Evde değil mi traduction Français
379 traduction parallèle
- Evde değil mi?
- Sortie?
Evde değil mi? Pazar sabahı 11.
Il est 11h, peut-être est-il encore à la messe?
- Evde değil mi?
- II n'est pas ici?
- Evde değil mi?
Pas encore rentrée?
Evde değil mi?
Chez elle, non?
Mili evde değil mi?
Mili est avec le neveu du docteur Bettelheim.
Gilles evde değil mi?
- Il est pas chez lui?
Karınız mı? Evde değil mi?
Elle est absente?
Bay Case evde değil mi?
M. Case n'est-il pas ici?
O evde değil mi?
Et votre mari?
Kocan evde değil mi?
Votre mari n'est pas là?
- Ailen evde değil mi?
- Tes parents sont là?
O halde, cinayetle suçlanan bu adam, Bayan Hooper sizin de gözünüzle görüp tanıklık ettiğiniz üzere o Cumartesi öğleden sonra ve akşamında evde bulunan Frederick Garrett'ir, değil mi?
Cet homme, accusé de meurtre, est le même Frederick Garrett que vous jurez avoir vu chez lui ce jour-là?
- İyi geceler canım. Evde bikarbonat var, değil mi?
Il y a du bicarbonate?
Hava kötüyken evde olmadığımız için şanslıyız, değil mi?
Quelle chance de ne pas être chez nous en cette saison.
Evde bir tek o yaşamıyor, öyle değil mi?
Elle n'est pas seule ici... n'est-ce pas?
- Ölmüş. Mary'nin, onu intihardan vazgeçirmeye çalışırken uçurumdan düşmesinden bir hafta sonra bu evde ölmüş. İronik, değil mi?
Elle est morte ici, 8 jours après que Mary s'était tuée en l'empêchant de se suicider.
Evde olmaktan mutlusun, değil mi Jane?
Heureuse de rentrer?
O kadar korkak olmasaydın ben bir şeyler görebilirdim sende çoktan evde olurdun, değil mi?
Sans ta trouille d'être vue, tu serais rentrée bien plus tôt.
Olay gerçekleştiğinde evde başka kimse yoktu, değil mi?
Personne d'autre n'était là hier soir? Non.
Ne kadar muhteşem yerlere gidersek gidelim, evde daima özlediğimiz biri vardır, değil mi?
Aussi fascinants soient les endroits éloignés, on s'ennuie toujours de quelqu'un chez soi, n'est-ce pas?
Evde olmak çok güzel, değil mi, Baba?
C'est bon d'être à la maison, pas vrai?
Beni sokağa çıkartmaları. Sanırım Smith sizin evde yakalanmamı istemedi. Senin için iyi olmazdı, değil mi?
S'ils m'avaient cueilli chez toi, c'était moche pour toi.
Şu anda evde, değil mi?
Elle est ici dans la maison en ce moment, n'est ce pas?
Bu evde böyle şeyler konuşulmaz, değil mi?
On ne parle pas de ces choses-là dans cette maison, hein?
Evde yemek yapmazdın değil mi?
Tu n'a jamais été habitué à faire la cuisine à la maison, n'est-ce pas?
Evde bir sorun yok, değil mi?
Le typhon n'a pas endommagé l'annexe?
İstediğin sadece evde biraz huzur, değil mi?
Ramener la paix au foyer mérite bien de faire un effort.
- O zamandan beri evde değil mi?
Et elle n'est pas rentrée depuis ce temps-là? Non!
- Bu gece evde kalsam daha iyi olur değil mi?
- Tu préfères que je reste ici?
Yani akşam evde olacaksın, değil mi?
Tu seras chez toi toute la soirée?
- Evde yok. Burada oturuyor, degil mi?
- Mais elle habite ici?
Beni artık bu evde tutabileceğini cidden düşünmüyorsun, değil mi?
Alors, tu restes? Tu ne penses tout de même pas que je vais rester ici après ça?
- Evde degil mi?
- Il n'est pas à la maison?
Evde yaptığın değişiklikleri sevdim. Eğlenceli, öyle değil mi?
J'aime les aménagements que vous avez faits.
Bu gece evde kalacaksın değil mi?
Ce soir, reste chez toi, veux-tu?
Evde olmak güzel şey, değil mi?
C'est bien d'être chez soi, hein?
Evde yiyecek bulunduruyorsun, değil mi?
Vous avez bien à manger, non?
Aynı evde oturuyoruz, değil mi?
On habite ensemble, non?
- Evde bir büyütecin var, değil mi?
- Tu as un agrandisseur chez toi? - Bien sûr.
Evde bir oğlan var, değil mi?
Il y a un garçon là-bas?
Kocan hala evde yok, değil mi?
Ton mari est toujours absent, non?
Bütün gün o evde tıkılıp oturmaktan başka işin yok, değil mi Guzman?
T'as rien d'autre à faire que de rester chez toi, eh, Guzman?
Şu kızlar, değil mi? Eski bir evde vakit geçirmek istemezler.
Il faut pas que les filles aillent dans une maison abandonnée.
Bir ayağım çukurda olduğuna göre, evde herkesin mutlu olması... karımın bana çok düşkün olması... öyle ki daha şimdiden yerime birini bulmuş olması benim için hoş şeyler değil mi?
N'est-ce pas une joie pour moi qui approche du terme... de voir combien mon foyer est heureux? Ma femme m'aime tant qu'elle songe à me trouver un successeur.
Ama evde barut bulundurmak tehlikeli değil mi?
N'est-ce pas dangereux de stocker de la poudre ici?
Yeniden evde olmak harika, öyle değil mi Chief?
C'est bon d'être de retour! Hein, Chef?
- Fakat üçte evde olacaksın, değil mi?
Je m'en vais.
çocuklarından biri bu evde doğmuştu, değil mi?
L'un de vos enfants est né dans cette maison, hein?
Evde fare olmayacak, değil mi?
Tu n'auras pas des souris et des rats?
Sen onunla evde yalnız kaldın, değil mi?
Tu n'as pas passé la nuit seule avec lui dans cette maison?
evde değil 72
evde değildi 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
evde değildi 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil mi oğlum 33
değil mi kaptan 17
değil miydi 73
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil mi oğlum 33
değil mi kaptan 17
değil miydi 73