Çok heyecanlandım traduction Anglais
720 traduction parallèle
Çok heyecanlandım.
I was so excited.
Ama diğerleride attı, çok heyecanlandım.
But I was so excited and the others threw theirs.
- Çok heyecanlandım.
- I'm on pins and needles.
Çok heyecanlandım.
I'm just so excited.
Oh, Freddy, sevgilim, çok heyecanlandım!
Oh, Freddy, darling, I'm so excited!
Tatlım, mesajını aldığımda çok heyecanlandım.
Darling, I was so excited when I got your message.
Sormayı unuttum, seninle tekrar karşılaştığım için çok heyecanlandım.
I forgot to ask you, I've been so excited over meeting'you again :
Bir an, çok heyecanlandım,
And for a minute, I was so stirred up.
Özür dilerim, çok heyecanlandım.
Sorry, I'm just overjoyed.
Çok heyecanlandım.
I'm trembling.
Yaşlı Mitch evleneceğini duyunca çok heyecanlandım.
I was thrilled to hear you were going to take the plunge with old Mitch.
- Çok heyecanlandım ben...
- Oh, he made me so nervous, I -
- Çok heyecanlandım.
- I'm so excited.
Efendi Wan, gerçekten çok heyecanlandım... ve sizin için bir şey yapmak isterim
Master Wan, I've just started to work for you and would like to accomplish something
Gerçekten çok heyecanlandım.
That really gave me thrill
Çok heyecanlandım, doğru düzgün düşünemiyorum!
I'm so excited, I can't even think straight!
Hastanenin başına geçtiğinizi duyduğumda çok heyecanlandım.
I'm absolutely thrilled that you're taking over the Institute.
- Çok heyecanlandım.
- I messed up, I was so nervous.
Çok heyecanlandım!
I'm so excited!
Çok heyecanlandım, neden biliyor musunuz? Siz tam o kadınsınız, tam benim tipim.
The woman I've always...
Röportajı kabul ettiği için ben de çok heyecanlandım.
I'm really excited that he agreed to do the interview.
Çok heyecanlandım ve sana ne yapabileceğini düşünmeden edemedim.
I got so carried away, I didn't think what it might do to you.
Bizden yana olduğunu bildiğim için çok heyecanlandım.
I'm thrilled to know that you are you're own person.
Çok heyecanlandım.
I'm very excited.
- Birden çok heyecanlandım.
- I just got over-excited.
Çok heyecanlandım.
Oh, I'm so excited.
Çok heyecanlandım!
So excited!
Çok heyecanlandım.
I'm so excited.
- Çok heyecanlandım.
I'm so excited.
Çok heyecanlandım.
I think I'm strangely aroused.
Çok heyecanlandım.
I got so flustered...
Oh, Çok heyecanlandım!
Oh, I'm too excited!
Çok heyecanlandım.
I'm so excited. Could be your big one. Yeah.
Doğrusu, bu tür şeyler beni çok heyecanlandırır... ne yaptıklarını öğrenene ve alışana kadar.
To tell you the truth, I'm always rather nervous of these things... till I know what they're going to do, till I get used to them.
Kusura bakma çok beklettim. Barış beni çok heyecanlandırdı.
Sorry to keep you waiting all this time, but I'm so excited about peace.
Çok heyecanlandım.
They'll read this.
Ne yazık ki seni en çok mahkeme salonları ve eski mahkeme koridorları heyecanlandırıyor.
I'm afraid your excitement is always going to be in the Old Bailey and other musty old law courts.
Çok heyecanlandım.
You've got me all excited.
- Sanırım çok heyecanlandı.
- Well, he's just over-excited.
- Öyle. En çok onu ilk kez uçurduğumda heyecanlandım.
Most exciting thing was when I flew her free first time.
Çok çabuk sıkılırım ama sen beni heyecanlandırıyorsun.
... I'm easily bored but you excite me....
Şimdi onu görebilirsiniz. Fakat çok konuşup heyecanlandırmayın, tamam mı?
You can see her now, but don't talk to her too much or get her too excited, okay?
Bu gece büyükanneni aradığımızda çok heyecanlandı. Onunla kalacağını duyunca çok sevindi. Senin için bir sürü güzel şey planlamış.
When we called Grandma tonight... she got really excited that you're comin'to stay with her... and she's planning'all these neat things for you guys to do.
Ne olduğunu henüz tam bilmiyorum ama eminim hepimizi çok şaşırtıp heyecanlandıracak.
I don't know quite what it is yet... but I'm sure it will thrill and amaze us all.
Ben de çok heyecanlandım. "İt!"
"Bill!" ( rapid breathing ) I became excited. I said, "Push!"
Sammy, orada yeniden atış yaptığını görmek herkesten çok beni heyecanlandırdı ama Babette'in kulağına attığında ben bile biraz utandım çünkü çok yakın duruyordu.
Sammy I was more thrilled than anybody to see you out there flinging it again, but even I was a little embarrassed when you put one in Babette's ear cos she was crowding the plate.
- Stanley, çok heyecanlandım.
Check it out!
Çok konuşmaya meyilliyimdir, özellikle de heyecanlandığımda.
I do tend to have a motor mouth, especially when I'm excited.
- Evet, dün geldi. Personele dağıttım, kesinlikle çok heyecanlandılar.
I issued them to the men, and they were absolutely thrilled.
Tabii. Çok heyecanlandık. Bir hanım kaç kere evlenir ki?
How many times does a lady get married, huh?
Bu tarif beni çok heyecanlandırıyor.
I'm very excited about this recipe.
heyecanlandım 20
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hoşuma gitti 64
çok hastayım 35
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hoşuma gitti 64
çok hastayım 35
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş değil mi 27
çok haklısın 247
çok heyecan verici 71
çok hızlısın 42
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş değil mi 27
çok haklısın 247
çok heyecan verici 71
çok hızlısın 42
çok hoş olur 23
çok hoşlar 25
çok hoş biri 33
çok hızlı 94
çok hassas 27
çok heyecanlıydı 27
çok hafif 28
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59
çok hoşlar 25
çok hoş biri 33
çok hızlı 94
çok hassas 27
çok heyecanlıydı 27
çok hafif 28
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59