English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ O ] / Orada

Orada traduction Français

132,239 traduction parallèle
Kim var orada?
( GRINCEMENT ) Qui est là?
- Kim var orada?
- Qui est là?
Orada dört yıl kalıp fizik ve matematik okuyacağım.
"J'y resterai quatre ans à étudier la physique " et les mathématiques.
Bu anlaşmanın derinine in, orada seni bir Pulitzer bekliyor.
Vous étudiez de près l'accord, vous vous retrouvez avec un Pulitzer.
Orada avlanmak için fazla yaşlıydı hatta.
Il était probablement trop vieux pour être dehors...
Biz de orada olmalıyız.
On y sera.
- Ne halt ediyorsun orada sen?
- Qu'est-ce que tu fous ici?
Hop, dur orada, kardeş.
Hà ©, du calme, chà © rie.
Babası orada hastanede.
Son père y est à l'hôpital.
Orada saçları ve kıyafetinden parçalar bulundu orada, orada.
Il y avait des mèches de ses cheveux et des fibres de ses vêtements ici, ici... là, là.
Linda Simms kaybolduğunda orada çalışıyordu.
Il y était quand Linda Simms a disparu.
Orada olanları gördün.
Vous avez vu ce qu'il se passe ici?
Orada çalan son adam öldü. Harfi harfine.
Le gars avant moi est mort juste ici.
Tabii en başından beri orada olduysa.
S'il était toujours là pour commencer.
Sen ne bok yiyorsun orada?
Tu fous quoi, de toute façon?
Orada hiçbir şey yok.
Il n'y a rien de caché.
Tam orada.
Juste là.
Orada öyle dikilmeyin.
Ne restez pas plantées là.
Bence orada yetişmişler.
Ils ont poussé là-dedans.
Annesini orada sanıyor.
Elle croit qu'il y a sa mère.
Siz orada bağırıp çağırırken biz bir halt yapamıyoruz!
On peut faire que dalle avec ce boucan!
Orada mısın? "
Tu es là? "
Orada mısın? Sanki bir şey eksik.
J'ai l'impression qu'il manque un truc.
Orada durun Memur...
Je vous arrête tout de suite, gardien...
Orada çalışan çocuk kim?
C'est qui, le type qui bosse là-bas?
Orada kalmasını istemiyorum.
Je ne veux pas ça pour elle.
Kim var orada?
Qui est là?
Orada mısın?
Y a quelqu'un?
Onları botanik bahçesinin orada satmayı düşünüyorum.
Je pensais les écouler par le jardin botanique.
Üniversitenin yanındaki çay bahçesinin orada sat.
Vends-les près du magasin de thé à l'université.
Kostya da orada satıyordu.
C'est là que Kostya vendait.
Mağara kızını oynuyordum. Orada çok mutluydum.
Je jouais à la femme des cavernes, j'étais trop heureuse.
Dayım, hakkında tutuklama emri varken eyalet sınırını geçmeye kalkışmasaydı sonsuza dek orada kalırdım.
J'aurais pu y rester s'il n'avait pas essayé de changer d'État malgré un mandat d'arrêt contre lui.
Seni endişelendirmemek için önceden söylemedim ama Cindy orada değil.
Je ne te l'ai pas dit avant pour ne pas t'inquiéter, mais Cindy n'est pas là-bas.
Doktorlar seninle ilgilenecekler ve yakında orada olacağım.
Les docteurs vont s'occuper de toi, et je serai là très bientôt.
Uyandığında orada olacağım.
Je serai là à ton réveil.
Orada mısın?
Tu es là?
Orada çalışıyorum.
J'y travaille.
Orada yaşasaydık manyak gibi linç edilirdik.
Si on était là-bas, on nous aurait lynchées.
Hayır canım, orada güzelsen suç işlemek zorunda kalmıyorsun.
Non, là-bas, si tu es super mignonne, tu n'as pas besoin de commettre de crime.
Orada olduğumu bildiği için bize yiyecek getirmeye gönüllü olmuştu.
Il savait que j'étais là, il s'est porté volontaire pour apporter à manger.
İşte orada yanılıyorsun çünkü istedin.
C'est là que tu te goures parce que si.
Orada bir kız var.
Il y a une fille là-bas.
Bir içecek vardı orada. Tatlı, koyun sütünden yapılmış.
Il y avait cette boisson là-bas... douce, faite à base de lait de mouton.
Orada büyümüş.
Il a grandi là-bas.
Orada yaşamaktan nefret ediyordu.
Il détestait vivre ici.
Sığınak orada, hissedebiliyorum.
Parce que ce bunker est là. Je le sens.
Yanılıyorsan, bir cehennem varsa orada görüşürüz herhalde.
Si tu as tort et qu'il y a un enfer, je suppose que je t'y verrai.
Orada bulunmuş askerler her şeyi anlattı.
Tout a déjà été dit par les soldats qui y étaient.
İleride, ikinci kapının orada genç bir adam vardı.
Il y avait un jeune homme là-bas, devant la seconde porte.
Orada dur.
Arrête.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]