Onu düşünüyorum traduction Français
918 traduction parallèle
Uyanık olduğum her an onu düşünüyorum.
Je pense à elle à chaque instant.
Onu düşünüyorum.
J'ai pensé à elle.
Burada sadece Komutanla dans ettim, Ben sadece onu düşünüyorum.
Le maréchal voulait se fiancer avec moi. Mais moi, je pensais à lui.
Hep onu düşünüyorum.
Je ne pense qu'à ça.
Diğer taraftan, O top gibi patlayabilirdi. Nasıl aptal gibi anlayamadım onu düşünüyorum.
D'un autre côté il aurait pu marcher Et j'aurais vraiment eu l'air bête.
En azından ben onu düşünüyorum bana bir şey oldu.
Du moins, je crois.
Onu düşünüyorum.
Je pense à lui.
- Hep onu düşünüyorum. Neden sordunuz?
Mais pourquoi me demandez-vous ça?
- Utanıyorum, onu düşünüyorum.
- Je crois que j'ai honte.
Sadece onu düşünüyorum...
Je ne pense plus qu'à elle.
Zavallı Matilde! İtibarı zedelenecek! Kendimi değil, onu düşünüyorum.
- Et Matilde sera compromise aux yeux de tous.
Anlıyorum. Karanlıkta yatıp tavana bakıyorum. Tanıdığım bir çocuk vardı, onu düşünüyorum.
Je reste là, dans le noir, et je pense à ce petit môme que je connaissais.
- Treni çaldığımızda bu kız arabanın içindeydi. Onu burada tutmanın en iyisi olacağını düşünüyorum.
"Cette fille se cachait dans le wagon-bagages lors du vol, j'ai donc cru préférable de l'emmener."
- Bunu yapmamalıyız diye düşünüyorum. Onu gecenin bir yarısı uyandırırsak kızacaktır.
Si on le réveille, il sera furieux.
Evcil olmasına rağmen onu yakalamaya çalışmalıyız diye düşünüyorum.
Même apprivoisé, il vaudrait mieux l'enfermer.
Onu kızlarımdan biriyle evlendirmeyi düşünüyorum.
Il pourrait épouser une de nos filles.
Görünüşe göre Isabel, havalı bir kız için fazla hassas. - Onu seçtiğini düşünüyorum da...
Isabelle a du bon sens, pour une excentrique
Onu düşündüğümden değil, ben seni düşünüyorum.
Pas elle. Je pense à toi.
Onu atlatabileceğimi düşünüyorum.
Je décide de le rouler...
Aptalca gelebilir, ama onun hala gördüğüm en güzel kadın olduğunu... düşünüyorum ve onu hiç unutmadım.
Vous allez rire, mais... elle a fait grande impression sur moi.
Onu bir daha ziyaret etmenin iyi olacağını düşünüyorum.
Je crois qu'on devrait lui rendre encore visite.
Sana neler oluyor böyle? Gelecek ay onu sergilemeyi düşünüyorum.
J'avais l'intention de l'exposer, c'est pourquoi je voulais le voir.
- Onu yenebileceğimi düşünüyorum. - Düşünmüyorsun Charlie.
- Je pense que je peux.
Onun bir şeyler getirdiğini düşünüyorum ve poliste onu arıyor.
Il a apporté quelque chose.
Onu sana vermeyi düşünüyorum.
J'ai l'intention de t'offrir à elle.
Onu her gördüğümde böyle düşünüyorum.
Je le pense chaque fois que je le vois.
- Onu bununla telafi edeceğimi düşünüyorum.
- Je peux me débrouiller avec ça.
Onu bekletmenin doğru olmayacağını düşünüyorum Cecily. Çok çok yanlış olur. Bana söylenene göre o oda fazlasıyla rutubetliymiş.
Lasse de vous laisser ignorer mon existence, j'ai décidé de résoudre la question d'une manière ou d'une autre.
Yüzbaşı Spencer'in güzel bir fikri var fakat onu yanlış yoldan giderek uygulayacağını düşünüyorum.
Le capitaine Spencer a raison, mais sa méthode est mauvaise.
Onu bunu düşünerek kendimi delirtiyorum. Başka birinin olabileceğini düşünüyorum.
Je me disais... que tu en avais un autre.
Gideceğimiz yere vardığımızda, onu satmayı düşünüyorum.
Si j'arrive à destination, je crois que je vais la vendre.
Onu ziyaret etmeyi düşünüyorum.
Je pense aller lui rendre visite.
Bazen onu bir daha asla göremeyeceğimizi düşünüyorum.
Je me dis parfois qu'on ne le reverra plus.
- Onu sinemaya götürmeyi düşünüyorum.
Je vais l'emmener au cinèma.
Kaza yapmakla burun buruna geldiğim her seferinde, onun iyiliği için onu başımdan savmayı düşünüyorum.
Dès que je me sentais céder, j'essayais de l'éloigner. Pour son bien.
Ben onu kendim için düşünüyorum.
Comme tout ce que je fais.
Onu şiddet kullanılmadan alabileceğimi düşünüyorum.
Je crois pouvoir la sortir de là sans violence.
Sanırım onu hep düşünüyorum. Sarhoş veya ayık, hiç fark etmiyor.
Je crois que je pense toujours à elle.
Hala onu durdurmanız gerekli diye düşünüyorum
Le colonel le ferait.
Onu hala Flaunce'lara yatırmanı düşünüyorum.
Déposez-le chez Flaunce.
Ünlü atam yüzünden yeterince acı çektiğimi düşünüyorum ve ve kayıp olan portreyi sana gönderiyorum onu Stapleton'ın çiftliğinde bulduk ve böylece koleksiyonuna katabilirsin.
Je crois que j'ai assez souffert à cause de mon infâme ancêtre, et donc... "Et donc je vous envoie le portrait manquant " que nous avons trouvé chez Stapleton, pour que vous l'ajoutiez à votre collection.
Hayır, onu görmeniz gerektiğini düşünüyorum.
- Non. Vous devriez la voir.
Son zamanlarda onu çok düşünüyorum ve biliyor musun ne oldu?
Ton beau-fils. J'ai beaucoup pensé à lui et tu sais ce que j'ai décidé?
Onu bir zamanlar sevdiğimi düşünüyorum da...
Dire que je l'ai aimée!
Onu afaroz etmeyi düşünüyorum.
J'ai l'intention de l'excommunier.
Bu civarlarda bir yerlerde onu bulacağımı düşünüyorum. Mutlu bir şekilde tekrar dünya gelmiş, gömüldüğü mavi keten takımının cebi de, Rutland parasıyla dolu.
J'espère bien le retrouver les poches bourrées... de l'argent des Rutland.
Eğer avın ardında herhangi bir şey kaldıysa, ve Elsa da onu alabilirse ve aslanların kokusu da onun üzerinde varsa, o genel fikri anlayabilir diye düşünüyorum.
S'il reste de la viande sur cette carcasse et qu'Elsa peut l'atteindre, avec l'odeur fraîche des lions dessus, elle comprendra peut-être.
Umursamıyorum. Onu... parfüm gibi düşünüyorum
Pour moi, c'est comme un parfum.
Evet, düşünüyorum. Onu haziranın sonunda görürsün.
On n'est qu'à la fin juin.
Onu her zaman düşünüyorum.
Je pense à elle tout le temps.
En iyisi onu saymamak diye düşünüyorum, efendim.
Je pense donc qu'on devrait ne plus le compter dans nos rangs.
düşünüyorum 297
düşünüyorum ki 20
düşünüyorum da 210
onu duydum 61
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
düşünüyorum ki 20
düşünüyorum da 210
onu duydum 61
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40