English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Z ] / Zavallı çocuklar

Zavallı çocuklar traduction Anglais

289 traduction parallèle
Zavallı çocuklar.
Poor kids.
Zavallı çocuklar.
Poor little kiddies.
Ama o zavallı çocuklar açlıktan ölüyor.
But those poor little kids are starving.
- Zavallı çocuklar, onları bu yolla iyileştirmiştik.
Poor kids, the way we treated them. Lora :
Neden zavallı çocuklar senin gibi kadınlardan doğmak zorunda?
Why do poor little children have to be born to women like you?
O zavallı çocukların, garip birer yetim gibi gideceklerini düşünüyorum.
I'm just thinking of those poor boys going away like poor little orphans.
Zavallı çocuklar başlarını belaya sokup, yakalanmışlardı.
Poor fellas got into some trouble and were arrested.
Zavallı çocuklar!
Poor fellows! A dirty job!
Zavallı çocuklar.
Poor boys.
Zavallı Anne... Zavallı Agda... Zavallı çocuklarım.
Poor Anne... poor Agda... my poor little boys.
Zavallı çocuklar!
Those poor kids. Oh, just another show.
Zavallı çocukların, o kadının sürüklediği günah yuvalarında nelere tanık olduklarını ancak Tanrı bilir.
Heaven only knows what unholy sights and sounds... them innocent little babes has heard... in the dens of perdition where she dragged'em.
Zavallı çocuklar... ve şöhretin. Eğer onlar değilse...
If it weren't for them...
Hiç olmazsa zavallı çocuklarımızı düşün.
Can't you at least think of our poor children?
Zavallı çocuklar!
Poor children!
Benim zavallı çocuklarım kız seçmesini öğrenin artık gözünüz kör müdür nedir!
You know nothing about women, you boys. She had goose pimples because she was cold.
Tüm bu zavallı çocukları terkedip gidecek misin?
When are you going to leave all those poor boys alone?
Zavallı çocuklarım.
My poor little children.
Zavallı çocuklar.
The poor bastards.
Zavallı çocuklar.
The poor kids.
Zavallı çocuklar, iki kez kutsanmış bir yaşam.
Poor kids, a life twice blessed.
- Vah zavallı çocuklar!
- They accused the wrong guys!
- Zavallı çocuklar. Canlarım benim.
My poor boys.
Pek çok konuda berbat biri olabilirim... ama bu zavallı çocuklar gibi kendi kendini öldürmek bunlardan biri değil.
I may be screwed up in a lot of ways... but getting killed like one of these poor kids isn't gonna be one of them.
- Öyle, zavallı çocuklar.
Yeah, those poor kids.
Şu zavallı çocuklar, şu amatörler, bombaları yerleştirip, kendilerini havaya uçuruyorlar.
Those poor kids, those amateurs, planting'bombs and blowin'themselves up.
Zavallı çocuklarım.
My poor kids.
Şu zavallı çocukları neden bırakmıyorsun gitsinler?
- Why don't you let these poor children go?
Zavallı çocuklar.
- Poor children.
Dışarıdaki karanlık nehrin kendilerine mezar olduğu, zavallı çocuklar içindi.
I mean the poor little ones who found their grave in the dark river outside.
Zavallı çocuklar.
Those poor guys.
Zavallı çocuklar.
All of them.
Zavallı çocuklar...
Poor children...
Zavallı çocuklar...
Poor kids...
Hareketlerinize dikkat edin. Zavallı köylü çocukları gibisiniz!
Acting like poor white-trash children!
Zavallı kıza acıdım çocuklar.
Don't rob the poor girl, boys.
Kadınları, içinde esir tutuldukları ülkeye verdiği erkek çocukların sayısına göre değerlendiren zavallı ayırımı...
- Whose pathetic distinction is the number of male children she contributes to the very state which holds her in bondage.
Zavallı Ben birçok kez çocuklarından söz etmişti.
Many's the time poor Brother Ben told me about these young'uns.
Zavallı, annesiz çocuklar.
Poor, motherless children.
Artık o zavallı hassas çocukları kucağımda taşıyacak vaktim kalmadı.
Now, I've run out of time to carry those poor sensitive boys in my lap.
Zavallı Baba, bizim de sevgi dolu anne babaların çocukları olabileceğimizi unuttun mu?
Poor Dad, have you forgotten that we might as well be the children of loving parents?
Zavallı kör çocuklar da size inanmıştı.
Those little blind children believed you.
Ama bu çocuklar benim gördüklerimi görmüş olsalardı eğer bu zavallı insanları, kadınları ve erkekleri görmüş olsalardı gencini ve yaşlısını, her yaştan insanı o kamyonlara tıka basa doldurulduklarını birbirleri üstüne kocabaş hayvan gibi yığıldıklarını görselerdi...
And I knew where they were going. I knew. There was only one thing to do.
Zavallı lanetli çan, neden ölü çocuklarımız için ağıt yakmıyorsun?
My poor cursed bell, why didn't you play requiem for our dead children?
Zavallı adamcağızı çuvalı taşırken düştüğünü gördüğümde... sonra çocukları babalarına yardım ederken...
When I saw the poor lad fall down, and him and that sack. and then the wee ones, they're comin'to help their pa.
Ben, çocukları olan zavallı bir dulum.
I'm a poor widow with children.
O çocukların aileleri, Lovelass denen şu zavallı herif hapishaneden çıktıktan sonra 6 ay işsizlik yardımı almış, serseriye dönmüş ve sonunda bir otobüsün altında kalıp tahtalıköyü boylamış.
The family of those kids and that Lovelass, poor old bugger, got out of the nick,... spent 6 months on the dole, became a tramp and was finally knocked flat by a bus.
Zavallı küçük çocuklarımla bana ne olacak?
What's to become of me and my poor little mites?
Bu zavallı yetim çocukları sokakta bırakamazsınız!
You cannot leave these poor, fatherless children in the street.
Çocuklarının reddettiği, kalelerinden kovulmuş sığınacak yeri kalmamış bir zavallı!
Rejected by his children... driven from his castles... with no place to go.
Şunu anlayalım ben tutukluluğa tahammül ettim, infaza bile, karım ve çocuklarıma zavallı sırrımı açığa çıkarmak yerine.
Let it be understood that I would have endured imprisonment, even execution, rather than reveal my miserable secret to my wife and children.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]