Çok geç olacak traduction Anglais
424 traduction parallèle
Sabah kalktığın zaman kendini ölmüş bulunca pişman olmak için çok geç olacak.
When you wake up in the morning and find yourself dead, it's too late to regret it.
Fikrimizi değiştirmek için çok geç olacak.
It ain't too late for us to change our minds.
Tanrı bizim için bir şey yapacaksa elini çabuk tutsa iyi olur yoksa çok geç olacak.
And if the Lord's figuring on doing anything for us, he had better hurry up or else it's gonna be too late.
O zaman çok geç olacak.
it'll be too late then.
Eğer bulmak için beklersem çok geç olacak.
But if I wait to find out, it will be too late.
Yarın çok geç olacak.
Tomorrow will be too late.
Çok geç olacak.
But that'll be too late.
Konuşsan iyi olur, tatlım, çünkü birazdan dalgalar gelecek ve sonra çok geç olacak.
You'd better talk, me dear, for soon the tide will be in and then it will be too late.
- Tabii, çünkü o zaman çok geç olacak.
- Sure, because then it'll be too late.
Çıktığı vakit, kaçmak için çok geç olacak.
If it does, it'll be too late to get away.
Sen toza dönüştüğünde çok geç olacak.
When you are only dust returned to dust it will be too late.
– Zamanında karar vermezsen, Ben, çok geç olacak.
– By the time you get around to it, Ben, it'll be too late.
Bu çok geç olacak.
That'll be too late.
Ancak ilkel beyinleriniz, meydana gelecek felaketi anladığında çok geç olacak.
But the juvenile minds which you possess will not comprehend its strength, until it's too late.
1 dakika sonra çok geç olacak.
In a minute it'll be too late.
O zaman çok geç olacak. Ama hayatım, bu benim son şansım olabilir.
But, darling, this may be my last chance.
Bunu bir an önce yapmamız lazım yoksa çok geç olacak.
We gotta do it now or it's too late.
Yakında çok geç olacak.
Soon it will be too late.
Çok geç olacak.
It'll be too late.
Ve eğer kızın dediği doğruysa, yarın çok geç olacak.
And if what she says is right, tomorrow are gonna be too late.
Bir telefon ederse, çok geç olacak.
One phone call and it'll be too late.
Bizi durdurmak için çok geç olacak.
Too late for anyone to stop us.
Acele et yoksa çok geç olacak.
Quick or it'll be too late.
Carsinome, gezegenin çevresini kuşattığı an, çok geç olacak.
For when the Carsinome encircles the planet, it will be too late.
Çünkü kartlar bunu gerektiriyor, albay, bu sefer çok geç olacak.
Why do you tell me now? Because it's on the cards, Colonel... that this expedition will be too late.
Ama çok geç olacak, Sam.
But it'll be too late, Sam.
Ama yarın çok geç olacak.
But tomorrow will be too late.
Bir an önce, yoksa çok geç olacak.
Now, before it's too late.
Acele edin yoksa çok geç olacak.
Hurry it up, or it'll be too late.
Doktora görünecek kadar kötü haldeysen oraya vardığında çok geç olacak.
If you're bad enough to see a doctor, time you get there it's too late anyway.
Bir an önce bilincim yerine gelmezse, çok geç olacak.
If I don't regain consciousness soon, it may be too late.
- Yakında çok geç olacak.
- Soon it'll be too late.
Eğer şimdi gitmezsek çok geç olacak.
If we do not go now, it will be too late.
- Çok geç olacak!
- Then it'll be too late.
Bunu duyduklarında ünite faaliyete geçecektir, çok geç olacak.
The unit will be activated. By the time they hear this, it will be too late.
Bunu duyduklarında, çok geç olacak.
By the time they hear this, it will be too late.
O zaman çok geç olacak.
By that time, it may be too late.
Birine kara kılarlarsa, bizim için çok geç olacak.
If they agree on someone, it will be too late for us.
çabuk! yoksa çok geç olacak!
Hurry, or it will be too late!
Çok geç olacak.
Much too late.
- Yarın çok geç olacak!
- By tomorrow, it will be too late.
Yakında çok geç olacak!
Soon it will be too late!
Fraser bir an önce buraya gelmezse her şey için çok geç olacak.
If Fraser don't get here quick, it'll be too late.
Serbest kaldığımda çok geç olacak.
By the time I get relief, it'll be too late.
Baban bunu fark ettiğinde çok geç olacak.
And your father will notice it when it is too late.
Bazıları ne için olduğunu bilecek ama çok geç kalmış olacak.
Some people will know for what, and then it will be too late.
Bu yıl için artık çok geç ama sanıyoruz ki gelecek yıl değişik olacak.
It's too late for this year, but we believe that next year will be different.
Yatsan iyi olacak. Çok geç oldu. Sabah bir araya gelir, işlerini konuşuruz.
Well, you better get to bed and get some rest because it is very late, and I'll see you first thing in the morning and then we can discuss your chores.
Ama, tahminime göre, çok geç olmuş olacak.
But I guess maybe it'll be too late.
Er veya geç beni seveceksin ve her şey çok iyi olacak diyecek.
"and I know that sooner or later, you'll love me, and everything will be fine."
Geç olmadan dönsek çok iyi olacak.
We have to get back before it gets late.
çok geç 640
çok geç değil 68
çok geç kalma 19
çok geç kaldım 55
çok geç artık 28
çok geç oldu 179
çok geç kaldın 48
çok geç olmadan 54
çok geç kaldık 53
çok geç kaldınız 24
çok geç değil 68
çok geç kalma 19
çok geç kaldım 55
çok geç artık 28
çok geç oldu 179
çok geç kaldın 48
çok geç olmadan 54
çok geç kaldık 53
çok geç kaldınız 24
çok geciktim 21
çok geçmeden 34
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok geçmeden 34
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel olur 30
çok güzel oldu 36
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel olur 30
çok güzel oldu 36