Sert adam traduction Français
716 traduction parallèle
Hadi, içeri gir, sert adam.
Viens, mon grand.
Sert adam!
Philo Vance.
- Sert adam, ha?
- Monsieur est un dur.
Dışarıdan yumuşak, ama içinde sert adam.
C'est bien ce que je pensais!
Sert adam diye bir şey yok mudur?
Ça existe pas... les vrais durs?
Sert adam nedir ki?
C'est quoi, un vrai dur?
Üstünlüğü olmadan, o sert adam falan değildir.
Sans ça, y a pas de vrai dur.
- Sert adam.
- Il est coriace!
Bu sert adam işini çok ileri götürüyor.
Il y va quand même un peu fort!
Gördüğün en sert adam O'muydu?
C'était le plus coriace de tous?
- Gördüğünüz en sert adam kimdi?
- C'est qui le plus coriace?
- Tanıdığım en sert adam O.
- C'est le plus dur que j'ai vu.
Artık ortalıkta sert adam kalmadı.
Y a plus d'hommes. Y en a plus.
Koca, sert adam ha!
Un vrai dur...
Liberty Valance, Güney Picketwire'nin en sert adamı.
Valance est le gars le plus dur du pays.
Sert adam.
Un homme, un vrai.
Sert adamı oynayabileceğini sanıyorsan, yanılıyorsun.
Ne jouez pas au plus malin avec moi.
Anlaşmamız böyle. Düşünme işi benim. Sert adamı oynama işi senin.
Le marché est le suivant, je pense et toi, tu prends l'air menaçant.
Tüm zamanların en sert adamı o olmalı.
C'est le plus dur, le plus méchant de tous :
Ama bu adamın sert kalbinde intikam isteği olabileceğini unutmuyor musun?
Oubliez-vous que l'homme est avide de revanche?
Adam güçlü ve sert. Onların tek düşündüğü de bu.
Il leur fallait un dur, c'est tout.
'Bir adam tüm dünyayı alsa ve ruhunu kaybetse ne kazanır? ' Ruh bir yanılsama değildir.
À quoi sert à l'homme de posséder l'univers s'il perd son âme?
Pekala, sert olmak hoş değil. Ama çocuklarım, bir granite dönmek zorunda kalsam da, büyüyüp adam olacak!
Je le regrette, mais pour le bien de mes enfants, je me changerais en roc.
Evdeki sert disiplinli adamın derman olamamasında bir yanlış yok.
Elle a juste besoin d'un homme au foyer.
O adamı nasıl nakavt edeceğini gösterdikten sonra... -... büyük ödülü hak ettik, tamam mı?
Quand il a étendu le mec, on nous sert un gueuleton.
Mike tam bir kahraman, bayağı sert bir adam.
Mike est un véritable héros. Un vrai dur à cuire.
Bence tam da olduğu adam gibi davrandı. Sert ve çabuk.
Je crois qu'il a agi comme l'homme qu'il était, en réglant ça de façon forte et rapide.
- İyi bir adam, ama sert.
- C'est un chic gars.
İki adam onu uçak pisti olarak kullanacağı küçük alanda bekliyor.
Deux hommes l'attendent dans un petit champ qui lui sert de piste d'atterrissage.
Sert bir adam değilmişsin.
Vous n'êtes pas si fort que ça.
Hayır adamım onlar iyi değil.
Ça ne sert à rien.
onu kullanan adamı görmek istemiyorum.
Je voudrais voir l'homme qui s'en sert.
Adam askermiş.
Ca sert à transporter les arbres.
Biliyor musun? Adam bana çok sert vurup geri tepince düşmüş olmalı.
Il m'a frappé si fort qu'il a tué la douleur.
- Soygunu yapacak adam kimin nesidir bilmiyorum ama bir arkadaşı var ve bu arkadaşı gözetlediğim bir telefonu kullanıyor.
Le copain du type qui va monter le coup... se sert d'un téléphone que j'ai repéré.
Yani, bir adamı sert şekilde kırbaçlanırken izledikten sonra kendimi biraz keyifsiz hissettim.
Eh bien, je ne suis pas d'humeur festive après avoir regardé un homme se faire fouetter.
Diğer adam kim, bilmiyorum. Yani tavşan kaç, tilki tut, oyununa başladık.
Ainsi, le lapin sert à appâter le renard.
İri bir adam, 1.85 boyunda, 90 kilo, sert görünüşlü.
Grand, 1 m95 environ, 100 kilos, l'air coriace.
Doktor panjurla adamın taşınmasını istiyor.
Ton volet qui sert à porter les ivrognes.
Birşey bilmek ister mi sin, Jack? Bir adet kalas yerine kafasını kullanan bir adamı severim.
Toi au moins, ta tête te sert à autre chose qu'à porter un chapeau.
Birkaç adam ve ben bir araya gelip dört hafta sonra çeyrek milyon dolar çarpacağız.
Quelques gars et moi, dans un mois environ. 250000 $! On entre et on se sert.
Senin gelmenin anlamı kalmadı. Adam skeçi bırakıp gitti.
Ça ne sert à rien que tu rentres, il a quitté le sketch.
- Adam seni kullanıyor, Abigail.
- Il se sert de toi Abigail.
Bu olay Chicago'da yaşansaydı muhtemelen sert melon şapka giyen bir adam için gölü kazarlardı.
Si on était à Chicago, ils dragueraient le fleuve à la recherche d'un homme coulé dans du béton.
Sert ve yürekliydi. Ama 24 saat adamın başında bekleyemezsin.
Solide et courageux, mais à surveiller 24 heures sur 24.
Izdırabım çok fazla, ve ben sert bir adamım.
J'ai trop mal. Pourtant, je suis dur à la douleur.
Atik, sert konuşan lumbagodan mustarip binlerce ünlüden biri. Bu endemik hastalığı en iyi tanıyan adam Dr. Emile Konig.
Rapide, âpre négociateur, c'est l'une des centaines de célébrités qui souffrent de lumbago, cette maladie endémique sur laquelle personne n'en sait plus que cet homme, le Dr Emile Konig.
Şişman adam politik bir temizlik yapmak için bu işi sizin tezgahladığınızı düşünüyor.
Le "Gros" pense qu'en réalité le vol du diamant vous sert d'excuse pour faire votre petit ménage politique.
Sert bir adam mı?
C'est un dur?
Ne sert adam ama!
C'est ça qui est dur!
Dur. Adamım, nasıl oluyor da siz beyazların bu kadar sert kıçları oluyor?
Pourquoi vous êtes des manches à balai?
adam deli 37
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adam ölmüş 24
adamı rahat bırak 23
adam değil 16
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27
sert mi 22
sert ol 16
sert çocuk 47
adam ölmüş 24
adamı rahat bırak 23
adam değil 16
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27
sert mi 22
sert ol 16
sert çocuk 47