Uzun süre traduction Espagnol
12,718 traduction parallèle
Bu şeyi uzun süre tutamam.
No puedo sujetarlo más.
Sen ve senin türün insanlardan ve zombilerden daha uzun süre yaşayacak.
Tú y tu especie sobreviviréis a los humanos y a los zombis.
"Ya o benden daha uzun süre yaşarsa?" diye düşünmeye başladım.
Y empecé a pensar,'¿ Qué pasa si vive más que yo?
Böyle açıkta uzun süre duramayız.
No podemos parar mucho tiempo al descubierto.
Uzun süre gelmezsem siz gidin.
Si demoro demasiado, váyanse.
Adamım, burada öyle uzun süre kalacağımki en sonunda bana bir sandalye fırlatacaksın.
No, tío, voy a quedarme aquí hasta que me lances una silla.
Tehlike isaretlerini çok uzun süre görmezden geldim.
Por mucho tiempo, ignoré las señales de alerta.
İyi haber ise, uzun süre saklayamayacaklardır.
La buena noticia es que no pueden cubrirlas mucho tiempo.
Uzun süre ona kızgın kalma, evlat.
No estés enfadado con él mucho tiempo, chaval.
Pekala, buraya gelmek için Seth ile konuşan bendim ve bildiğim kadarıyla söyleyeyim, çok uzun süre burada kalmayacağız.
Yo convencí a Seth de que viniera y, por lo que veo, no estaremos aquí mucho tiempo más.
Uzun süre dayansın diye Fitz düzenlemişti. Ama bitiyor.
Fitz lo modificó para durar mucho tiempo, pero se está agotando.
Biriyle bu kadar uzun süre birlikte olabilmeyi hayal edebiliyor musun?
¿ Puedes imaginar estar con alguien tanto tiempo?
Büyük olasılıkla ( katil ) uzun süre önce öldü ama bu suç mahallini yeniden yaratmak süphelilerin arasından bir tanesini seçmeme yardım eder
Bueno, es casi seguro que ya muertos. Recreando la escena del crimen podría ayudarme a Ratchet en en un... de varios sospechosos.
- Uzun süre buralarda olursan. - Olmayacak.
- Si sigues con vida.
Pis kürk ve kötü dişlerle hırpani bir hâle gelmeleri için uzun süre yalnız kalmaları gerekmez.
No pasará mucho en aislamiento antes de convertirse en un maloliente... con la piel sarnosa y los dientes podridos.
Yapmaya mecbur değilsin fakat yaparsan yardımı dokunur. Geçmişinde uzun süre alkol ve ilaç sorunu yaşadığını anlat.
No estás obligado a declarar, pero te ayudaría... decir que no te sentías bien y abusaste de las pastillas.
Simmons'ın çığlık attığı anlar mı yoksa uzun süre sustuğu anlar mı?
¿ los momentos en los que Simmons grita... o las pausas largas en las que no?
Çok uzun süre demlemişsin.
Has dejado reposar esto demasiado.
Yani burada daha uzun süre kalacaksın?
¿ Vas a quedarte aquí? ¿ Más tiempo?
"Kalbiniz üç dakikadan uzun süre durursa, doktorların devam etmesini istiyor musunuz?"
"Si su corazón se detiene más de tres minutos, ¿ quiere que los médicos continúen?"
Beklediğinden biraz daha uzun süre beklediğini biliyorum.
Sé que has tenido que esperar mucho más de lo esperado.
Bipolarların uzun süre depresif oldukları vakalar da var sanırım.
Supongo que hay casos que son de una forma mucho tiempo... sin ningún horario establecido.
Umarız çok uzun süre bekletmemişizdir.
- Espero que no hayan esperado mucho.
Çalınan alev, Excalibur'u burada dövecek ve kıracak kadar uzun süre yandı.
La llama robada estuvo encendida por mucho tiempo... Lo suficiente para que Excalibur fuera forjada y rota.
- Uzun süre Tarrytown Ruh Hastalıkları'nda olacak.
Estará en el Psiquiátrico de Tarrytown durante un largo tiempo.
Uzun süre konuşmamıştık.
No nos hablamos durante mucho, mucho tiempo.
- Onları uzun süre tutmaz.
¡ No los detendrá mucho tiempo! ¡ A la camioneta!
Fakat müvekkiliniz bir devlet kurumuna karşı yalan beyanda bulundu,... yani bunu kanıtladığımızda çok ama çok uzun süre hapis cezası alacaksın.
Pero ha declarado dando un falso testimonio a una agencia federal, lo que significa que cuando tengamos pruebas irá a la cárcel durante mucho tiempo.
Hazır bir bedeni bu kadar uzun süre ele geçirmişken birini ayartmam lazım.
Debería seducir a un hombre cuando poseo un cuerpo... por un largo término como este.
- İki kutu bize bayağı uzun süre dayanır bence.
Creo que dos cajas nos durarán mucho tiempo.
O zaman burada uzun süre kalmayacağım.
Bueno, entonces no debería estar aquí mucho tiempo.
Bu kadar uzun süre emin olmamaya alışık değilim. Tuhaf kızdan başlayarak omuzları hedefleyeceğim.
No estoy acostumbrado a dudar de algo tanto tiempo, así que toca disparar a los hombros de la rara.
Zarar vermeden tiroit bezini çıkartıp zarar görmüş olanla değiştirene kadar uzun süre saklayabilir misin?
¿ Podría usted extirpar una glándula tiroidea sin dañarla y conservarla el tiempo suficiente para reemplazar la dañada?
Daha iyisini bekliyorsan üzgünüm ama uzun süre yalnız kalacaksın.
Y si vas a esperar a alguien mejor, lamento darte esta mala noticia, pero vas a estar sola mucho tiempo.
Bu kararı uzun süre düşündükten sonra verdim.
Así que, me han estado dando esta importa una gran cantidad de pensamiento.
1 : Zaten uzun süre yaşamayacağım.
La primer razón... no me queda mucho tiempo de vida.
Bu insanları uzun süre Kandıramayacağımı biliyorum Ben de Barlow'un banka Hesabını boşaltıp, Buradan olabildiğince çabuk, ayrılmam gerektiğine karar verdim.
Yo sabía que no podría engañar a todos durante mucho tiempo, así que pensé que podría adueñarme de su cuenta bancaria, y huir de aquí lo más pronto posible.
Sadece seni çok çok uzun süre boyunca uyutacak.
Solo está destinado a hacerte dormir durante mucho, mucho tiempo.
Ya da adamın hapiste çürümesine göz yumarsın. Uzun süre yatmamak için neler neler der artık Allah bilir.
O puedo dejar que se pudra en la cárcel, y ambos sabemos lo que podría contar para librarse de una larga condena.
Peki ama Büyükanne Rose uzun bir süre
Vale, pero la abuela Rose puede que no esté por aquí
Bu telefonu ne kadar uzun süre kullanabilirim bilmiyorum.
No sé cuánto tiempo podré usar este teléfono.
Uzun bir süre, bunun geçici olduğunu düşündüm.
Durante mucho tiempo, pensé que era una fase.
Kimse o davada benden daha uzun süre çalışmadı.
Nadie ha trabajado más en ese caso que yo.
Bir aydır konuşmuyoruz fakat genel anlamda bakacak olursak çok da uzun bir süre değil.
Quiero decir, solo ha pasado un mes, lo cual supongo que en el gran esquema de las cosas no es tanto tiempo.
Hikayeler çok uzun bir süre benim için bir tutku olmuştur, Ranger.
Hace mucho tiempo que las historias son mi pasión, Ranger.
Onuru olmayan Nighthawk uzun bir süre Zarda'ya hakim olamaz.
Nighthawk, que no tiene honor, no podría dominar a alguien como Zarda por mucho tiempo.
Uzun bir süre yeniden birileriyle tanışmaya hazır olacağımı sanmıyorum.
No creo que vuelva a estar preparado para quedar durante mucho tiempo.
- Ben uzun bir süre daha ölmeyeceğim.
Oye, no voy a morir en mucho tiempo.
Bu onu çok uzun bir süre tutmaz.
No lo detendrá por mucho.
Uzun süre kendine gelemedin.
Estuviste inconsciente mucho rato.
Umarım burada çok uzun Bir süre yaşamaktan hoşlanırsın
Esperamos que te quedes aquí por mucho, mucho tiempo.
uzun sürebilir 18
uzun süredir 23
uzun sürer mi 29
süre 34
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun süredir 23
uzun sürer mi 29
süre 34
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun bir gündü 31
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun bir gündü 31