English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bir daha düşündüm de

Bir daha düşündüm de traduction Espagnol

517 traduction parallèle
Bir daha düşündüm de belki de haberin yoktur.
- Hola, Kathy. - Hola.
Bir daha düşündüm de, cevap verme. Zaten vermezsin.
Bueno, pensándolo bien, no conteste.
Bir daha düşündüm de sanırım o kadın biraz sıkmaya başladı.
Bueno, pensándolo bien,... la señora se está volviendo una aburrida.
Bir daha düşündüm de, benim sandaletim hala çok iyi durumda.
Disculpe, mis sandalias todavía no están rotas.
Bir daha düşündüm de, işimizi şansa bırakmayalım.
¡ No! Pensándolo bien, no podemos arriesgarnos.
Bir daha düşündüm de, açık olmadıkları daha iyi.
En segundo pensamiento, está bien ellos no abren.
Bir daha düşündüm de, burada bırak.
Pensándolo bien, déjalo aquí.
Bir daha düşündüm de, belki böylesi daha iyi.
Pensándolo bien, casi mejor que no.
Bir daha düşündüm de, neden bir süre daha ağırdan almıyoruz?
En el segundo pensamiento, ¿ por qué no jugar bien, ¿ verdad?
Bir daha düşündüm de, bir süre daha bar'da kalayım.
En el segundo pensamiento, voy a estar en el bar.
Bir daha düşündüm de, çıkar.
Mejor te lo quitas.
Bir daha düşündüm de, sen sür!
Pensándolo bien,.conduce tú!
Bir daha düşündüm de...
Pensándolo bien...
Bir daha düşündüm de, bunu kabul edemem.
Pensándolo mejor, no puedo aceptarlo.
Gemide tanıştığımızda şöyle düşündüm... 50 milyonluk mirasımın peşinde bir avcı daha işte.
Bueno, lo dije la primera vez en el barco. Sólo otro caza fortunas persiguiendo una herencia de 50 millones de dólares.
Bir kez daha düşündüm de, iyi bir kız olduğuna eminim... namuslu, dürüst ve temiz ruhlu.
Pensándolo bien, seguro que es una chica estupenda íntegra, honrada y de buen corazón.
Düşündüm de yeni bir bacak alıp yaralarım iyileşene dek beklese daha iyi olur.
Pensaba esperar a tener mi nueva pierna y estar curado.
Bir kez daha düşündüm de iniş takımlarım eskisi gibi değil.
No. Pensándolo bien, mi tren de aterrizaje... no es lo que acostumbraba a ser.
Evin satılacağını duyar duymaz bir yabancıya gideceğine benim almamın daha doğru olacağını düşündüm. - Gelini kucağına alıp eşikten geçirmek adettendir ama bir defalık yapılmazsa dünyanın sonu gelmez. - İzninle.
Al saber que se subastaba creí mejor comprarla yo antes de que lo hicieran unos extraños.
Düşündüm ki eğer bunu yaparsam daha iyi cihazlar satın alabiliriz o zaman Payne Havayolları, daha büyük bir havayolu olur ve herkesin çok parası olur, böylece hiç kimse evlenmek için 1954 yıIına kadar beklemek zorunda kalmaz.
Bueno, pensé que si lo hacía, podríamos comprar algo de equipamiento nuevo y todo tipo de cosas, y entonces aerolíneas Payne sería una gran compañía, y todos ganarían mucho dinero, y entonces nadie tendría que esperar hasta 1954 para casarse.
Müfettiş, düşündüm de bir daha buralara gelme fırsatımız olmayabilir.
Estoy pensando que quizá no haya otra ocasión.
Yurt dışında olduğum süre boyunca, bir daha lokomotif çalıştırmaya geri dönersem dünyanın en mutlu erkeği olacağımı düşündüm.
En Corea sólo pensaba que cuando cogiera una locomotora de nuevo sería el hombre más feliz del mundo.
Gidip bu işe bir son vermesi daha iyi olur diye düşündüm. Ne öğrenebilir ki?
Pensé que sería mejor que fuera y lo viera de una vez. ¿ Qué puede descubrir?
Bir defa Bir cam gözün hep gerçek nesneden daha iyi bir şey olacağını düşündüm.
Siempre me pareció que un ojo de cristal es mejor aún que uno de verdad.
Ben de direkt sorarsam daha hızlı bir cevap alırım diye düşündüm.
Así, la respuesta será más rápida.
Witley adının bir kez daha bir anlam ifade edeceğini ve Corbin'in günahlarının bedelinin ödeneceğini düşündüm.
Pensé que el nombre de los Witley volvería a significar algo una vez más. Y que las atrocidades de Corbin serían olvidadas.
Bir daha da bahsetmedi zaten ben de bitirdi diye düşündüm.
Nunca lo mencionó de nuevo, así que imaginé que la aventura había terminado mal, ¿ saben?
Düşündüm de şarap menüsüne bir daha baksam iyi olacak.
Oye, sabes, voy a echarle un vistazo a esa lista de vinos.
Böylece saçtan bez parçasına ulaştım ve daha sonra düşündüm, şey, belki bu tören atışından bir kalıntı.
Así que paso de un pelo a este trozo de tela e imagino, bueno, quizá es parte de una carga ceremonial.
"Seni bir kez daha görene kadar ölemem" diye düşündüm.
"Hasta que no te vea de nuevo, no puedo morir", Pensé.
Bir kez daha düşündüm de, iddiaya varım.
Aunque pensándolo bien, acepto la apuesta.
Seçimler yaklaşırken bunun daha iyi bir taktik olacağını düşündüm. Kadın polislerle ilgili yeniliğin işe yaradığını göstermek için.
Me pareció una buena táctica política en vista de las elecciones para reforzar su nueva línea para el departamento.
Ve kardiyolojide uzmanlık umduğum için aile yadigarı ile kutlamaktan daha iyi bir yol olmayacağını düşündüm.
Como tengo la esperanza de que se especialice en cardiología pensé que no había mejor manera de celebrar que con una reliquia familiar.
Tekrar düşündüm de, bir daha buraya gelmek istemiyorum.
Pensándolo bien, creo que no quiero volver aquí.
O yüzden ben de, yukarıda daha iyi para alacağı bir iş yapacağını düşündüm ve ona bakıp güldüm.
Eso me hizo pensar que quería hacer... un trabajo mejor remunerado, y le sonreí somnolienta.
Bu kadıncağıza yardım etmek için bir kiracı almaktan daha iyisi olur mu diye düşündüm.
Y pensé que la mejor manera de ayudar a esta pobre mujer... sería encontrarle un huésped.
Bir rüyaya çok benziyordu, MacGyver. Düşündüm de daha geçen akşam buradaydım ve o güzel elbiseyi giymiştim. Kendimi şey gibi hissediyordum...
Fue muy parecido a un sueño, MacGyver el sólo pensar que la otra noche yo estaba aquí, usando ese bello vestido sientiéndome como una...
Ve filmi daha az geleneksel bir anlayışla sunabileceğimizi düşündüm.
Estábamos pensando en presentar la película, De una manera menos tradicional.
Kızdım korktum ve daha fazla içtim hergün bir ertesi gün daha iyi olacak diye düşündüm ama daha kötü oldu Kendimi daha iyi hissedebilmek için, daha iyi bir hayat için...
Así que bebo más. Y todo mejora durante un tiempo Me convenzo de que las cosas cambiarán pronto.
Düşündüm de belki sana bir hikaye daha anlatabilirim..
Pensé que voy a contar una pequeña historia...
Sevdiğin bir işi yaparsan, daha mutlu olacağını düşündüm.
Pensé que estarías mejor con un trabajo que te gustase de verdad.
Bir daha düşündüm de...
Pensándolo bien -
Evde bir röportaj yapmak yerine, daha ilginç bir şey yapabiliriz. Biliyorsun, ben ilginç sözcük yapıları kurarım. Düşündüm de, sana biraz şehri gösterebilirim.
... en lugar de una entrevista, que resultaría de lo más fascinante gracias a mi idiolecto, preferiría hacerle de guía.
Bir daha düşündüm de, ben burada kalacağım.
- Sí, claro.
Düşündüm de. Bir kez daha çıksaydık, facia olacakmış.
Una cita más y hubiéramos tenido una tragedia griega entre las manos.
Seni bir daha asla göremeyeceğimi düşündüm, sen hayatımın dışındaydın.
Pensé que nunca volvería a verte, que estabas fuera de mi vida.
Ve kardiyolojide uzmanlık umduğum için aile yadigarı ile kutlamaktan daha iyi bir yol olmayacağını düşündüm.
Y ya que espero una especialidad en cardiología. Creo que no hay mejor forma de celebrar, que con un regalo familiar.
Hayatı ve ölümü düşündüm. Yapabildiklerimizi ve yapamadıklarımızı ve belki de bir fırsatımız daha olsa yapabileceklerimizi.
Comencé a pensar sobre la vida y la muerte lo que podemos hacer, lo que no podemos hacer Y quizás de lo que podríamos hacer cuando tengamos la oportunidad.
Haberlerde duyman yerine... benden duyman daha iyi olur diye düşündüm. Çünkü aranızda bir şeyler olduğunu... biliyorum.
Quería que te enteraras a través de una persona en vez de verlo en las noticias, porque yo sabía que tú y él tuvieron una cosa.
.. seni bir daha görememeyi düşündüm.
Y en la idea de no estar contigo... Yo te amo.
Sana uygun bir yerin parasını da ödeyemem. Ama ben... Buranın senin için daha iyi olacağını düşündüm.
No puedo pagar la clase de sitio que debes tener pero pensé que estarías mejor aquí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | translate.vc.com@gmail.com