English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ O ] / Oradasın

Oradasın traduction Français

868 traduction parallèle
Sadece kapıyı açmanız yeterli, hemen oradasınız.
Tout ce que vous avez à faire, c'est d'ouvrir la porte... pour aller dehors et vous y êtes.
İşte oradasın, seni...
Vous voilà...
Ah, işte oradasın.
Te voilà.
Profesör, hep arandığında oradasınız.
- Permettez, belle dame.
Ah işte oradasın.
Vous voilà!
Şimdi sen de oradasın.
Maintenant tu fais partie du rêve.
Niçin ikiniz oradasınız?
Qu'est-ce qui vous arrive?
Ne zaman fırtına çıksa, sen oradasın.
Sacré Jim, toujours là où ça barde.
Ne zaman fırtına patlasa sen oradasın.
Toujours là où ça barde.
Ne zamandır oradasın Billy?
T'es là depuis combien de temps, Billy?
Ne zaman pencereyi açsam oradasın.
Allez, du vent!
Oradasın zaten. Kaç numara?
C'est ici, quel numéro?
oradasın.
Enfin, te voilà.
demek oradasın.
Te voilà donc!
Oradasınız demek.
Ah, vous voilà!
Lamont'ın iki sokak doğusuna gidin, oradasınız.
- Seulement une blague.
- Demek oradasınız bay Hammer.
Alors, vous êtes là, M. Hammer.
Oradasınız, çocuklar da orada ama olduğunuz gibi değil.
Vous êtes là et les enfants aussi.
İkiniz de mi oradasınız? Nereden arıyorsunuz?
Vous êtes toutes les deux au téléphone?
Oradasın!
- Touché!
İşte oradasın, Jerry.
Te voilà, Jerry.
İşte oradasın.
Te voilà.
Bay Medina! İşte oradasın, Bartholomew!
Te voilà, Bartolome.
Oradasınız, biliyoruz!
Nous savons que vous êtes là!
Oradasın!
Où... Ah!
Bunun için oradasın. Aşk olsun Walter. Uçaklar üstten uçmak içindir.
C'est précisément pour ça que tu es là, Walter, les avions sont censés te survoler, sinon, on aurait pas besoin de toi.
Hep oradasınız zaten.
Encore dans la salle de bains?
Görüyorum, oradasın!
II est américain.
Ah, işte oradasın hayatim!
Te voilà, chéri!
Oradasın, biliyorum!
Je sais que tu es là!
Adınızı bir dolu ismin arasından seçtik, kazanmak için orada olmalıydınız, oradasınız ve kazandınız.
C'est que nous venons de tirer votre nom parmi tant d'autres, mais pour gagner, vous deviez répondre, c'est le cas, donc voilà.
Şimdi oradasın, orası çok soğuk, tüylerinin diken diken olduğunu göreyim.
Vous y êtes et il y fait froid, ayez la chair de poule.
Demek oradasın.
Je suis là.
İşte oradasın, soluk benizli!
L'assassin! Où est-il?
Tanrı'ya şükür, oradasın.
Dieu merci, tu es là.
Oradasın, biliyoruz. Ellerin havada çıkarsan sorun çıkmaz.
Nous savons que tu es là, sors les mains en l'air, et il n'y aura aucun problème.
Taksiyle 25 dakikada oradasınız.
En taxi, vous y êtes en 25 mn.
İşte oradasın.
Vous voilà.
Demek oradasınız, Don César!
- Vous êtes là, Don César! - Chut!
Oradasın.
On arrive.
Aksi halde, neden oradasın?
Autrement, à quoi tu sers?
- Ne zamandır oradasınız?
- Vous êtes là depuis quand?
Kapıya gittim ve işte oradasın.
Je vais à la porte, te voilà.
Hadi, az kaldı oradasın!
Allez, tu y es presque!
Oradasın, biliyorum.
Tu es là, je le sais.
Her traş olduğumda, oradasınız.
A chaque fois que je me rase, vous êtes là.
Neredesin? İşte oradasın.
Vous voilà.
Merhaba Roger, iyi ki oradasın.
Roger!
Çoktan beri mi oradasın?
Comment long se trouves-tu la deja?
Oradasınız.
Vous voici.
Honus,.. aptal mısın sen oradasın ben buradayım.
C'est idiot. ici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]