Çok hoşuna gidecek traduction Anglais
272 traduction parallèle
Çok hoşuna gidecek.
He will love it.
Çok hoşuna gidecek.
You'll enjoy it immensely.
Bu parça çok hoşuna gidecek.
You must be very fond of that piece.
Senin de çok hoşuna gidecek.
You'll drink tea and like it.
Burada çalışmak çok hoşuna gidecek.
You'll be delighted in working here.
Pastalar çok hoşuna gidecek.
Yeah, you're gonna like these biscuits.
Çok hoşuna gidecek.
Think I'll try for a pair.
Çok hoşuna gidecek!
She'll like this more than anything else!
Babanın çok hoşuna gidecek.
Your father's going to love it.
Çok hoşuna gidecek, Maxine.
You'll like this, Maxine.
O tepeler çok hoşuna gidecek.
He's gonna love it up there in the hills.
Bu kablolar Molumphry'nin çok hoşuna gidecek.
Molumphry will be happy with this wiring.
Babanın çok hoşuna gidecek değil mi!
Your papa's gonna love this!
Çok hoşuna gidecek bir masal.
That's a very good story. You'll like it very much.
Sana bir sürprizim var. Çok hoşuna gidecek. Evet.
I have a surprise you'll like :
Çok hoşuna gidecek.
You'll find it charming.
- O zaman daha çok hoşuna gidecek.
- Enjoy it.
- Bu İmparator'un çok hoşuna gidecek.
The emperor will be pleased.
Teşekkürler, Bay James, bu çok hoşuna gidecek.
Thank you, Mr. James, he'll love that.
Çok hoşuna gidecek.
You'll enjoy it very much.
Çok hoşuna gidecek.
You'll like it, you'll see.
Eminim çok hoşuna gidecek. Sen olmasan halimiz ne olurdu? Ona ikinci bir anne oldun.
I'm sure she'II like it what would we have done without you?
İşi bittiğinde ölmezse eğer, küçük bir ödül var. Axel'in çok hoşuna gidecek.
Axel feels appreciated if, when he's done, assuming he's alive, there's a little reward.
Bu çok hoşuna gidecek.
You're gonna love this.
Bu göreceğin çok hoşuna gidecek. Nedense buna pişman olacağımı hissediyorum.
I like you, but it is undeniable that you are robbing me.
Çok hoşuna gidecek.
You'll love it.
Oraya çıkıp başka bir tane daha söylersen onların daha çok hoşuna gidecek, tatlım.
They gonna love you a hell of a lot more if you get up there and do another one, honey.
Lizzie'nin çok hoşuna gidecek.
Lizzie will really like it.
Çok hoşuna gidecek.
You'll feel it all right.
Sıradaki o da olabilir ama önce başka planlarım var, ve çok hoşuna gidecek.
Maybe she should be next, but I've got other plans you like them.
Çok hoşuna gidecek.
You'II love it.
Çok hoşuna gidecek.
You're gonna love it.
Bunlar Rick'in çok hoşuna gidecek.
Rick is just gonna love all of these.
- Bu çok hoşuna gidecek.
Turn this thing off! You're going to love it!
Bu çok hoşuna gidecek.
You're going to love this one.
Evet... bence çok hoşuna gidecek.
Yep, I think he'll like it a lot.
Annelik çok hoşuna gidecek.
You're going to love being a mother.
Bu çok hoşuna gidecek. Yemin ederim.
You're gonna love it.
Onun kadar ünlü olduğumda çok hoşuna gidecek.
I'll bet I get to be just as big as him.
Çocuğun çok hoşuna gidecek.
Carla, please.
Endişelenme, çok hoşuna gidecek çünkü seni hipnotize edeceğim.
Don't worry, you'll love it... because I will hypnotise you.
Annenizi veya babanızın daha çok hoşuna gidecek bir şey görürseniz Bundy çığlığı atın.
And if you find Mommy, or something Daddy would like a little better... give the Bundy yell.
Çok hoşuna gidecek.
- It's good for what ails ya.
Yanlardan çok aldın ama onun hoşuna gidecek bir şeyim var.
Too much off the sides, but I can come up with something she'll love.
Çok yakında senin için onu buraya getireceğim... hepimizin hoşuna gidecek.
I'm going to bring her back real soon... for you all to enjoy.
Ve Beadle ögretmenin parfümü çok hosuna gidecek!
And wait til'you smell Ms. Beadle? s Lemon Verbina!
Göreceksin, ev hoşuna gidecek. Çok güzel bir ev. Orada, bu gördüklerinin hiçbirini görmeden 100 sene yaşabilirsin.
You'll see, you'll love the house.
Dünyayı gerçek kılacak fizik veya makinistlik bilmiyor... başkalarının hoşuna gidecek şeyler resmetme yeteneği yok... TV cıngıllarından başka müziği yok... zavallı annesinin anlattığı hikayelerden başka tarih bilgisi yok... kendini eğlendirecek ya da daha çok tanımasını sağlayacak arkadaşı yok.
He knows no physics or engineering to make the world real to him... no paintings to show him how others have enjoyed it... no music except television jingles... no history except tales from a desperate mother... no friends to give him a joke or make him know himself more moderately.
Yakında çok daha hoşuna gidecek şeyleri tadacaksın.
Soon, you'll taste things you'll like even more.
Bu, çok hoşuna gidecek, Boxey.
You're going to love this, Boxey.
Çok güzel bir sehir. Koca bir endüstri var, göreceksin çok hosuna gidecek.
It's a beautiful industrial city.
hoşuna gidecek 55
gidecek 41
gideceksin 40
gidecek yerim yok 22
gidecek misin 76
gidecek bir yerim yok 21
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hoşuma gitti 64
çok hastayım 35
gidecek 41
gideceksin 40
gidecek yerim yok 22
gidecek misin 76
gidecek bir yerim yok 21
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hoşuma gitti 64
çok hastayım 35
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoşsunuz 21
çok heyecanlandım 55
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok havalı 33
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoşsunuz 21
çok heyecanlandım 55
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş değil mi 27
çok haklısın 247
çok heyecan verici 71
çok hızlısın 42
çok hoş olur 23
çok hoşlar 25
çok hoş biri 33
çok hızlı 94
çok hassas 27
çok hoş değil mi 27
çok haklısın 247
çok heyecan verici 71
çok hızlısın 42
çok hoş olur 23
çok hoşlar 25
çok hoş biri 33
çok hızlı 94
çok hassas 27