Onu durdurmalısın traduction Français
148 traduction parallèle
Daha fazla kimseyi öldürmeden onu durdurmalısınız.
Il faut l'arrêter avant qu'il ne commette d'autres meurtres.
Onu durdurmalısınız.
Il faut l'arrêter.
Evet? Ciddi şekilde yaralandı, ve şimdi şuna eminim ki onu durdurmalısın.
Il a été blessé, mais maintenant, vous allez faire cesser ça.
Onu durdurmalısın!
Nous devons l'arrêter!
Onu durdurmalısın.
Il faut l'arrêter.
Nasıl bilmiyorum ama onu durdurmalısınız.
Et que vous l'arrêtiez!
Fakat onu durdurmalısınız!
- Mais vous devez l'en empêcher!
Baba, onu durdurmalısın.
Papa, tu dois l'empêcher.
Katildir. Onu durdurmalısınız.
Vous devez l'arrêter!
Onu durdurmalısın, Bill.
Il faut l'arrêter.
Onu durdurmalısın.
Il faut que tu la rattrapes.
Onu durdurmalısın!
II faut le rattraper!
Onu durdurmalısın.
Arrange-toi pour l'en empêcher.
- Hayır, onu durdurmalısın.
- Non, vous devez l'arrêter.
Onu durdurmalısın. Tanrım!
- Il faut l'arrêter, Jonathan.
Onu durdurmalısın.
Tu dois l'arrêter.
Onu durdurmalısın.
Tu dois l'en empêcher! Arrête-le!
Katil öylece dolaşıyor. Onu durdurmalısın.
Le tueur est en liberté.
Orada her ne yapıyorsan, onu durdurmalısın.
Je ne sais pas ce que vous fabriquez, mais je vous conjure d'arrêter.
- Onu durdurmalısın.
- Il faut l'en empêcher.
- Onu durdurmalısın. - Kusura bakma Sam.
- Il faut que vous l'empêchiez, Charlie!
Onu durdurmalısınız. Çünkü beni öldüreceğini söyledi.
Empêchez-le d'approcher, il veut me tuer!
Onu durdurmalısın, Helen.
Ne pense plus au mutant.
Onu durdurmalısın.
Vous devez arrêter ça.
Onu durdurmalısın!
Apporte-moi des photos de lui...
Onu durdurmalısın. Hemen buraya gel ve -
- Elle va engager des poursuites.
Onu durdurmalısın!
Il faut l'arrêter.
Onu durdurmalısın.
on doit l'arrêter.
Onu durdurmalısınız.
Vous devez l'arrêter.
Onu durdurmalısın John.
Vous devez l'arrêter.
Onu durdurmalısın.
Arrêtez tout.
Tamam, onu durdurmalısınız. Onu bulmasına izin veremezsiniz.
Elle ne doit surtout pas le trouver.
- Lütfen onu durdurmalısınız!
- Il faut l'arrêter! - Qui?
Ama ona Katie ile ilgili gerçeği anlatmalısın. Onu durdurmalısın.
Vous devez l'arrêter.
Onu durdurmalısın.
Tu dois l'empêcher.
- Eğer bir şey söylemek istiyorsan onu durdurmalısın.
Si tu lui parles, remets-la à sa place.
Onu... onu durdurmalısın yoksa çok korkunç bir şey olacak.
Arrête Curien... avant que quelque chose d'horrible ne se produise!
Eğer onun arkadaşıysanız onu durdurmalısınız.
Si tu étais son ami, tu aurais dû l'arrêter.
Onu durdurmalısın.
Empêchez-le!
Bay Rathe, onu durdurmalısınız, katil o!
Monsieur Rathe, c'est elle, l'assassin!
Büyü sözlerini söylemeden durdurmalısın onu.
Vous devez l'arrêter avant qu'il puisse chanter la mélopée.
Maria, bu bir karmaşa, onu bakanla buluşmadan önce durdurmalısın.
C'est le bordel! Il faut le stopper avant la rencontre!
Taligaro, onu durdurmalısın.
Tu dois l'arrêter.
Onu durdurmalısın.
Et tu dois l'arrêter.
Onu durdurmalısın!
Je t'en prie!
Başka bir masum erkek, zavallı bir kadını daha öldürüp sonra müzik odasında beynini uçurmadan önce onu durdurmalıyız.
Il faut l'arrêter avant qu'un innocent tue une fille puis s'explose la cervelle dans la salle de musique.
Onu aramak isteyeceğim. O zaman beni durdurmalısınız.
Quand je serai assez soûl... pour vouloir l'appeler, empêchez-moi.
- Onu durdurmalısınız. - Onun tercihi.
- ll a choisi.
Ujjaini'de durdurmalısın onu.
Vous devez l'arrêter à Ujjaini même.
- Onu durdurmalıyım. - Bekle bir saniye, yaralısın.
- Il faut que je l'arrête.
Onu durdurmalısın.
Vous devez l'en empêcher.
onu duydum 61
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu demiyorum 23
onu duyuyorum 23
onu durdurun 30
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu demiyorum 23
onu duyuyorum 23
onu durdurun 30