English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ I ] / Içeride değil

Içeride değil traduction Espagnol

351 traduction parallèle
"Oh, şey, sanırım içeride değil."
"Bueno... Él no está adentro."
Kendisi içeride değil.
"No está."
Üzgünüm, bayan içeride değil.
Lo siento, ella no está.
- Dr. Chumley içeride değil mi?
- ¿ Está ahí el Dr. Chumley?
- Belli ki içeride değil.
- No estâ dentro.
- O neden içeride değil?
- ¿ No está encerrado?
Şu an içeride değil.
- A Fiodor Ivanovich. Pues, él no está en casa.
Bay DuBruis içeride değil, fakat her an gelebilir.
El señor DuBruis no está, pero vendrá enseguida.
Saklandığını sanıyorsanız, kendisi içeride değil.
No se ha escondido ahí, si eso es lo que piensa.
- Ottavio içeride değil.
- Ottavio no está.
Dr Gruber içeride değil.
El Dr. Gruber no está en casa.
"Oh, şey, sanırım içeride değil."
Ah, pues sospecho que él no está dentro.
Beni içeride gördüğünü kimseye söylemezsin, değil mi?
No le dirá a nadie que me vio aquí, ¿ verdad?
Hey, içeride misin, değil misin?
Eh, ¿ está en casa o no?
Bir şey kesin, İçeride değil.
No está dentro. Por ende, está fuera.
İçeride kimse yok, değil mi?
¿ No hay nadie ahí?
- Bir süre içeride yattın, değil mi?
Te lo pasaste bien, ¿ no? Sí.
Seni istiyorlar Nan, orada değil, içeride!
Te necesitamos, Nan. Ve allí.
İçeride değil.
No está aquí.
İçeride değil.
No está ahí.
İçeride değil, kowboy.
No está allí, vaquero.
İçeride değil.
No está allí.
Mümkün değil kız kardeşim içeride.
Imposible, está mi hermana.
- İçeride mi değil mi hiç bilemem.
Nunca se sabe cuándo está.
İçeride bir yerde değil.
Tampoco está dentro.
İçeride erkek var, değil mi?
Y la radio. Hay un tío ahí dentro, ¿ verdad?
İçeride olan kardeşim, onlar değil.
Mi hermano está ahí metido, no ellos.
Sorun değil, içeride içebilirsin.
Está bien, puedes fumar adentro.
İçeride şarkı söyleyen kızın sesi çok güzel, değil mi?
Esa chica que canta, ¿ es muy buena, verdad?
- İçeride değil. Bir daha bak.
¡ Volved a mirar!
- İçeride Mini Cooperlar var, değil mi?
- Ahí tienes unos Mini Cooper, ¿ cierto?
- İçeride değil, Baba.
No está ahí.
Hiç de değil. İçeride tek smokinli ben olacağım.
Seré el único ahí dentro que lleve esmoquin.
- İçeride, değil mi?
- Está ahí adentro, ¿ no? - No, de verdad...
İçeride durmayacağız değil mi?
Porqué habran parado en el tunel
Hayır, bana içeride çalıştığını söyleyeceksin, değil mi?
No, no, vas a decirme que está trabajando ahí, ¿ no?
Bütün gün içeride olmak iyi değil.
No es bueno estar siempre dentro.
Senin yüzünden içeride çok adam var, değil mi?
En lo tuyo, normal.
- İçeride değil efendim.
- No está en casa, señor.
Öyleyse bu senin değil ve kale de seni içeride tutmak için yapılmış bir hapishane.
Entonces esto no es tuyo... y la fortaleza es una prisión para encerrarte.
Onu içeride tut. Ne yaptığın umurumda bile değil.
Deténganlo, cueste lo que cueste.
- İçeride değil.
- No está ahí.
İçeride belki olabilir, değil mi?
Me sirve.
İçeride hâlâ rehine varken, gülmeniz hiç hoş değil büyük baba.
¡ Abuelo, si hay rehenes en el banco no hay nada de qué reír! ¡ Vamos!
Buraya değil tatlım, içeride tezgahın üstüne koy.
Oh, no aquí, dulce. En la parte de atrás del mostrador.
İçeride oturanlarınsa umurlarında değil.
Aunque los de fuera no tengan una manzana para sus hijos.
Doğum günü içeride, dışarıda değil.
La fiesta está dentro, no ahí fuera.
Gerçekten değil, onlar çirkin ve... bu korkutucu, ama... içeride... ayrıca..... mükemmel.
No del todo, son feos y eso... eso me asusta, pero... por dentro... también son... perfectos.
Dışarı çıkmadı ama içeride de değil.
No llegó a salir. No está ahí.
- Carter Hayes içeride mi? - Hayır, burada değil.
- ¿ Está Carter Hayes?
Petrol 2 kilometre içeride, ve 600 metre tebeşirli granitin altında değil.
No a 2.000 metros de la costa, a más de 700 metros de profundidad, a través de granito cretáceo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]