English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yanıt yok

Yanıt yok traduction Anglais

1,297 traduction parallèle
Pilottan yanıt yok.
No response from pilot.
Kontrol kulesinden yanıt yok.
There's no response from the control tower.
Telsizlerde yanıt yok.
There's no response on the radios.
MESAJLAR : 0 Uydu mesajda hala bir yanıt yok.
You know, there's still no reply to our satellite message.
Taguchi'den hala yanıt yok mu?
still no answer at Taguchi's?
Yanıt yok.
No response
Yanıt yok.
No response.
Dünyada senin gibi hem bir bebeği hem de bir silahı eşit zarafetle taşıyan pek kadın yok.
There aren't many women in the world who can carry both child and weapon with equal grace.
Ama romantik bir yanı yok.
I just don't see the romance in it.
Ne yapacağına karar verene kadar soruları yanıtlamana gerek yok.
Don't worry about answering any questions or anything. Not till you decide what you're gonna do.
Bir daha yanımda tanımadığım bir kızla çıplak uyanmak yok.
No more ending up naked with some girl I don't know.
Yanımda bir mayom bile yok.
I don't even have a suit.
Artık dayanamaz, ben de öyle. - Yaptıklarımın bir değeri yok, hep yanıldım.
But you know... I don't feel I've had a wasted life.
Seninkilerin de hiç aşağı kalır yanı yok.
Yours aren't exactly tiny.
Tamam, ama hiçbir şeyi veya hiçkimseyi güneydeki akrabalarının yanında saklamaya ihtiyacım yok.
Okay, but I don't need to hide anything or anybody... with your relatives in the south.
- Şu an kimse yok yanımda.
- I don't have one now.
- Yanımda hiç para yok.
- I didn't bring any money. - Okay, Elvis.
Yanılıyorsam söyle Dawson ama senin kameran yok mu zaten?
Correct me if I'm wrong, but don't you already own a camera?
Konukların yanında, zamanımız da yok.
Along with guests, time is another thing we don't have.
Yanında mı yok, hiç mi yok?
You don't have any now, or at all?
Tüm ponpon kızlar güzel olacak diye bir şey yok ama onların ponpon kızları güzelin yanından bile geçmiyor.
I mean, not all cheerleaders have to be pretty, But their cheerleaders aren't even remotely pretty.
Kızarmış tavuk bifteği, yanında birşey yok.
YOU DON'T KNOW ANYTHING. I KNOW THIS.
Bak, Sanırım insanların böyle düşünmesinin sebebi Çok romatik bir oyun olması, Ama bilmedikleri... o durumda olmanın nasıl birşey olduğu... Ama senin yada başkalarının hayatının tehlikede olmasının, hiç bir romantik yanı yok.
Look, I think the reason why people think that it's such a romantic play is they don't know... what it's like to be put in that position... but when your life and... and other people's lives are... are put at risk,
Ne soracağını biliyorum. Ama yanıtım yok.
I know what you're going to ask but I got no answer.
Yanında neden başkaları yok?
Why isn't there anyone else with you?
Ağızlarının içinde kurum yok. Bu da yangından önce nefes almadıkları anlamına geliyor ve bu kumaş parçası da yanıcı bir sıvının üstlerine döküldüğünü ve sonra yatağa bu şekilde yerleştirildiklerini gösteriyor.
They have no soot in their mouths... which means they weren't breathing before the fire... and this little piece of cloth... means they were doused in a flammable liquid... and then positioned like this on the bed.
Sanırım yanımda yok.
I don't think I got any on me.
Yanımda bana bakacak bir kocam yok ki.
I can't just quit. It's not like I have a husband to take care of me.
Ben yanındayken endişe etmene gerek yok.
Don't worry, not while I'm around.
Ayrıca yanımda prezervatif de yok zaten.
Besides, I ain't got no condoms, anyway.
Çünkü sevdiklerinin yanında beni yok saydığında benden utandığını düşünüyorum.
Because when you don't acknowledge who I am to people that matter to you, - it makes me feel like you're ashamed of me.
- Yanında sebze yok mu?
Doesn't it come with vegetables?
Paul, bu gece yanımızda bir gözcü işareti bile yok.
Paul, we ain't even got a lookout patch wi'us tonight.
- Kimliğim yanımda yok.
- I haven't got them.
işlediğim günahı affettireceğini düşünmüyorum. Ne tür bir yanıt bulursam bulayım senin nefret ve kederini yok edecek diye bir şey yok.
I don't think my guilt will be forgiven even if I win.
Zorla gülümsemene gerek yok benim yanımdayken.
You don't need to force yourself to smile in front of me.
Yani yanı başında içki dolu bir dolap * yok.
I MEAN, IT DOESN'T HAVE AN HONOR BAR, YOU KNOW.
Onun ruhu yok ve buralarda onu tanıyan da yok.
She doesn't have a soul. Nobody knows her.
Joey, iyiymişsin gibi davranmanı gerektiren neyse bunu takdir ediyorum. Ama benim yanımda yapmana gerek yok.
Joey, I appreciate whatever reasons you have for pretending you're fine but you don't have to do that with me.
Keşke fotoğraf makinem yanımda olsaydı, ama hiç sakıncası yok.
I wish I had a camera, but I don't mind. I'm gonna show her the grounds. Good.
Hayatımda gerçek anlamda hayatımda olan çok fazla insan yok. Ama olanlar, sonsuza dek benim yanımda olacaklar.
I don't have very many people in my life... who are in my life... permanently, forever.
Çevirisi : yanına yaklaşacak cesaretimiz yok.
YEAH, TRANSLATION, WE DON'T HAVE THE GUTS TO GO AFTER HIM.
Biz orta yaşlı adamlarız. Arkadaş olamayız. Ortak bir yanımız yok.
We're middle-aged men, we don't make friends.
Will, gay olduğun anlaşılsın diye tüm bunları yanında taşımana gerek yok.
Will, when you came out of the closet, you weren't supposed to take all of your clothes with you.
Bu cümlenin sevmediğim hiçbir yanı yok.
There's no part of that sentence I didn't like.
Yanımda hiç bir dolarlık yok.
I didn't bring any singles with me.
Laboratuarın yanılacak hali yok.
They ain't gonna be wrong in a laboratory.
Böyle bir ateşte yanıp yok olmamızı istemiyorum.
In fires of attrition, I don't want us... to be consumed. - I'm doomed, in any case. Be it with you, or without you.
Görüyorsunuz değil mi, etrafta buraya gelip yanınızda osurmamı yasaklayan bir kural yok, ama bunu yapmıyorum.
You see, there is no rule that says I can't come over here and fart on your entree, but I don't do it.
Yanında şişe yok mu?
You ain't got no bottle?
Yanıt olarak kendilerinin de yok edileceğini... bilme korkusudur
A certain knowledge... of destruction in return.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]