Evde değil traduction Espagnol
1,947 traduction parallèle
İyi ki babam evde değil, yoksa sana uyuşturucu testi yaptırırdı.
Que bueno que papá no esté en casa. Porque te haría un test de drogas.
- Sid evde değil.
- Sid no está aquí.
Anlamı, adam evde değil.
Eso significa que no está en su casa.
- Evet ama babam evde değil.
Si, pero papá no ha estado en casa.
Kurbanların 17 yaşındaki oğulları Eric Dean Wallace sabahın 4 : 33 olmasına rağmen evde değil.
Cabe destacar que el hijo de 17 años de la victima Eric Dean Wallace, no está en casa para las 4 : 33am.
Babam evde değil ama.
Papá no está en casa tampoco.
Hiç evde değil.
Nunca está en casa.
Hayır, evde değil.
No. El no esta en casa.
Bakıcı Carrie şu an evde değil,... ve dönmesi de biraz zaman alacak gibi görünüyor.
Nana Carrie no está en casa ahora. Y probablemente pasará un tiempo antes de que vuelva.
Böylesi önemli bir bilgi güvenli bir yerde tutulmalı başına bir şeyin gelebileceği bir evde değil.
Información como esto se debe mantener en lugares seguros Nunca en casa donde le pueda pasar alguna cosa
Sookie evde değil.
Sookie no está en casa.
Jenny'i okula götürmek için havaalanından dosdoğru eve geliyorum ama o evde değil ha?
Me vine directo del aeropuerto para... llevar a Jenny a la escuela, ¿ y ella ya se fue?
- Teyzemiz evde değil.
- Nuestra tía no está en casa.
- Evde değil mi?
- ¿ Su tía?
Telefona cevap verecek, çünkü evde değil.
No te lo cogía, porque no esta en casa.
Evde değil mi?
¿ No está adentro?
Dediğim gibi, evde değil.
Como dije, no está en casa.
Aang evde değil. Bir de sahile bakalım.
Aang no está en la casa, vamos a ver a la playa.
Sanırım evde değil, efendim.
Supongo que no, señor.
Evde değil.
No hay nadie
Evde değil, işte değil, ama onu işkillendirirsek, kaçacaktır.
No está en su casa, no está en su trabajo, y si lo alarmamos escapará.
Biliyorsun, bu ruhlarla konuşma olayından yeteri kadar sıkıIdım ve şu an evde yalnız olman bence doğru değil.
Sabes, estoy enfermo de este horario y... -.. pienso que no deberías estar sola.
Evde değil.
No está aquí.
Onu evde görmeye can attığını biliyorum. O da zaten pek hevesli değil. Muhtemelen çocukların etrafında olması akıllıca ve güvenli olmayacaktır.
No creo que ella vaya de buena gana de todas formas..... y probablemente no sea inteligente ni seguro que esté con las niñas.
Bu evde konuşulacak bir şey değil.
Así no es como hablamos en casa.
Tekrar evde olmak gibi değil.
No es como en tu casa.
Haley... Evde bir silah sakladığımı kimseye söylemedin değil mi?
Haley ¿ por casualidad le mencionaste a alguien que tenía un arma en la casa?
Herhalde artık gece yarılarına kadar çalışmayız, değil mi efendim? Seni bilemem Smith, ama bazılarımızın evde bekleyen aileleri var.
No sé tú pero yo esperaré a que se vayan a la cama y desenterraré el oro.
Onların evde aileleri vardı, Lena'nın değil.
Ellos tenian familias en casa, Lena no.
Evde kalabilirsin Frances ama sonsuza kadar değil.
Te puedes quedar en la casa, Frances, Pero no para siempre Nunca concordamos sobre eso.
Hey, tüm o bağırmalar filan, sadece işin bir parçası öyle değil mi? Yani, evde ve ya başka zaman böyle değilsin di mi?
es parte de su trabajo cierto, no es asi en su casa verdad?
Hayır, ismim adamım değil, bir ve her evde bir telefon vardır, iki ve tüm arkadaşlarının da cebi!
Ve a ver a tu mamá.
Bizim evde olsun, değil mi?
Podemos hacerlo en mi casa.
Tabi, sorun değil. Ben de evde öyle yapıyorum.
Si, está bien Hago esto de vez en cuando.
Babam bu evde büyümeliydi, lanet bir kampta değil!
Mi padre, creció aquí no en un campamento.
Evde bile değil.
Ella ya no esta aqui.
Allahtan Marcel evde değil.
Por suerte Marcel no está en casa.
Evde geçirdiğim zamandan çok daha fazlasına dayanabildim, değil mi?
Más de lo que podía pretender en casa la mayoría del tiempo, ¿ no?
Doğru hatırlıyorsam, karın evde kahve içmene izin vermiyordu değil mi?
Si recuerdo correctamente su esposa no lo deja tomar café en casa.
Evde yoktu değil mi?
¿ No está en casa?
O şimdi evde değil mi?
¿ Está en casa ahora?
Üzgünüm evde değil
Temo que no está.
Evde olmak gibi değil mi?
Se siente como en casa, ¿ no?
İçerde değil, fakat ben... Ahmad'i bilen birisiyle konuştum ve Raja ile beraber camiye yakın bi evde olabileceklerini söyledi.
No está aquí dentro, pero... hablé con alguien que conoce a Ahmad, y dijo que Raja y él van a una mezquita más cercana a la casa de alguien.
Olay şu, Sid, seks benim evde henüz icat edilen bir şey değil.
El caso es, Sid, que el sexo todavía no ha sido inventado en mi casa.
Ama çocukların evde olduğunu biliyor olmalıydı, değil mi?
Pero debe haber sabido que los niños estaban en la casa.
Çocuklar, sanırım Kenny burada değil çünkü evde uçuyor.
chicos... Creo que Kenny no está aquí porque está en su casa, con el "cheesing".
Evde de mastürbasyon yapıyorsun, değil mi?
Como si no te masturbaras en tu casa, ¿ no?
O evde veya köyde değil.
Nada, no está en su casa ni en el pueblo.
Evde birinin yaptığı işten mutlu olmasını iyi değil mi?
Hey, no es agradable que alguien de esta casa sea feliz en su trabajo?
Babam top değil çünkü evde porno dergileri var.
TODOS RIEN Mi padre no es gay, por que tiene porno en casa y es todo hetero.
evde değil mi 17
evde değildi 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
evde değildi 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56