English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Ş ] / Şunu demek istiyorum

Şunu demek istiyorum traduction Anglais

154 traduction parallèle
Şunu demek istiyorum, pek de kötü biri değilsin.
I mean, you are not a bad guy, after all.
Fakat, şunu demek istiyorum bu böyle devam ederse, başka bir iş aramak zorunda kalabilirim.
But, uh... well, all I mean is, if this keeps up, I may have to seek other employment.
- Sadece şunu demek istiyorum David hislerim Teck'in iyi yaradılışlı bir adam olmadığını söylüyor.
- I only wanted to say, David that I have a feeling that he isn't really a very good-natured man.
Şunu demek istiyorum Dr. Gifford. Bayan Cunningham'ın şu an aldığı tedavi bilinçaltından gelen reddedişinin sebeplerini ortaya çıkarıp çözüyor. İyileşme ihtimali olmadan onu Illinois'ye veya başka bir eyalete gönderemeyiz.
What I'm trying to say, Dr. Gifford, is that until the treatment Mrs. Cunningham... is now getting brings out the causes of her unconscious rejection and resolves them... we can't send her to Illinois or any state without the least chance of her getting well.
- Şunu demek istiyorum. Tüm bunlardan sorumlu olmak...
- What I mean is... being responsible for all this.
Şunu demek istiyorum...
I want to tell you....
Tam olarak şunu demek istiyorum.
That's exactly what I mean.
Şunu demek istiyorum Mrs. Hudson... anladığım kadarıyla bu kürk etol için sadece $ 400 ödediniz
Well, just this, Mrs. Hudson... as I understand it, you only paid $ 400 for that stole.
Şey, şunu demek istiyorum ki, nişanı kararlaştırıncaya değim sana sarılamam.
Well, it means that I can't hug you until I agree to become engaged.
Şey, şunu demek istiyorum, Bana fatura kesip işi bitiremez miyiz?
Well, I mean, can't you just give me a ticket and get it over with?
Şunu demek istiyorum... Bizden başka canavar yok belki.
What I mean is... maybe it's only us.
Şunu demek istiyorum ki, sana heyecan verici, güzel bir kadınsın dediğim zaman bana inanabilirsin, gerçeği söylediğimden emin olabilirsin.
So you see, Stell, when I tell you that you're a vibrant, beautiful, exciting woman, you can believe me, you can bet it's the truth.
İzniniz olursa şunu demek istiyorum...
If I may say so...
Kısaca, şunu demek istiyorum çocuklarımın resimlere girmesini ve atlı karıncayla yarışlara katılmasını, duymaktan sıkıldım.
In short, I am disturbed to hear my children talking about popping in and out of chalk pavement pictures, consorting with racehorse persons, fox hunting...
Şunu demek istiyorum... Sonuçta anlamlar sözcük değiştirirdi.
Which means finally meanings would change words.
Şunu demek istiyorum. Ne yapacaksak ikimiz birlikte yapacağız...
What I'm saying is, that's what we'll do the two of us, together...
Şunu demek istiyorum, o zaten eski durumunu koruyor.
I mean, he's already on a plane back from where he came.
Ve vatandaşlarımıza şunu demek istiyorum cinayet şehirdeki suçlara bir çözüm değildir.
And I want to say to our citizens murder is no answer to crime in a city.
Şunu demek istiyorum, ben yanıldım ve umarım beni affedersin çünkü o kokpitte sana her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
What I'm trying to say is that I was wrong and I hope you forgive me, because we need you in that cockpit now more than ever.
Siz çocuklar, Şunu demek istiyorum...
You guys, I want to tell you...
Nick, şunu demek istiyorum... Tekrar bir araya gelme şansımız var mı sence?
Nick, what I'm trying to say is, do you think there's ever a chance that we'll get back together again?
Şunu demek istiyorum, - peki ya bütün işleri yapanlar ne olacak? - Bizler mi?
I mean, what about the people that do all the work?
Şunu demek istiyorum, tuhaf olmayamı çalışıyorsun? Yoksasahiden bir kaçık mısın?
I mean, are you pretending to be an oddball, or are you actually nuts?
Şunu demek istiyorum, ben ve sanık sandalyelerindeki beyler Güney Afrika'nın, halkın her kesiminin bileşimiyle oluşan çoğulcu bir ülke olduğuna inanıyoruz.
It means that I, and those gentlemen in the dock, believe that South Africa is a plural society, with contributions to be made by all segments of the community.
- Şunu demek istiyorum...
- I just want to tell you that...
Şunu demek istiyorum ; beni mumyalasaydı geri dönebilir miydim bilmiyorum.
I mean, if this guy embalms me, I don't know if I can come back.
Şunu demek istiyorum, şunu göz önünde tutalım,... bilirsin, bu Klopek'ler garip.
Come on, let's face it. These Klopeks are strange.
Şunu demek istiyorum,... oradaki hayatım da aynı buradaki gibi,
I've got to tell you, my life there is as real to me as we are here,
Hayatım, şunu demek istiyorum bazen istenmiyen şeyler olur ve birilerinin ilgilenmesi gerekir ve o zaman kimi arayacaksın?
Kitten, I think what I'm saying is that sometimes shit happens, someone has to deal with it, and who you gonna call?
Şunu demek istiyorum, şey, um...
I mean that, well, um... a person's only human.
Şunu demek istiyorum.
I want to say, um...
Daha doğrusu şunu demek istiyorum.
I'll restate the question.
Sadece şunu demek istiyorum.
i'd just like to say...
Şunu demek istiyorum.
I mean that.
Sadece şunu demek istiyorum ki bence öldürmek yanlış bir şey kim yaparsa yapsın.
I just want to say I think killing is wrong no matter who does it.
Sadece şunu demek istiyorum.
I just wanna say...
Herneyse... Kelly, şunu demek istiyorum ki son haftalarda kendimi tam anlamıyla sana kaptırdım.
Anyway, Kelly, I just want to say that I've really fallen for you these last few weeks.
- Şunu demek istiyorum.
- My point simply was this :
Şunu demek istiyorum, erkekler hep istediklerini aldılar bunca yıl. Hep orgazm oldular.
I'm just saying that guys for so long have been taking what they want getting their come on.
Size şunu demek istiyorum ki harika bir dükkanız var.
Listen, uh, I just wanted to tell you, I think you got a great store.
Sadece şunu demek istiyorum :
I just want to say that...
Şunu demek istiyorum,.. ... bu tartışmada önce ses tonunuza dikkat edin,.. ... sonra da Dr. Stuckart'ın Yahudileri sevdiği yanlış kanısından kurtulun.
I would like to say in this discussion, regarding the tone, first abandon your misperception that Dr. Stuckart has affection for the Jews.
Bacakları başının arkasına koymak beceri sayılır mı bilmiyorum. Şunu demek istiyorum.
But the point is that I'm an idiot, and I'm a hypocrite.
Ve, Ben, aah, ben sadece şunu demek istiyorum...
AND I, UH, I JUST WANT TO SAY THAT...
Şunu demek istiyorum, sana atla diyorlar ve sen tramboline tırmanıyorsun.
They say "jump," and you pull out the trampoline.
Şunu demek istiyorum, tuhaf olmaya mı çalışıyorsun? Yoksa sahiden bir kaçık mısın?
I mean, are you pretending to be an oddball, or are you actually nuts?
Şunu demek istiyorum onu ilk okuduğumda ; "Vay be, bu adam günümüzün Whitman'ı." dedim. Bu adam sokakların adamıydı. Sokaktaki insanlara hitap ediyordu.
When he got a little bit of notoriety women started coming to him and he had the opportunity to sort of take his pick and just sort of have experiences and uh like a child almost.
Sadece şunu demek istiyorum. Seçimi sen yapacaksın.
All I'm saying is you have to do the choosing, not him or Luke.
Sunu demek istiyorum : eğer bir tür cihaz ya da benzer bir şey yangını başlatmadıysa... Şey, o denli yakında olan birinin Bay Parks'ın arabasında kimin bulunduğunu, öldürülmek üzere olanın Bayan Davis olduğunu göremeyeceğine gerçekten inanamazsın.
I mean, if it wasn't started by some kind of device or something... well, you don't really believe someone that close couldn't see who was in Mr. Parks's car, couldn't see that it was Miss Davis that was gonna be killed?
Şunu anlamış ol ki, bu maç bitmeden önce buradaki her mahkûmun güç demekle ne demek istediğimi bilmesini istiyorum.
So you understand, before this game is over, I want every prisoner in this institution to know what I mean by power, and who controls it.
Yani sunu demek istiyorum- -
I mean, what I'm trying to- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]