English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Z ] / Zavallı babam

Zavallı babam traduction Anglais

121 traduction parallèle
Zavallı babam.
Poor Daddy.
Zavallı babam, ona ne diyeceğim?
Poor father, what shall I tell him? What shall I tell him?
Bu imkansız yolculuk bana yaşlı zavallı babamın neye dönüştüğünü gösterdi.
It's taken this impossible trip to show me what an old fool Father has become.
Zavallı babam.
Poor Papa.
Bir işim yok, herkes bana karşı, zavallı babam bir hücrede oturuyor... ama harika bir gün.
No job, everybody against me, my poor dad sitting in a cell, and it's a wonderful day.
Zavallı babam da ölmeden önce böyle diyordu.
That's what my poor father said just before he died!
Bu zavallı babam.
That's my poor old man.
Ruhu şad olsun. Zavallı babamın inancı benden daha fazla değildi.
I wish my poor father, bless his soul, had had less.
Zavallı babam!
Poor Father!
- Zavallı babam, o halde yine yalnız kaldı.
- Poor dad, alone again.
Zavallı babam belki de ölürken ben ne kadar da fenayım.
How wicked of me when my poor father may be dying.
Zavallı babam götürmüştü beni oraya.
My poor father took me there.
Zavallı babam.
My poor Dada.
Sana alışmaya başlamıştım ve zavallı babam sana çok düşkündü.
I'd become used to you and my poor father was fond of you.
Ayrıldım çünkü zavallı babamın bana verebildikleri yetmiyordu.
I left because what my poor father could give me was not enough for me.
Zavallı babam!
Poor dad!
Zavallı babam.
Poor dad.
- Zavallı babam!
- poor dad!
Zavallı babam ve dedelerim Barnesdale'de yaşadılar.
My poor old dad and all the dads before him lived in Barnesdale.
Güneşin altında oturup zavallı babamın yeni numaralarına nasıl çalıştığını izlerdim.
I can remember sitting in the sunshine watching Papa practicing a new number.
Zavallı babam, Doktor.
My poor father, Doctor.
Zavallı babam, pek iyi görünmüyorsun.
Poor father, you don't look too good.
Zavallı babam, çölden buraya transfer edildi ve ilk iş gezisinde Chicago'ya geri dönüyor.
Poor Dad. He transfers out here from the Midwest and his first business trip's back to Chicago.
Zavallı babam.
Poor Dad.
Zavallı babam, yalnız başına gelecek.
Too bad that daddy has traveling alone, right?
Arkadaşım Ellen ve Pete'le orada kendimi gerizekalı gibi hissettim. Ama sonra zavallı babamı düşündüm ve koyverdim gitti.
I felt like a spaz king out there with my friend Ellen and Pete, but then I thought of my poor dad, and I let one rip.
Ayrıca bütün turnuvalara katılıp kupa üstüne kupa kazandım. Zavallı babam kileri kupa odası yapmak zorunda kaldı
I played in local competitions and club tournaments winning cup after cup, until our poor dad had to convert the pantry into a trophy room.
Zavallı babam!
Our poor father!
. - Zavallı babam, tam bir cehennem gibi.
I'm shooting a commercial.
- Zavallı babam. Onunla çıkmaktan çok zevk alıyor.
I know how much he enjoyed going out with her.
Zavallı babamı öldürmek istedin, böylece tüm paraya yalnız konacaktın.
It's my poor father you wanted dead, so you alone would have all the money
Çünkü zavallı babamın gece saat ikiyle sabah altı arasında izleyeceği bir spor yoktu.
After all, poor Dad, before he came, had no sport to watch between the hours of 2 : 00 and 6 : 00 a.m.
Zavallı babam orada yatıyor.
That's my poor old father there.
Yüce Tanrım, Kutsal Babamız biz zavallı fani kullarını o yüce makamında oturup izlerken. lütfen zaaflarımızı bağışla.
O God, our Father, as you sit on high and look down on us poor mortals, forgive our frailties.
Zavallı babam!
Poor father!
Babam? Zavallı...
Poor thing...
Benim zavallı, sevgili, merhum, açgözlü babam bile.
My poor, dear, departed, greedy father.
Zavallı babam.
Poor Father.
Sevgili babamız cennetinde bu zavallı Pedro için de bir yer ayır.
Our Father... who art in heaven... make some space... in your Holy Land... for this poor Pedro.
Kendini benimle özdeşleştirmek için toplama kamplarına gittin, babamızın çektiği çileyi gördün. Fedakârlık maskesi altında bana olan aşkını gizledin. Zulme uğramış, zavallı hasta kadın bırak kocan gitsin.
In order to identify with me... you went to the concentration camps, relived father's calvary... hid your love for me under the mask of self-sacrifice... persecuted a poor, sick woman... let your husband go
Aynı zamanda zavallı amcamı, ve tahminen babam olan, Jan Bronski'yi,... Polonya postanesine sürükleyerek,... ölümüne neden oldum.
I also dragged... my poor uncle and presumptuous father, Jan Bronski... to the Polish post office... so causing his death.
Büyük babam, zavallı adam bir otobüs tarafından ezildi.
My grandfather, poor old guy, got run over by a bus.
Bahar ekimi sırasındaydı ve babam onu sabana koşmuştu. Çünkü zavallı yaşlı Tobby'nin ateşi vardı ve kulakları işitmiyordu.
It was during spring planting and Daddy had hitched her up to the plow'cause poor old Toby had gotten a fever and gone deaf...
Bunu babam, mekanı cennet olsun, zavallı yaşlı anneme vermişti!
Me father gave that to me poor old mother, God rest her!
Efendim zavallı babam kalb krizi geçirdi de. Aman allahım.
Sir, my father had the fourth heart attack
Görünüşe göre zavallı yaşlı babam kayıp elementin sadece tarayıcıların metabolizmasında bulunduğunu söylemeyi unutmuş.
Seems like poor old Dad just forgot to mention that the missing element is only to be found in bodily secretions... of the scanners'metabolic type.
Çok üzgünüz. Trenle gelmelerini söyledim ama babam o zavallı eski arabayla gelmekte direndi.
I told them to take the train, but Papa insisted on driving in that old car.
Sen kimsin ki, Benim zavallı emekli babamı aşağılıyorsun?
who are you to insult my happily-retired father?
Babam zavallı adamı çok kötü benzetti.
Dad gave the guy a horrible beating.
Babam onlara zavallı beyaz ayak takımı diyor.
My dad says they're pathetic, white trash.
Benim zavallı büyük babam nasıl olmuş da... Bram Stoker'ın kitabında kibir karakterden esinlenmiş olabilir.
How my poor grandfather... could have inspired a character out of Bram Stoker's book...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]