, he had blood on his sleeves, he said he had killed the woman, only I could save him.
On dakika önce geldi, Majesteleri.
Ten minutes ago, if Your Majesty pleases. Come in.
On gün içinde burayı boşaltmanız için emir geldi.
I got orders now to see that you're gone within ten days.
On gün önce... tefeci geldi patron.
Ten days ago... your boss the pawnbroker came here.
Tüm bu hoplayıp zıplamalar 10 km koşmak gibi geldi bana.
Oh! All this jumping up and down is like running ten miles.
Yağmur mevsimi on kez geldi ve gitti.
Ten times the rains had come and gone.
Onlu geldi.
Ten for me.
Perigueux'ten bir polis geldi.
A policeman from Périgueux.
Paris'ten resmi emir geldi. Bu hafta yola çıkmamız gerek.
Paris says we must leave this week.
Ondan sonra kendi kendime "Artık Quebec'ten ayrılmanın zamanı geldi." dedim.
So, after that have happen to me, then, uh, I said to myself, "Now it's time for you to go from Quebec."
Wingate'ten de yeni bir saldırı geldi.
From Wingate, too, a new offensive.
Münih'ten bir sonuç geldi bile.
One result in already from munich.
Schmidt'ten bir ters vuruş geldi.
A reverse-shot by Schmidt.
Bu sabah onda, Sör Charles büroma geldi ve bugüne kadarki delilleri gözden geçirdik.
Sir Charles arrived at my office this morning at ten, and we reviewed all the evidence to date.
Sadece evliliğimizin onuncu yılında kocamın nasıl olacağı geldi aklıma.....
I just occurred to me that my husband, after ten years of marriage...
Paris'ten en şahane modeller yeni geldi.
We've just received the most fabulous models from Paris.
Burada Melbourne'deki karargahlara... Başkan Roosevelt'ten size bir mesaj geldi.
Headquarters here at Melbourne has received... a message for you from President Roosevelt.
Benim çalışma yönetimle ilgili Paris ten buraya geldi.
He has come from Paris to study my method.
Kuzenim Indianapolis'ten bugün geldi.
Well, my cousin arrived today from indianapolis.
Orada başıma bir sürü dert geldi. O nedenle Paris'ten ayrıldım.
See, I had a lot of trouble, so I have to get out of Paris.
Gotham 4'ten onay geldi. Bataryanın güneyinde.
We have confirmation of a kill at midharbour.
10 dakika önce bir ileti geldi.
There was a transmission ten minutes ago.
Metal-İş'ten bir rapor geldi.
There is a report from the metal works.
Sonra Paris'ten elinde emirle bir memur geldi.
And a functionary arrived with an order from Paris.
Paris'ten "les amis du peuple" ( halkın dostları ) gazetesi geldi!
The'friend op the people has arrived from Paris!
İnciler 100,000'e sigorta edildi, bu yüzden hırsız onları 5'ten geri satmaya kalkınca, sigorta şirketi bize geldi.
The pearls were insured for 100,000, so when the thief offered to sell them back for 5, the insurance company came to us.
Saat 10 : 00 - Johnny geldi.
It's ten o'clock - here's Johnny.
Pekala, bu saat on randevumuz ve erken geldi.
[Loud Buzzing] Well, that's our ten o'clock and it's early.
Detroit'ten buraya onca yolu benden bir ricada bulunmak için geldi.
He came from Detroit to ask me to do him a favor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]