English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Ş ] / Şu kız

Şu kız traduction Anglais

8,747 traduction parallèle
Neyse, neyse. Hadi gidip şu kızı bulalım.
All right, all right, let's just go find this girl.
Doğrusu, sende şu kızı işe almıştın, neydi adı, Penelope?
To be fair, you hired what's her name, Penelope?
Hector'la şu kız ne ayak sahi?
What's with, um, Hector and the girl?
Şu kız...
The girl...
- Peki şu kız, Natalie'den ne haber?
And what about the girl, Natalie?
Öptüğün şu kız, Mina.
This girl you kissed. Mina.
Bay Meacher, şu kızı çıkarın buradan.
Mr Meacher, get that girl out!
Şu kızın meselesi bitince ki bitecek, görevine döneceksin.
Comes back around about this girl, and it will, you'll be reinstated.
- Şu kız kim?
Who's that girl?
Şu kızı bana getirin.
Bring that ass to me.
- Şu kızı buradan götür amına koyayım!
You gotta get her the fuck out of here!
- Şu kızı görmeliydin!
You should have seen this girl.
Hepiniz şu ufacık arabaya mı sığıştınız?
And you have all of them in that tiny car?
- Aslında şu müziği birazcık kıssanız? - Ben hallederim.
Actually, you know, j-just turn the music down, j-just a bit.
Şu Dumbo'nun küçük kırmızı kafes şeklindeki trenini biliyorsunuz, değil mi?
You know those little, red train cars with the bars like in "Dumbo"?
# Benim seni şu an öptüğüm gibi, küçük kız #
♪ Like I'm kissing you right now, little girl ♪
Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak. ~
♪ Water will keep running ♪ ♪ Rivers will turn ♪
Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak!
♪ Water will keep running ♪ ♪ Rivers will turn ♪
Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak. ~
♪ Rivers will turn ♪
Geçen gün otelde kalıp kalmadığını sorduğumda şu anda olduğu gibi yüzünüz kıpkırmızıydı.
When I asked you if he had stayed at the hotel, you blushed like you are doing right now.
Siyah ve kırmızı olan şu iki kabloya bak.
Uhuh. The black and the red one.
Sizinle tanıştığım gün şu anda olduğu gibi yüzünüz kıpkırmızıydı.
The day I met you, you blushed like you are doing right now.
Okşamaya çalıştım ama... ~... kaçıp gitti parmaklarımın arasından. ~ Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak. ~ Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak!
I tried to caress it but it ran through my fingertips... water will keep running, rivers will turn water will keep running and rivers will turn water will keep running, rivers will turn water will keep running and rivers will turn.
Okşamaya çalıştım ama... ~... kaçıp gitti parmaklarımın arasından. ~ Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak. ~ Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak!
I tried to caress it ooh, ooh but it ran through my fingers ah, ah-ah water will keep running rivers will turn water will keep running and rivers will turn water will keep running and rivers will turn water will keep running
Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak! ~ ~ FORTITUDE ~
and rivers will turn.
Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak!
♪ Water will keep running ♪ ♪ Rivers will turn. ♪
Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak. ~
♪ Ah, ah-ah ♪ ♪ Water will keep running ♪ ♪ Rivers will turn ♪
Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak!
♪ Water will keep running ♪ ♪ And rivers will turn ♪
Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak. ~
♪ Water will keep running ♪ ♪ And rivers will turn ♪
Su durmaksızın akıp nehirler kıvrılacak!
♪ Water will keep running ♪ ♪ And rivers will turn. ♪
Şu anda Haiti'yi işgal edip Kızılderilileri öldürmekle... çok meşguller sanırım.
Too busy invading Haiti and killing Red Indians at the moment I should think.
Şu ikinci katta, arka tarafta köşedeki pencerenin orada kalan kız arkadaşın var ya?
Your girlfriend there is on the second floor... at the back... corner window.
Şu an elimde elma kasasına oturmuş, uzuvsuz bir adam ve acı dolu bir hayat yaşamış, merhum Fil Adam Bay Merrick'in kız kardeşi olduğunu iddia edebileceğimiz sakat bir fahişe var.
Why, right now I've a line on a limbless boy who sits in an apple crate and some malformed doxie we could claim as "sister to the late and lamented Mr. Merrick, the Elephant Man."
Evet, pekala.. .. sen ve küçük arkadaşın çok tatlısınız.. .. ama ne yazık ki şu anda boş yerimiz yok.
Yes, well... you and your little friend are very charming, but, uh... it's a shame we don't have any openings at the moment.
Fairview'de arabalı açık hava sineması var, ama sizin şu an arabanız yok.
Fairview's got a drive-in, but you don't have a car.
Koltukta birbirimize sarılıp film izlesek ve sonrasında ben şu minicik kırmızı şeyi giysem... Ne dersin?
Why don't we cuddle up on the couch, watch a movie, and then maybe later I'll wear that little red thing?
Şu televizyonda Oprah gibi olmak isteyen kız kimdi?
All right, what's that girl that's on TV that wants to be Oprah? She cooks a lot.
Roger Frank seni mahvetti, biz de Roger Frank'i mahvedeceğiz. Roger'ın ofisinin anahtarına ihtiyacımız var ama sadece haftalık masajında gözünün önünden ayırıyor. Plan şu.
Roger Frank screwed you, and we're gonna screw Roger Frank.
Şu didişmenizi bıraksanız da uzun zamandır ortada olmayan kız kardeş olayını anlatsan?
Could we dispense with this fascinating dispute for just a moment and return to the subject of our supposed long-lost sister?
Ekmeği sürekli ıskalayan şu kılsız olan.
That Downsy one that keeps missing all the crumbs.
Şu anda hayal kırıklıklarımızı dışa vuruyoruz böylece zehirli düşüncelerimiz yavaş yavaş hayati organlarımızda yok olmayacak.
We're venting our frustrations now so the toxic feelings won't eat away at our vital organs.
Hayır, kızı dernek evinin çatısında boğazlamış ve ardından su deposuna atmış.
No, he strangled her on the roof of a sorority house and then put her in a water tank.
Şu andan itibaren hepiniz Annalise'in kızıl "A" harfiyle * damgalanmış olacaksınız.
From here on, you'll each be painted with your own scarlet "A" for "Annalise."
Eee kız şu an resmen dikkatimi çekti.
Well the girl certainly has piqued my interest.
Ama şu anda tüm bu sıkıntıdaki genç kız işlerinden biraz uzağım.
I'm sort of out of the whole "damsel in distress" business at the moment, so...
- Şu koca çeneni bi'kapa kızım.
- Oh, girl, shut your ass up!
Şu an deli gibiyim kızım.
Bitch, like I am clockable!
Şu kırmızı dudak parlatıcısı nerede ya?
ALEXANDRA : Where the fuck is the red lip gloss?
Fotoğrafta sergilenen tahrip edilme biçimi kesin bir kimlik tespitini şu an imkânsız kılıyor. O yüzden soruyorum : Hiç değilse neden bu sefer Savannah Simms olmasın?
The nature of the mutilation portrayed in the photograph... made a definitive identification impossible at this time... and so I'm asking, "Why can't it just be Savannah Simms, just this once?"
Bu kız şu ana kadar tüm fotoğrafları buldu.
This girl has found all of the photographs so far.
Bu... Şu aptalca haltlarınızı dairemde yapmanızdan gına geldi artık!
So sick of you guys doing your stupid shit in my place.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]