English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Ö ] / Öldürme onu

Öldürme onu traduction Anglais

581 traduction parallèle
Öldürme onu.
Don't kill him.
- Öldürme onu.
- Don't kill him.
Magobei, öldürme onu!
Magobei, don't kill her!
Dur, öldürme onu!
Wait, don't kill him
Öldürme onu, ona ihtiyacım var.
Don't kill him, I need him.
Chico, öldürme onu!
Chico, don't kill him!
Büyükbaba, öldürme onu
Grandpa, don't kill him
Öldürme onu!
Don't kill her
Kötü adam rolünde. Onu öldürme!
He kind of becomes this bad-guy figure.
Onu öldürme! "
Don't kill him!
Su koyvereceksen Alberto, en iyisi onu öldürme.
If you're going to pull out on us, Alberto, maybe it's best that you don't kill him.
Sohbeti, onu öldürme fırsatını nerede elime geçirebileceğimi anlatmıştı.
His conversation had told me where I could probably find the opportunity to kill him.
Silahların, öldürme amacı dışında onu cezbeden başka bir yönü var.
It's something else about guns that gets him, not killing.
Kişisel olarak onu öldürme zevkini kendime söz verdiğim için, onun yasanın kollarına... düşmesine izin vermem mümkün değil....
I could hardly permit him to fall into the hands of the law... having promised myself the pleasure of killing him personally.
Onu öldürme!
Don't kill him!
Onu öldürme fikri benden çıkmadı.
Fixing him wasn't my idea.
öyle bile olsa bu onu öldürme hakkını sana verir mi?
Well, does even that give you the right to kill him?
Onu öldürme kastım yoktu.
I didn't mean for him to die.
Diyor ki, "onu öldürme kastı yokmuş"
He says, "He didn't mean for him to die."
Onu öldürme!
Do not kill him!
Onu öldürme.
Don't kill him.
Onu öldürme.Yapamazsın.
Don't kill him. You can't.
Yine de, onu öldürme cesaretini pek gösteremedi.
All the same, he can't hardly face up to killing him.
Anlıyorum. Ama onu şimdi öldürme.
But don't kill him now.
Tanrı aşkına dostum, onu öldürme.
For God's sake, man, don't kill him.
Onu öldürme!
You're not supposed to kill him.
Onu öldürme!
Don't kill him.
Yapma! Sakın yapma! - Lütfen onu öldürme!
Please!
- Onu öldürme!
Don't kill him!
Kim olduğunu öğrenmeden onu öldürme.
Don't kill him until we find out who he is.
Onu öldürme riskini alamayız.
Organise search parties. We can't take a chance on killing it.
Onu öldürme, Django.
Don't kill him, Django.
Kendimi tekrarlamak pahasına söyleyeyim mümkünse onu öldürme.
At the risk of repeating myself, don't kill him if possible.
Sevinmiştim, zira onu kendi ellerimle öldürme şansına sahip olacaktım.
I was glad, because I would have the chance to kill her with my own hands.
seni öldürmez, onu öldürme.
Doesn't kill you, don't kill her.
Onu öldürme.
Don't shoot him.
Evet, onu öldürme fikrini hep birlikte verdik.
Yes, the idea of killing him, we had it all together.
Evet, git ama sakın onu öldürme!
You do. Don't kill him unless you have to.
O her kim ise de onu öldürme riskini alamam.
Whoever it is, I don't want to risk killing him.
Onu öldürme.
Don't murder it.
Onu sakın öldürme Harry.
Just don't take him out head-first, Harry.
Onu öldürme.
Don't kill him!
Onu öldürme!
Don't kill it!
Öldürme onu!
Don't kill him!
Lütfen onu öldürme.
Please do not kill him.
Niyetiniz vardı, sebebiniz vardı, fırsatınız vardı ve dahası... - Onu öldürme isteğiniz vardı.
To my mind, you had the means, the motive, the opportunity, and what is more, the disposition to kill.
Onu öldürme fırsatı bulabilmek için ona yakınlaşmak zorundaydım!
I approached him just to find a chance to kill him
- Onu öldürme, duydun mu, evlat?
- But don't kill him, you hear, son?
Onu hemen öldürme baba.
Don't kill him yet, Father.
Şimdi, onu öldürme.
Now don't, don't kill him.
Onu kabul et ve sonrasında seni kızdırırsa, onu öldürme hakkın olur.
Accept her and then, if she offends you, you will have the right to kill her.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]