Çok heyecanlıyım traduction Anglais
2,168 traduction parallèle
Çok heyecanlıyım, dostum. Film yönetmeni olmam için büyük bir fırsat bu!
I'm so excited, man, this is my chance to be a big time movie directors!
Bu yüzden de hükümdarlık mücevherlerini Amerika'ya getirmekten çok heyecanlıyım.
That's why I'm so excited about the crown jewel exhibit we've brought to America.
Bunun için çok heyecanlıyım dostum.
Oh, I'm really looking forward to this, man.
- Evet, çok heyecanlıyım.
- Yeah, I'm excited.
Bu akşamki konser için çok heyecanlıyım.
Uh, really excited for the concert tonight.
Biraz da gerginim ama daha çok heyecanlıyım.
I mean, I'm a little nervous but I'm excited.
Yedi rezervasyon olduğu için çok heyecanlıyım. - Kim ki onlar?
So, yeah, looking forward to meeting the young dudes.
Yeni proje için çok heyecanlıyım.
I'm very happy about this new project.
- Ben de çok heyecanlıyım.
I'm nervous too.
Çok heyecanlıyım.
I'm getting so excited.
- Bizim sıramız gelmek üzere. - Çok heyecanlıyım!
soon to be our turn it so excited ah
Görüşmen için çok heyecanlıyım.
I am so excited about your meeting.
- Çok heyecanlıyım.
I'm very excited.
Ayrıca seninle tanıştığım için çok heyecanlıyım.
Although I am very excited to meet you.
Ama Toby ve Gabe'le biraz zaman geçireceğim için çok heyecanlıyım.
But I'm really excited to spend a lot of time with Toby and Gabe.
Çok heyecanlıyım!
Oh, I'm so excited!
- Çok heyecanlıyım, ya sen?
- I am so excited. Aren't you?
Burada olduğunuz için çok heyecanlıyım.
I am so excited you guys are here.
Sonuncusunu söylemek için çok heyecanlıyım. Tebrikler... Tebrikler...
The very last one is I am so excited to say congratulations to to
Çok heyecanlıyım.
I'm so excited.
Sizinle çalışacağım için çok heyecanlıyım, efendim.
Very excited to work with you, sir. Come on, Jimmie.
Evet, çok heyecanlıyım.
Yeah, I'm very excited about that.
Söyleyeyim, çok heyecanlıyım.
I must say, I'm very excited.
Aman Tanrım, sizi gördüğüm için çok heyecanlıyım.
- Hi. Oh, my gosh, I'm so excited to see you guys.
Bu benim için basit bir oyun değil. Kazanmayı deli gibi istiyorum, ki bir adım daha yaklaştım artık. Çok heyecanlıyım.
The bad news is, as you know, we have to pick three of you to perform... tonight in the last-chance performance.
- Evet, çok heyecanlıyım.
Yes, very exciting.
Bu gece birlikte olabildik sonunda. Çok heyecanlıyım.
I'm so thrilled that you made it tonight.
Çok heyecanlıyım,
I'm so excited.
Çok heyecanlıyım çünkü o zaten bana sorarak yeterince cesur davrandı..
I'm excited because Reed had enough courage to ask me.
Çok ama çok heyecanlıyım. Buna hazırız.
Viruses have found a way to use our own defence mechanism - sneezing - against us.
Çok heyecanlıyım, uyuyamıyorum.
I'm so excited about tomorrow, I can't sleep.
Oldukça büyük paylar aldı ki bu konuda çok heyecanlıyım.
It's taken on huge proportions that I'm very excited about.
Çok heyecanlıyım.
It's just nerves, I guess.
Çok heyecanlıyım.
I am so excited.
Çok heyecanlıyım.
I'm very nervous.
Az kaldı, çok heyecanlıyım.
I'm almost there, so I'm excited.
Randevunuz mu vardı? Evet. Çok heyecanlıyım.
Do you have an appointment?
Bu her neyse oruç gününde olduğu için çok heyecanlıyım ve umarım iftar için sizde bizimle kalırsınız.
Well, whatever it is, I'm just so thrilled that it's happening on Yom Kippur, and I hope the two of you will stay to break the fast with us.
Çok heyecanlıyım! Evet, ben de.
Yeah, me too.
Aslında çok heyecanlıyım.
In fact, I'm really excited about it.
Oh, bu insan bir bebek, çok heyecanlıyım.
Oh, it's, um, a human baby, so, I'm pretty excited. Mm-hmm.
Çok heyecanlıyım.
So exciting.
- Hadi ama Lavon, çok heyecanlıyım.
Come on, Lavon, I am so excited.
Ben gerçekten çok heyecanlıyım, fikirleri gerçekten güzel ama daha önemlisi o tek bir insanın bile fark yaratabileceğine inanıyor.
Just, you know, I'm, I'm excited, and her policies are great, but there's more to her than that. You know, she really believes that one person can make a difference, like you did with your commercial.
Çok heyecanlıyım.
Well, at least we know Vermont's in good hands. I am so excited.
- Çok heyecanlıyım.
Oh, so we're doing it?
Tanrım, çok heyecanlıyım.
Now I'm nervous.
Evet, efendim. Yapacağımız anlaşma için biz de çok heyecanlıyız.
Yes, sir, we're very excited about our deal with you as well!
Dostum, çok heyecanlıyım.
Dude, I'm freaking out.
Çok heyecanlıyım.
And that's very exciting for me.
Çok heyecanlıyım.
I'm very excited.
heyecanlıyım 32
çok hoşsun 64
çok hoşuma gitti 64
çok hastayım 35
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok hoşsun 64
çok hoşuma gitti 64
çok hastayım 35
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok heyecanlandım 55
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş olur 23
çok hoş değil mi 27
çok hızlısın 42
çok heyecan verici 71
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş olur 23
çok hoş değil mi 27
çok hızlısın 42
çok heyecan verici 71
çok haklısın 247
çok hoşlar 25
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok heyecanlıydı 27
çok hafif 28
çok hoştu 69
çok haklı 59
çok haklısınız 85
çok hoşlar 25
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok heyecanlıydı 27
çok hafif 28
çok hoştu 69
çok haklı 59
çok haklısınız 85