Çok harika traduction Anglais
4,799 traduction parallèle
Seninle konuşmak çok harika olurdu.
It would be great to talk to you.
Çok harika değil mi?
It's just amazing, isn't it?
Burası çok harika. Diz üstünü kapatman için odaya her girdiğinde sana kızan bir kadın yok.
It's so great here- - no wife to get mad at you for closing your laptop whenever they walk into the room.
Bence bu çok harika...
♪ I think it's so groovy now ♪
Şimdiyse çok harika bir hanım, Josephine, bakıyor.
Now we have this great lady, josephine, really nice.
Bu haksızlık. Bak dostum, çok kötü değilsin ama bugün birçok harika ses dinledik ve sen yeteri kadar iyi değilsin.
Look, man, you're not terrible but we've heard a lot of really good singers today, and you're just not good enough.
Ve bir odam olurdu, ki bu da çok harika bir şey.
And I have a room, which is really cool.
Minna'nın kariyerine bu kadar destek olmanız çok harika bence.
I think it's just wonderful how supportive you are of Minna's career, her job, you know?
Şu an kendimi çok harika hissetmeseydim müdahale ederdim.
I would intervene right now if I wasn't feeling amazing.
O süslü giysilerinle kasıla kasıla yürüyerek çok harika olduğunu düşünüyorsundur.
- I am. You must think you're so great, strutting around in your fancy clothes.
Meredith, senin hakkında pek çok harika şey duydum.
Meredith, I've heard so many wonderful things about you.
Çok harika zaman geçiriyordum.
Having such a dreamy time.
- Dr. Reed. - Sizinle baş başa oturmak çok harika.
Dr. Reed... it's go great just to sit down with you...
Vay! Çok harika!
Super cool.
Çok harika bir akşam olacak.
What a great night this is gonna be.
Bu çok harika bir olumsuzluk.
This is wonderful negativity.
Çok rahatlamış hissediyorum. Harika.
I feel so relieved, amazing.
- Harika olur, teşekkürler. - Çok teşekkürler.
Excellent, thank you.
İlişkimiz böyle harika gitmeye devam ettiği sürece sen evlenme teklif etmeye devam edeceksin ve ben de sonunda evet diyeceğim ama biz sonra sonsuza kadar evli kalacağız falan. Bunlar beni çok korkutuyor.
As long as things keep going great between us, you'll keep asking me to marry you, and eventually I'm gonna end up saying yes, and then we're gonna be married forever, and the whole thing just freaks me out.
Bak bu harika bence çok iyi
Look, this one's awesome, it's perfect for us, isn't it?
Uslanmak istememi sağlayacak çok özel birini bulana dek harika vakit geçirmiştim.
I had such a great time that it took someone very special to make me want to settle down.
Görüntüde harika biri ama gene de kabul etmen gerekir ki çok sıra dışı bir ilişki yaşıyorsun.
She seems great, but still, you have to acknowledge that this is an unusual relationship.
Başkan yardımcısı buraya bir ticaret anlaşması imzalamak ve iki harika ülke arasında, çok önemli bir dostluk kurmak için geldi.
The Vice President is here to sign a trade agreement and forge a very important friendship between two great nations.
- Evde olmak harika. İyi olmanıza çok sevindim.
I'm so glad you're okay.
- Harika, ve çok güzel görünüyor.
Awesome, and it looks great.
Harika, çok güzel.
Perfect. Perfect.
Bu harika, çok daha iyi oldu.
That is brilliant, it's loads better.
Ama burası harika bir bina ve işime de çok yakın. Senin de onayını almak istedim.
But it's a great building, and it's really close to my job, so I just wanted your blessing.
Bir Jeologa göre, bunun gibi harika bir yay şeklinde bir yapı meydana getiren çok az doğa olayı vardır.
Now, to a geologist, there are very few natural events that can create a structure, such a perfect arc as that.
Ki onlar çok daha harika bir şey keşfettiler.
But those that have discovered something rather wonderful.
Tom'un annesi bize düğün hediyesi olarak bir arı kovanı verdi. Bal bu aralar çok popüler. Yani harika bir iş fırsatı.
Tom's mother got us a bee colony as a wedding gift, and, well, honey's really popular right now, so it's a great business opportunity.
Harika. Çok isterim.
I would like that.
- Bu çocukları dinleyeceğin için çok heyecanlıyım ve bence harika bir şeyin başlangıcı olacaklar.
I'm so excited for you to hear these kids, and I just think this'll be the start of something great.
Yani çok meşgulüz, ama harbi güzel zaman geçiriyoruz ki bu harika ve hazır New York'tayız bir ay sonra buradaki konsere hepinizi bekliyoruz.
I mean, we've been really busy, but, boy, we've been having such a good time with this tour, and it's a great one, and, you know, since we're in New York, we're gonna be here next month, so y'all need to come check us out.
Viktor Zhukov, senin için çok şey ifade eden harika bir adamdı.
Viktor Zhukov was a great man who meant a great deal to you.
Bazı güzel arkadaşlıklar kurdum, İşim çok iyi... Alış veriş merkezleri harika.
I've... you know, I've made some really good friends, the job is great... the malls are amazing.
Harika, şimdi de şifremi hatırlayamıyorum. Çünkü sen çok iyi kokuyorsun, dikkatim dağılıyor.
Great, and now I can't even remember my pin because you smell too good and it's distracting me.
- Çok harika biri.
He's so awesome.
Bu çok mantıklı çünkü tezgâhta harika görünen küçük kekler var.
Which makes sense, because there are these awesome looking cupcakes on the counter.
Hayal ettiğimden çok daha harika. Halbuki iyi bir hayal gücüm vardır.
She's so much better than I imagined, and I have a good imagination.
İlerlemek harika bir şey ama çok ileri gitti.
Progress was a wonderful thing, it just went on too long.
Bu harika ikizler değilse ne olayım... telsizi çaldığı için çok üzgün ve bir daha sizi rahatsız edip, sizlerden hiçbir şey çalmayacak.
Well, if it isn't the wonder twins... He's very sorry for stealing the radio, and he won't ever bug you or steal anything from you guys ever again.
Çok rahat! Harika.
Nice and cozy
Çok aptalca. Annen harika bir kadın.
_ _
Ben gerçekten çok ama çok üzgünüm Molly çünkü sen harika görünüyorsun.
I'm really sorry, Molly, especially because I think you're so... Brilliant.
- Evet, harika. Çok karmaşık bir şey.
- Yes, but it is quite complicated.
Harika. Kartpostaldan çok daha büyük!
This is great, it's so much bigger than a postcard.
Alıcına, senin yüzünden harika bir evden olduğunu söyleyebilirsin. Fazla havalara girip çok ileri gittin çünkü.
So you can tell your buyer that you cost them a great house... because you got cocky and overplayed your hand.
En harika, en havalı kek dükkanını açtık. Burayı çok seviyorum.
We created the greatest, coolest, chic-est cupcake shop, and I love it!
Çocuklar, bu akşamki desteğiniz için çok teşekkürler... Bunu dünyadaki en iyi dostlarımla paylaşmak harika bir duyguydu.
Guys, I wanna thank you so much for your support tonight, and it was awesome to share this moment with my best friends in the world.
Modifiyeli son model bir karavanla güneşin Pasifik'teki dansına harika bir yolculuk yaparız demekle ne çok şey istemişim.
Obviously, it was too much to ask to think that we could take one magnificent trip in a tricked-out, state-of-the-art R.V. to see the sun dancing off the Pacific.
harika 10247
harikasın 412
harikaydı 604
harikayım 109
harika görünüyorsun 610
harikalar 75
harikasınız 87
harika bir gün 57
harika bir adam 26
harika bir kız 40
harikasın 412
harikaydı 604
harikayım 109
harika görünüyorsun 610
harikalar 75
harikasınız 87
harika bir gün 57
harika bir adam 26
harika bir kız 40
harikaydın 273
harika biri 117
harikadır 84
harikaydınız 54
harika olurdu 53
harika olur 206
harika bir kadın 31
harika bir yer 43
harika bir duygu 21
harika bir haber 41
harika biri 117
harikadır 84
harikaydınız 54
harika olurdu 53
harika olur 206
harika bir kadın 31
harika bir yer 43
harika bir duygu 21
harika bir haber 41