English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yakaladım

Yakaladım traduction Anglais

12,976 traduction parallèle
Ve o küçük bir hata yapınca onu yakaladım.
MARQUEZ : And he makes a small mistake, then I catch him.
Fetts, çiftçileri yakaladım.
Hey, Fetts, I got the farmers.
Tekrar başladı, onları yakaladım ve bıraktım.
I relapsed, I busted their ass and I got clean.
Yakaladım.
Gotcha.
Yakaladım seni!
NAILED YA! [ALL GASP]
Anne, anne, uyan, anne uyansana, anne çabuk, çabuk, yakaladım anne!
Mom, Mom, wake up, Mom, wake up, Mom, hurry, hurry, I caught it, Mom!
- Çabuk, haydi haydi, onu yakaladım!
Hurry, come on, come on, I caught it!
Yakaladım mı?
Did I get him?
Yakaladım onu.
Got him. PETER :
Sanırım bir şeyler yakaladım.
I think I got something.
Birini yakaladım!
Got one!
Yakaladım.
I got it.
Yakaladım.
Got him.
Sonra vesikalık fotoğrafını yüz tanıma programında tarattım ve bir ipucu yakaladım.
But then I ran his mug shot through facial recognition software and I got a hit.
! Başını yakaladım.
I-I-I caught her head.
Onu yakaladım.
I got him.
Üzerime çıkmıştı pantolonunu indiriyordu o sırada lambayı yakaladım.
He was on top of me, and he went to pull down his pants, and I grabbed the lamp.
Dün gece Wes'le Nate'i beraber yakaladım.
I caught Wes and Nate together last night.
Yakaladım.
Got it.
Yakaladım seni.
I got you.
- Yakaladım.
I got it.
Birkaç hafta önce buraya ataç koymaya çalışırken yakaladım seni.
I caught you trying to put paperclips in here a couple of weeks ago.
Çünkü bu sefer seni yakaladım.
Because this time, I got you.
Bunu takarak 22 tane ödüllü balık yakaladım.
You know, I caught 22 prize-winning bluegills in it!
Bay Jaffee'yi yıllardır ben tedavi ediyorum. Sonunda ihtiyacı olan şeyi verme şansı yakaladım ama birden ortaya çıkıp elimden aldın.
I treated Mr. Jaffee for years, and I finally get him what he needs, and you just come and take it and run with it.
Tamam, patisinin güzel bir görüntüsünü yakaladım.
Okay, I got a nice clear shot of the paw.
Zorla yakaladığım suçluları dışarıda kamp yapmaya gönderdiğinizi bilmem iyi oldu.
Well, it's good to know I'm busting my ass sending criminals to sleep away camp.
Sanırım beni yakaladınız, Dr. Rathburn.
I guess you nailed me, Dr. Rathburn.
Dr. Rathburn'ü yakaladınız mı?
Did you get Dr. Rathburn?
Geçen yıl yakaladığımız köstebeğin, yakalanmadan önce bu bilgiyi vermiş olma ihtimali var.
- There's a good chance the mole we apprehended last year gave up this information before we got him.
Babanızı yakaladığım için bozuluyor şimdi.
Your father's just bitter because he got caught.
Sanırım yakaladın.
I think you did.
Seni Alexandra ile yakaladığımdan beri işten başka bir şey değilmişim gibi hareket ettin.
Ever since I caught you with Alexandra you've acted like I'm nothing more than a work detail.
Dolandırmadan söylüyorum efendim Tenebrae'nin planlarını öğrenmek için eşsiz bir fırsat yakaladık.
I'm simply saying, sir, that we have a unique opportunity to learn about Tenebrae's plans.
Aksi halde hiç yakalayamayacağımız birçok kötü adam yakaladık.
People we could have never otherwise convicted.
Jang-woo katili yakaladık.
Jang-woo, I'm told we got the killer.
- Seni yakaladım.
Caught you.
Peki bu şey ile hiç ruh yakaladın mı?
Uh-huh. And have you captured any Caspers on that thing?
- İyi de yakaladığımız adamların hepsi saldıran taraftan.
By the way, everyone we got is from the attacking side. - All of them?
Onu yakaladığımızda orada olmayı onlar da hakediyorlar.
They deserve to be there when we take him down.
Düzenli bir maaş alacağımı yakaladıklarım için de ödül olacağını biliyorum.
And I know I'll get regular pay. And a reward for capture.
Brown'a hapishaneye erişim ve yakaladığımızı torbacılara talimatlar verebilmesini sağlar.
It gives Brown access to assets in prison and allows him to pass orders to dealers that we've already caught.
- Yakaladın mı?
You caught him?
Polisler beni ot için yakaladı ama ben daha önce de tutuklandım.
Cops busted me for weed, But I've been arrested for that before.
Mühendis yoldaşımız meselenin teknik boyutunda özellikle bize yardımcı oldu ve başarı düzeyini onun sayesinde yakaladık.
Our comrade engineer especially helped us on the technical side of things, and it is due to him that we achieved this level of success.
- NSA bazı şifreli e-postalar yakaladı üstünde dilbilim yazılımıyla inceleme yaptılar.
The NSA picked up some suspicious encrypted e-mails, which they ran through linguistics software.
Sorumlu özel ajanım bir izleme görevi sırasında uyuyakalmışken yakaladı beni.
Were you bottom of your class? My SAC found me asleep on a stakeout.
Çok, çok iyi. Birini yakaladık. O yüzden başka birini daha bulana kadar tekrar, tekrar ve tekrar yapalım bunu.
So keep doing this over and over until we get somebody else.
-... uzun bir süre önce yakaladığımız?
- we picked up a while back?
Onu yakaladığımızda ona bakıyordu.
He was looking at her when we brought him in. She's going to be his next sacrifice!
Online bir forumdan hükümet korumasında olduğuna inandığımız Robert Byrne'ın nerede olacağına dair geçen bir konuşma kaydı yakaladık.
We picked up chatter in an online forum that points to an outsider knowing the location of Robert Byrne, who we believe is under government protection.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]