Oradadır traduction Français
559 traduction parallèle
Bildiğim kadarıyla çocukları da belki oradadır, ona seslenip duruyorlardır.
Et peut-être que ses enfants sont là aussi, l'appelant...
Devam et, arkadaşların, polisler eminim hepsi hala oradadır.
Allez-y. Vos amis policiers sont sûrement encore là.
Belki de, 42. cadde üzerindeki Mirandi'nın ya da Nat'in barının oradadır.
II est peut-etre a Mirandi, ou a Nat's Bar, dans la 42e Rue.
Benim bildiğim kırlangıçlar nereye yerleşirse, en temiz hava oradadır.
Là où il habite et procrée, j'ai remarqué que l'air est délicat.
Annesi neredeyse, Cody de oradadır.
Où va Maman, Cody court!
Hayallerindeki kız oradadır.
La fille de ses rêves.
Dr. Chumley inşallah oradadır, yoksa vay haline!
Si le docteur n'y est pas, vous verrez de quel bois je me chauffe!
Şu çıngıraklı yılan avında olduğuna bahse girerim. Büyük ihtimalle doktor da oradadır.
Je parie qu'il est à cette chasse au crotale, comme le Docteur
Umarım hâlâ oradadır.
Pourvu qu'il y soit encore.
- Belki oradadır.
- Ne faites pas ça!
Norman Maine nereye giderse, küçük, tatlı Lola da oradadır.
Et bien sûr, là où va Norman Maine, on est sûr de voir la belle Lola.
Başka yerde olamaz oradadır kesin.
Il ne peut être que là.
Annen Cole'la birlikte oradadır.
Ta mère est sûrement là-bas avec Cole.
- Bence hala oradadır.
- Je pense qu'il y est encore.
- Elbette oradadır.
- J'en suis sûr.
Eğer ben dediysem, onlar oradadır.
Si je l'ai dit, c'est qu'il y en a!
Umarım oradadır.
Je ne sais pas ;
Zengin görünmek günah değil, sadece Tanrı'ya güvenmek lazım hazırım diyorsanız, o oradadır.
C'est pas un péché d'être prospère. C'est une façon de montrer... à Dieu qu'on a confiance, de lui dire qu'on sera prêt quand il le sera.
En iyisi oradadır.
C'est le meilleur.
bazen sadece bir kişidir, seyirci yada kalabalığın içinde bir yüz, ama daima oradadır.
Parfois c'était juste un spectateur, un visage dans la foule, Mais toujours, il était là!
Hepsi oradaysa... amcam da oradadır. Aptal!
S'ils y sont réunis, mon oncle doit y être aussi.
Onun gibi binlerce kadın gördüm. Para neredeyse oradadır. Üstündeki vizon kürkü kim alıyorsa...
J'en ai connu des filles comme ça, prêtes à tout faire pour le fric!
- Annem neredeyse oradadır.
- Avec maman, sûrement.
Muhtemelen oradadır.
Elle a dû chaner d'avis.
Belki pompanın anahtarı da oradadır.
il y a peut-etre celle de la pompe?
Her şey yoluna girecek. Willard'a varır varmaz onları ararız, belki de oradadırlar.
Tout ca va très bien se passer dès notre arrivée à Willard, nous appellerons tes parents.
Yıldızlar da oradadır, Bones.
Et les étoiles sont toujours là, Bones.
Nerede bir güçlük varsa Hank ve Roy Spim oradadır insanlarla zararsız küçük böcekler arasındaki mücadeleyi sürdürmeye hazır.
Partout où il y a un défi à relever, Hank et Roy seront là, prêts à poursuivre la lutte entre l'homme et d'inoffensifs petits insectes.
Sizde patron oradadır. Eğer isterse o anda seni kapının önüne bile koyabilir.
Ton patron, tu l'as constamment sur le dos.
Blaze kesinlikle oradadır.
Blaze y est sûrement.
Bir bakıma keşfettiğimiz her şey zaten oradadır.
Dans un sens, tout ce que nous découvrons est déjà là.
Hala oradadır.
... sont encore là-bas.
Dinleyin, her banyoya gidişimde, o da oradadır. Ben... Gerçekten.
A chaque fois que je vais dans la salle de bains, elle est là.
İyi de, kalbin neredeyse evin oradadır.
- Tout foyer a son âme. - Ton âme est dans une poubelle, alors.
Orada insanlar var. Belki Donald oradadır.
Peut-être que Donald est là-bas.
Belki de geleceğimiz oradadır.
C'est peut-être là qu'est notre futur.
Sadece oradadır, Yapabileceğim çok az şey var.
Je n'y peux pas grand-chose ou si peu!
Hep oradadır.
Elle y passe sa vie.
Siktir, herhalde hala oradadır.
II doit y être encore.
Dünyanın en güzel kadınları oradadır, nefıs bir şehir.
Des femmes magnifiques.
Senato ve Roma halkı da oradadır.
Avec le Sénat, et les romains.
Orada olduğunu söylüyorsak, oradadır.
Quand on te dit "là", c'est là.
Oradadır.
Elle sera là.
Belki senin oradadır.
Il est peut-être chez toi.
Yahudileri nereye götürdüyseniz oradadır.
Il est là où vous les envoyez.
Umarım bizimkiler hâlâ oradadır.
J'espère que nos hommes sont toujours là.
Kereste gibi dokunamayabilirsin ama oradadır.
Ça ne se touche pas du doigt mais ça existe
- Oradadır, bak.
Tiens il est la, a tes pieds.
Belki kız oradadır.
La fille y sera peut-être.
Onu göremediysen, oradadır.
Quelqu'un t'a remarqué?
Belki oradadır.
Sous titres réalisés par Amlutias.
orada 2281
oradaki 168
orada mısın 598
oradaydım 213
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada biri var 50
oradaki 168
orada mısın 598
oradaydım 213
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada biri var 50
orada dur 223
orada ne var 123
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada mı 137
orada olurum 25
orada neler oluyor 224
orada biri mi var 55
orada duruyor 22
orada ne var 123
orada olacağım 346
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada mı 137
orada olurum 25
orada neler oluyor 224
orada biri mi var 55
orada duruyor 22
orada kal 348
orada mısınız 104
oradaki kim 37
oradan uzak dur 20
oradan çık 18
orada durun 51
orada olduğunu biliyorum 100
orada kalsın 17
orada değil 122
oradakiler 66
orada mısınız 104
oradaki kim 37
oradan uzak dur 20
oradan çık 18
orada durun 51
orada olduğunu biliyorum 100
orada kalsın 17
orada değil 122
oradakiler 66