Ama onu gördüm traduction Français
335 traduction parallèle
Az önce merdivenlerde Eagan'ı gördüm. Başını eğmeye çalıştı, ama onu gördüm.
Je viens de voir Eagan en bas ll a essayé de se cacher, mais je l'ai vu
Biliyorum, ama onu gördüm.
Mais je l'ai vu.
Ama onu gördüm.
Mais je l'ai vu.
- Ama onu gördüm.
- Je l'ai vue, moi!
Ama onu gördüm. Bu sandalyede oturuyordu.
Je l'ai vue, assise sur cette chaise.
Ama onu gördüm.
Mais j'en ai eu un.
- Ama onu gördüm.
- Écoutez, je l'ai vu.
- Ama onu gördüm.
- Mais je l ´ ai vue.
David, nedir, nereden gelmiştir bilmiyorum ama onu gördüm ve bu işin peşini bırakmayacağım.
Je ne sais pas ce que c'est, ni d'où ça vient... mais c'était là et je l'ai vu et je vais le combattre.
- Ama onu gördüm.
- Mais je l'ai vu.
Biliyorum, bende ilk başta deneyimizin başarısız olduğunu sandım, ama onu yürürken gördüm.
- Marcher?
- Hayır, Stella. Ama annemi, tıpkı babamın onu resmettiği gibi gördüm.
J'ai vu ma mère telle que mon père l'a peinte.
Ötekiler de ona bakıyordu. Ama onu sadece ben gördüm.
Nous étions plusieurs à la regarder, mais j'étais le seul à la voir.
Ben de kaçabilirdim... ama sonra onu gördüm.
J'aurais pu m'enfuir mais il était là.
Onu gördüm. Ama o inatçı keçi gelir mi bilmiyorum.
Quant a cette mule de Josh, je ne sais pas s'il viendra.
Onu bu sabah gördüm. Bunu asla ama asla yapmaz.
Je l'ai vu ce matin, il ne le fera jamais.
Dün gece. Senin için öldürdüm. Ama bugün onu gördüm.
la nuit dernière... pour vous.
Sanırım onu Skagway'da gördüm ama emin değilim.
Il me semble l'avoir vu à Skagway.
Ama onu duydum. Gördüm. Gerçek olduğunu biliyorum!
J'ai vu et entendu, j'ai constaté!
Onu hâlâ seviyorum ama bunu atlatacağım. Atlatmak zorundayım çünkü gerçeği gördüm. Beni nasıl kandırdığını gördüm sen böyle çabalarken.
Je l'aime encore, mais ça passera parce que j'ai compris combien il m'a trompée.
Sadece birkaç kişiydik, ama onu yaparken gördüm.
On n'était pas nombreux, mais je l'ai vu le faire.
Ama ben onu Intermediate'tan önce gördüm.
avant d'étudier les sciences.
Gördüm zaten onu. - Ama ben görmedim.
Tu ne vois pas ce qui se passe?
O andan itibaren daha az tanrı daha fazla insan olarak gördüm onu ama zayıflığı yüzünden ondan nefret etmedim.
Pour moi, il cessa d'être un dieu. Mais je l'aimais toujours.
Sana öyle olduğunu söylüyorum, sadece bir an için için onu gördüm ama..
Tout ceci est ridicule.
Ama kurtulunca pencereye koştum... ve onu Mayella'mla gördüm!
J'ai heurté la clôture. Mais quand je me suis dégagé, j'ai couru à la fenêtre... et je l'ai vu avec ma Mayella!
Ama ben- - Yemin ederim ki bu akşam onu orada gördüm.
Mais je vous jure que je l'ai vue là-bas, ce soir.
Hayır ama, bir gurup askerin bir ağ içinde birini taşıdığı gördüm. Onu HamSweetham'e götürüyorlardı.
Non, j'ai vu passer un druide, mais celui-là était dans un filet que des légionnaires conduisaient à Petibonum.
- Ama onu sadece bir kez gördüm.
- Je ne l'ai vu qu'une fois.
Ama onu bir yerlerde gördüm.
Mais je l'ai déjà vu.
- Onu gördüm. - Ama konuşmadın.
Tu ne lui as pas parlé.
Ama sanırım bir keresinde gördüm onu kızıl saçlı bir kadınla bir at arabasındaydı.
Mais je crois l'avoir vu une fois sur un tram avec une rousse.
Onu gördüm ama düşündüğünüz gibi değil.
O.K., je l'ai vue, mais pas comme vous le pensez.
Onu bir daha muayenehanemde görmedim hiç. Ama tekrar gördüm.
Pas au cabinet, mais je l'ai revu.
Ama gördüm onu.
Mais je l'ai vue.
Onu gördüm ama bizden değil.
Ce n'est pas un des nôtres.
Ama nerede gördüm onu?
Mais où était-ce?
- Ama onu gözlerimle gördüm.
- Mais je l'ai vue.
Ama onu gerçekten gördüm.
Je l'ai vu! Il est dans le placard!
Ama onu orada gördüm. Gerçekten.
Il est dedans, je l'ai vraiment vu!
Ama onu bu öğleden sonra gördüm.
- Mais je l'ai vu cet après-midi.
Ama avukatın yanına gittiğim zaman, onu beklerken..... pencereden beni rahatsız eden bir şey gördüm.
Mais en allant chez l'avocat, en l'attendant, j'ai vu par la fenêtre quelque chose qui m'a mise mal à l'aise.
Ama dün gece yine imgeler gördüm. Onu kendi kanı içinde yatarken gördüm.
Mais j'ai encore eu cette vision la nuit derniére.
Ben onu gördüm ama tarif etmenin pek işe yarayacağını sanmıyorum.
Eh bien, je l'ai vu, mais une description n'aiderait guère.
Ama gerçekten onu gördüm.
Mais je l'ai vu.
Evet ama bu son değildi. Ölümden sonra, TV'de görür gibi onu Sakakuşu ile gördüm.
Oui, mais non, l'histoire n'est pas finie une fois mort, je l'ai vue comme à la télé
Ama sonra seni ve onu dans ederken gördüm.
Et je vous ai vue, avec lui, en train de danser!
Onu gördüm. Ama kaçmalıydım. Kutuyu aldım.
Je les ai vus et j'ai vu mon père aussi alors j'ai pris la boite et ils sont tous venus, tous!
İyi, ama baba, onu senin Honda'nın aküsünü içerken gördüm.
Oui, mais je l'ai vue boire le jus de la batterie de ta voiture.
Ama burdaydı gördüm onu.
Mais il est là. Je l'ai vu.
Ama güzel bir yüz gördüm ve onu öpmeliydim.
Mais quand je vois un joli minois, il faut que je l'embrasse.
ama onu seviyorum 24
ama onun 17
onu gördüm 460
gördüm 831
gördüm seni 25
gördüm onu 79
gördüm onları 17
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama onun 17
onu gördüm 460
gördüm 831
gördüm seni 25
gördüm onu 79
gördüm onları 17
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama olmuyor 24
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama o 292
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama olmuyor 24
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama o zamana kadar 18
ama olmadı 51
ama önemli değil 67
ama öyle değil 51
ama önemi yok 26
ama öylesin 16
ama öncelikle 23
ama o benim 18
ama olacak 26
ama o zamana kadar 18
ama olmadı 51
ama önemli değil 67
ama öyle değil 51
ama önemi yok 26
ama öylesin 16
ama öncelikle 23