Çok iyi değil traduction Espagnol
2,707 traduction parallèle
İdare eder. Çok iyi değil.
Aceptable, no muy bueno.
Çok iyi değil mi?
Genial, ¿ no?
Neredeyse on bir saattir burada oturuyorum. Psikolojim çok iyi değil.
Llevo sentado aquí casi 11 horas, mi humor no es excelente.
Çok iyi değil ama keman.
No es bueno, pero es un violín.
Çok iyi değil mi?
¿ No es la mejor?
Kelimelerle aram çok iyi değil ama kolum alçıya alındığından burada sizlerin önünde mikrofonla konuşmak zorundayım.
No soy muy amigo de las palabras pero las circunstancias de tener el brazo enyesado me obligan a estar aquí frente a ustedes hablando por este micrófono.
- Bunlar onlar değil, ama bunlar da çok iyi değil.
- No son ellos, pero no son santos.
Çok iyi değil. Söylediğim an Ron'un söylettirdiğini anladı.
Mal, al decírselo se dio cuenta de que Ron me lo pidió.
- Dürüst olmak gerekirse Susie'yle aramız çok iyi değil.
- Bueno, para ser honesto, las cosas no van muy bien entre Susie y yo ahora mismo.
- "Şu an Susie'yle aramız çok iyi değil."
- "Las cosas no van muy bien ahora mismo..." Entre Susie y yo, no están muy bien.
Aramız çok iyi değil.
- "... Entre Susie y yo ".
Çok iyi değil. Limoni.
- No están bien.
İşin doğrusu, Heidi'yle bu sıralar aramız çok iyi değil.
La cosa es que las cosas no están bien entre Heidi y yo.
Aslında şu aralar başımızda nasıl olduğumu düşünemeyecek kadar çok şey var. Ama iyi değil. Ama dinle.
Me están pasando muchas cosas... como para pensar cómo estoy, pero no muy bien.
- Çok iyi gitmedi, değil mi?
- No fue muy bien, ¿ eh?
İyi görünümlü olduğu için değil, ama, çünkü o benden daha çok ben.
No porque sea guapo, sino... porque es más parecido a mi.
Çok iyi değil. 800 metre.
No muy bueno, unos 800 m.
Bu Rock'n roll değil ama benim için çok iyi olabilir.
Esto no es rock'n roll. Esto podría ser muy bueno para mí.
Tabi ki ona çok iyi bakarsanız ve size bağlanırsa, kuşkusuz yıllarca yaşayabilir ama muhtemelen 5'den fazla değil.
Bueno, por supuesto, si ustedes le dan buen cuidado y se apega a ustedes, podría fácilmente aguantar por años pero probablemente no más de cinco.
Bugün çok iyi rol yaptım değil mi?
Fue muy verídico, ¿ no?
Çok iyi, değil mi?
Y eso es fantástico, ¿ no?
- Bay Winch burada değil mi? - Çok iyi bir gözlemcisiniz.
- Sr. Winch, ¿ es cierto?
Çok iyi vakit geçirdik ama, değil mi Fred?
La hemos pasado bien, ¿ no es cierto, Fred?
Terapistin yöntemleri pek geleneksel değil ama genelde çok iyi sonuçlar alır.
Sus métodos son poco ortodoxos, pero suele obtener excelentes resultados.
Çok iyi tırmanıyorsun, değil mi?
Estás hecho todo un trepador, ¿ no?
Evet, ama çok iyi bir şey yaptın, değil mi?
Sí, hiciste un gran trabajo, ¿ no?
Saatim çok da iyi değil ama bunu umursamıyorum
Mi reloj no es tan genial, pero no me importa.
Çok naziksiniz. Çok iyi biri değil mi?
Es tan bonita, incluso muy amable.
- Çok iyi, değil mi?
- Muy bien, ¿ eh?
İlk izlenimim sanırım iyi değil. - çok erken söyledin.
- La primera impresión no parece muy buena. - Es muy pronto para decirlo.
Çok iyi, değil mi?
Es genial, ¿ verdad?
Dün çok kötü bir gündü, biliyorum. Ve keşke bugünün daha iyi geçeceğini söyleyebilseydim ama durum pek öyle değil maalesef.
Sé que ayer fue un mal día, y ojalá pudiera decir que hoy va a ser mejor, pero no es así.
- İyi geceler. Çok garip, değil mi?
Está totalmente raro, ¿ verdad?
Bu çok iyi. Seninki değil.
Quiero decir, no lo tuyo.
My Chemical Romance'i ben de çok severim ve bence parçayı çok da iyi söyledik ama takım lideri ve en iyilerin belirleyicisi olarak şunu söylemek isterim : Bence bu şarkı Bölge yarışması için yeterli değil.
Aunque me encanta My Chemical Romance y creo que todos arrasamos con ese número, como nuestra jefa de equipo y árbitro de todo lo que es bueno, yo... debo decir que no creo que esa canción sea lo bastante buena para Regionales.
Çok ilginç ama duygusal... değil ya da... -... iyi.
Es realmente... interesante, pero no es... emotiva o, ya sabes, buena.
Bu berbat filmi seyrederken çok iyi vakit geçirdiğine... ikna etmek için koydukları... konuyla alakasız bu ritmik şarkı kadar muhteşem değil tabii.
No tanto como esta canción que no tiene relación con la trama que ponen al final para convencerte de que disfrutaste mucho de una porquería.
Bu kadar muhteşem değil, ama, bir kolye ile çok daha iyi gider, ve gerçekten kolye takmak istiyorum.
Y este no es tan fabuloso, pero va mucho mejor con el colgante, y realmente quiero usar el colgante
Adamın kanına girmeyi çok iyi biliyorsun, değil mi?
Sabes decir las cosas correctas, ¿ no?
Yani "Tanrım, bu adam çok iyi" bakımından değil sağlık bakımından.
No "Vaya, qué bien estás", pero te veías bien.
Ama böyle devam edemeyeceği belliydi. Çok fazla davam var. Ve evde işler iyi değil.
Tengo muchos casos y las cosas en casa no están bien.
İyi ve kötü günde, dedik. Çok yaklaştık ama en kötü halimiz bu değil.
Los votos son para bien o para mal y aunque las cosas están un poco mal, no están tan mal.
Böyle yakın çalışmamız çok iyi olacak, öyle değil mi?
, es tan maravilloso que vayamos a trabajar juntos de esta forma, - ¿ no crees? - Lo sé.
Ve çok da iyi biliyorsun ki herkesin yalan söylemek için bir nedeni vardır. Öyle değil mi?
Sabe bien que todos tienen razones para mentir. ¿ Verdad?
Gidişatı hiç iyi değil, daha yaşı da çok küçük.
Un camino a la ruina, comienza de una edad muy temprana
- Hayır, Çok iyi bir fikir değil.
- No. No es una buena idea.
Çok iyi, değil mi?
Eso es bueno, ¿ no?
Çok iyi bir koşu oldu, değil mi?
Gran carrera, eh?
Söylemem gerekiyor, cidden çok iyi, değil mi?
Tengo que decir que él es muy bueno.
Çok iyi biri değil mi?
¿ No parece buena?
Bu bir sorun teşkil etmez, değil mi? Çok iyi.
¿ Te parece bien que me dé una ducha?
çok iyiyim 275
çok iyisin 250
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi 3262
çok iyi olur 170
çok iyi anladım 27
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyi görünüyorsun 123
çok iyiydin 139
çok iyisin 250
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi 3262
çok iyi olur 170
çok iyi anladım 27
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyi görünüyorsun 123
çok iyiydin 139