Çalışacağım traduction Anglais
7,889 traduction parallèle
Ben elektriği açmaya çalışacağım.
I'll try and get the power back on.
Freddie, sana olabildiğince kolay açıklamaya çalışacağım.
Well, Freddie, I'm going to lay it out to you as simple as possible.
Kardinal için çalışacağım.
I'm going to work for him - the Cardinal.
Ama zamanımı ayırıp cadılar bayramı evine gelmeye çalışacağım.
But I will try to come down and help out at the haunted house.
Çalışacağım.
I'll work..
Nerede ders çalışacağım ben?
Where am I going to study here?
Birde Durwood'u çöpten uzak tutmaya çalışacağım.
And I'll try to keep Durwood out of the garbage.
Ama evlenince herkese teşekkür etmeniz gerekir, ben de konuşmaya çalışacağım.
But when you get married you should thank everyone, so I'll give it a try.
Yani bundan sonra müdürümle birlikte ofis dışında çalışacağım.
Hmm, in a word... I now hit the road, with my manager.
Ailemin teknesini almaya çalışacağım.
I'll try to get my family's boat.
Bilmenizi isterim ki, sizinle birlikte çalışacağım.
Want you to know I'm here to work with you.
Birlikte çalışacağım adamın adı Stephen'dı.
The fella that was appointed to me, his name was Stephen.
Yarın sana dönmeye çalışacağım.
So, I will make every effort to try and find you tomorrow.
Hazırlandığımız dava üzerinde çalışacağım.
And I have work on our case to prepare for.
Buralarda kısa alıcı bulmaya çalışacağım bu sırada siz de bana ulaşamazsanız beni cep telefonumdan arayın, olur mu?
I'm gonna see if it's a short in the receiver, and in the meantime, if you do need to reach me, why don't you just go ahead and call me on my cell?
Sana çalışacağım.
I'm coming to work for you.
Birşeyler yapmaya çalışacağım.
I'll see what I can do.
Anneni ara ve bende geç saate kadar ders çalışacağımızı söyle.
- No. Call your mom and tell her you're- - you're studying late at my place.
Kendi suikast ataklarımı durduracağım, böylece nasıl birlikte çalışacağımızı öğrenebilirim.
I'll hold off my own assassination attempts so that I can learn how to work together.
Bunu çözmeye çalışacağım.
I'm gonna try to solve this.
İşlemleri hızlandırmaya çalışacağım.
We'll try to expedite your case.
Burada yaşananlarla ilgili akıllıca bir tahmin yürütmeye çalışacağım.
I'm gonna make an educated guess what happened here.
Anlaşmaya çalışacağım.
I'll try to make him see reason.
Onu aramayacağım yani. Elimden geldiğince kendimi düzeltmeye çalışacağım.
So I'm not gonna call him, and I'm just gonna work on me the best that I can.
Ama ben çalışacağım, Job.
But I'm going to work, Job.
Pencereyi vurmaya çalışacağım.
So I'm going to try hit the window.
Çalışacağım çünkü Hayley'den ayrıldım.
I will because I broke up with Hayley.
Mutfakta çalışacağım.
Kitchen.
Eve dönerken biraz daha getirmeye çalışacağım.
I will try and bring some back before I come home.
En güncelinden bir tane sağlamaya çalışacağım.
I'll try and source you some more recent ones.
Chuck'ın hukuk firmasında posta odasında çalışacağım. En azından başlangıç.
I'm gonna work at his law firm, like in the mailroom.
Uçları birbirine dikmeden önce bir sonraki bölgeyi kesmeye çalışacağım.
Before I sew the ends together, I will try to remove the next section.
Video oyunu stüdyosunda geçen bir Fox dizisinde P.A. olarak çalışacağım.
I got a job as a PA on a Fox show, it's in a video game studio.
Ben... hatırlamaya çalışacağım.
I'll try to remember.
Gidip çalışacağım.
I'm going in to work.
Sanırım kendi başıma bir şeyler bulmaya çalışacağım.
I guess I'll just have to figure it out on my own.
Müsait bir zamanda ona sormaya çalışacağım.
I will try to buttonhole him between air strikes.
Daha çok çalışacağım efendim.
Sir, I'll work'arder.
- Karanlık çökünce körfeze götürmeye çalışacağım. Yeterince malzeme olursa hayatta kalmayı başarır.
Might find their way to the cove after dark..... together with enough supplies to keep a man alive.
Yarın hastalarıma bakacağım ve kendimi affettirmeye çalışacağım, Tanrı bilir nasıl.
Tomorrow, I will tend to my patients and try, God knows how, to make amends.
Kazazedelere yardım etmeye çalışacağım.
See what I can do for the survivors.
Bir fabrikada çalışacağım.
I'm going to work in a factory.
- Cookie, beyaz televizyonuna çıkacağım ve düzgün bir yolla bu adamları ölümüne korkutmamaya çalışacağım.
- Cookie, I got to go on white TV and try and talk in a way that don't frighten these folks to death.
Monitörlere bakıp, çözmeye çalışacağım.
I'll monitor the grid. See if I can boot it up internally...
Yapabildiğim sürece bunu dengelemeye çalışacağım.
I try and balance it when I can.
Biraz daha etkilemeye çalışacağım.
I'll make more Sway.
Uzaya gitmeyi kolaylaştıracak bir takım özel şirketle birlikte çalışacağız.
We will work with a growing array of private companies competing to make getting to space easier and more affordable.
.. Bundan sonra tam verimle çalışacağını mı sanmıyorum.
I'm just telling you this because I don't think that you'll firing on all cylinders right now.
Çalışacağım.
Bring me the stuff.
Sen geri almak zorundasın! Ben evime dönüyorum ve... Hayatımı tekrar düzene sokmaya çalışacağım ve...
and... and... we have to go and get... it's... ( shouts )
Burada sizi zorlayıp değiştirmeye çalışacağız. Tamam mı?
We're here to break you down and try to change you.
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalıştı 29
çalışmıyor 158
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalıştı 29
çalışmıyor 158
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18
çalışıyoruz 40
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18