English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Adı ne

Adı ne traduction Français

21,563 traduction parallèle
Mühendis olan arkadaşının adı ne?
Votre pote mécanicien, son nom, c'est quoi?
Söylesene, onun adı ne?
Dis-moi un truc, comment il s'appelle?
Şu öğretmen, adı neydi, Broderick-Allen mı ne?
Ton professeur, je ne sais plus son nom, Mme Broderick-Allen?
Adı ne?
- Ça s'appelle comment?
Bunun adı ne?
Comment s'appelle ce tome?
- Annenin adı ne Jackson?
- Quel est le nom de ta mere, Jackson?
Adına çalıştığı kişileri tanıyorsunuz.
Vous ne connaissez pas les gens pour qui il travaille.
Bu hayır kurumunun adı her ne ise ekstra 50 bin işlerine yarar herhalde.
Je suis sûr que quelle que soit la charité elle pourrait avoir besoin de 50 000 euros en plus.
Adın ne?
Comment vous appelez-vous?
Senin adın ne?
Quel est votre nom?
Adın ne?
C'est quoi, ton nom?
Senin adın ne hayatım?
Comment tu t'appelles?
Seni buraya getiren tüm adımlarını düşünürsen sonunda anlayacaksın ki, bu senden başka kimsenin suçu değil.
En repensant à chaque pas qui t'a menée jusqu'ici... tu finiras par te rendre compte que tu ne peux t'en prendre qu'à toi-même.
Adın ne?
Comment tu t'appelles?
- Adım Homer. - Ne?
- Je m'appelle Homer.
İçimde bana benzeyen, bana ait olmayan bir benlik dışarı çıkmak istiyor, adını söylememi istiyor.
Une personne, un autre moi à l'intérieur qui ne m'appartient pas, mais qui veut sortir, qui veut que je l'appelle par son nom. Mais...
- Karımın adını anma.
- Ne prononcez pas son nom.
- Adın ne?
- Comment tu t'appelles?
Köpeğinin adı ne?
Il s'appelle comment, ton chien?
Bir adım daha atayım deme.
Ne fais plus un pas.
Adı Roger mı ne? - Siktir.
Roger quelque chose.
Senin olmadığı belli olan internet üzerinde şarkı çalma listesi var ama Tinder, Facebook, ve Instagram hesapları hep senin adına, ayrıca gitti gidiyorda başkent büyük gar yanındaki yeni dairesi için alacaklarının yer aldığı istek listesi var.
Il playlist sur Spotify qui ne ressemble pas du tout à vous, Tinder, Facebook, Instagram tous avec votre nom, et une liste sur Amazon plein de choses pour son nouvel appartement près de la gare Union, à Washington.
- Adı ne?
Quel est son nom?
- Çağrı adın ne?
Quel est votre nom de code?
- Sana bir şey olmaz. Betty adı batasıca Crocker'ı boşamadan konuşma sen.
- Je ne veux pas entendre ces mots jusqu'à ton divorce avec Betty Crocker.
- Adını Lucky koyduysam ne olmuş?
- Et alors?
Nasıl görüneceğine göre adım atıyor olsaydım arkamda duran jet benim olmazdı.
Si je bouge... en me basant sur ce qui semble bon, je suis sûr que ce coucou ne serait pas là.
Yarınki borsa açılışına kadar ödünç hisseleri vermemişsen senin adına tüm hisseleri zararına satın almam söylendi.
Si tu ne rembourses pas les titres à l'ouverture demain, j'ai ordre de te racheter toute ta position.
Dr. Wilkes'ın adını lekelemelerine izin vermeyeceğim.
Je ne les laisserai pas salir le nom du Dr. Wilkes de cette façon.
- Adın ne?
Comment vous appelez-vous?
Buranın adının "Yonk" yerine "Yok" olması gerekmez mi?
Ça ne devrait pas être "le Yok," plutôt que "le Yonk"?
Ve onun ruhuna adına ne dersen artık bunu kanıtlaması için bir şans tanımalıyım.
Et je dois donner à son... esprit... peu importe le terme... une chance de le prouver.
Hatta, sen ve ben birbirimize güveniyoruz, ben de bu şişeye işiyorum çünkü yapmam lazım, ama aynı zamanda birbirimize güvendiğimizi göstermek ve birbirimize zarar vermek adına hiçbir şey yapmayacağımız için.
En fait, on se fait confiance l'un à l'autre. et je pisse dans cette bouteille, parce que je dois faire pipi, et aussi te montrer qu'on peut se faire confiance et que nous ne ferions jamais rien pour blesser l'autre.
Seninle sokakta, kafede, metroda, kapımın iki adım önünde... karşılaşırsak emin ol ki... seni ne denli sevmediğimi ve sana saygı duymadığımı söylerdim. Ama burada?
ou que je n'aime pas particulièrement le fait que tu as utilisé mon ex-mari et ses sentiments pour toi comme un gilet pare-balles non pas une, mais deux fois dans ta fuite.
İkinci adım... kişiliği belirledikten sonra, adamı sizin tarafınıza çevirmek için en iyi yaklaşımınız ne olacaktır?
♪ Etape deux... une fois que vous avez identifié la personnalité, quelle est la meilleure approche pour la convaincre?
Senin adın ne, güzel Nazi prensesi?
Comment tu t'appelles, délicieuse princesse nazie?
- Adınızı ağzına bile almadı.
- Non, Monsieur... Il ne vous a même pas mentionné.
Benim adım bu değil.
Je ne m'appelle pas comme ça!
Senin adın ne?
Et toi?
- Adın ne?
- Quel est ton nom?
Ee senin adın ne?
Alors? Ton petit nom?
Adım gibi eminim.
Tu ne le crois pas mais je le sais.
Bill Stearn arkadaşlarını satsaydı piyasaya adımını atamazdı.
Bill Stearn ne pourrait pas descendre la rue s'il vendait ses amis.
Telefonunda Nina'nın adını ilk gördüğümde kim olduğunu bile bilmiyordum 13 yaşındaydım sadece Polis Meyer olarak tanıyordum.
Tu sais, la première fois que j'ai vu le prénom Nina sur ton téléphone, je ne savais même pas qui c'était. J'avais 13 ans. Je connaissais juste l'officier Meyer.
... diğer adıyla "toplama kampları". Çünkü güvenliğimiz söz konusuyken bir kaç arap ya da zencinin haklarının ne önemi var?
Parce que qui se fiche des droits de quelques Arabes, de Noirs et de racistes si on se sent en sécurité?
Dediğin gibi, benim adım öne çıkarsa nasıl bir avantaj elde edeceğini anlamadım.
Si, comme tu l'as dit, mon nom a déjà été cité, je ne suis pas sûr du levier qu'il te reste.
Onun adını ağzına alamazsın!
Ne dis pas son nom!
Adını hatırlayamadığım kızı bile kurtaramadın.
Tu ne pouvais pas sauver l'autre.
Siz de şu şeyin liderisiniz o halde. Adına her ne diyorsanız artık.
- Et vous êtes donc aux commandes de cette... comment vous dites?
Hayat arkadaşın. Üzgünüm, adını bilmiyorum onun.
- Je ne me souviens plus du nom de ta fiancée.
Adın ne?
Ton nom?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]