Yemek istemiyorum traduction Français
316 traduction parallèle
Bir şey yemek istemiyorum.
"Je ne veux rien manger."
Yemek istemiyorum, teşekkürler.
Pas de repas, merci.
Hayır teşekkürler. Eskisi gibi sevgilim. Bir şey yemek istemiyorum.
Merci quand même, chérie, mais je ne veux rien.
Yemek istemiyorum. Dikkatli olsan iyi olur. Sabah onunla biraz "orun-s" yaşadık.
Attention, il y a eu du "pavétavard" ce matin.
- Hayır yemek istemiyorum. Evrakları ver.
Pas de repas!
Aklını mı kaçırdın sen? Yemeğimi atlı karıncada yemek istemiyorum.
J'ai pas envie de casser la croûte avec les chevaux de bois!
- Yemek istemiyorum!
- Je ne veux pas manger!
Sophie, ben yemeklerimi yerde yemek istemiyorum.
- Je n'aime pas manger par terre.
Birşey yemek istemiyorum, sağolun.
Non, je ne vais rien prendre, merci.
Defalarca dayak yemek istemiyorum, belki böylece hepiniz bana bir kerede vurursunuz.
Je ne veux pas me faire battre plusieurs fois, alors peut-être que vous devriez tous me frapper en même temps.
Yemek istemiyorum!
Pas envie.
- Şimdi yemek istemiyorum.
- Je ne suis pas d'humeur à ça. - Oh, allez, allez.
Bir şey yemek istemiyorum.
Je ne veux pas manger.
Yemek istemiyorum.
Pas de bouffe!
Yemek istemiyorum.
- J'ai pas besoin de quoi manger.
Belki yemek istemiyorum.
Je veux pas manger.
Artık iki kutu var bende. Yemek istemiyorum çünkü... beyazlar hamburger yerken... ben fıstık ezmeli sandöviç yiyordum.
Maintenant, j'en ai deux pots... et je n'en mange même pas... pendant qu'ils mangeaient leurs sandwich de jambon... je mangeais des tartines de cacahuètes.
Burada yemek istemiyorum.
Je ne veux rien manger ici.
Bedava yemek istemiyorum diyeceğim o hâlde.
Eh bien, supposez que je dise que je veux pas de nourriture gratuite.
Ben de onunla yemek yemek istemiyorum.
Et je ne déjeunerai pas avec lui.
İstemiyorum. Ispanağı ye, seni salak. Ispanağı yemek istemiyorum.
- Bouffe ces épinards!
Ispanağı yemek istemiyorum. Yemek istemiyorum...
Mange ces épinards, garnement!
Yemek yemek istemiyorum.
Je ne veux pas manger.
- Yalnız yemek istemiyorum. - Gitsene sen!
Qu'entends-tu par là?
Bunları yemek istemiyorum.
Je n'en mangerais pas.
Yemek istemiyorum, yağlı gıdaları sevmiyorum.
Je n'aime pas le gras, le lard, le petit salé...
Ahırda yapılabilecek bir operasyon değildi. Yemek istemiyorum.
Cette opération ne pouvait pas être pratiquée dans l'écurie.
O kadar geç yemek istemiyorum.
Je n'aime pas manger aussi tard.
Ben yemek istemiyorum.
Je n'en veux plus,
Önümüzdeki 20 yıl yemek istemiyorum.
Je veux plus manger pendant au moins 20 ans.
Ben de kimseden çelme yemek istemiyorum.
Et ie ne veux pas qu'on se prenne les piques.
- Tavuk yemek istemiyorum.
- Je veux pas bouffer de poulet.
Tekrar donmuş yemek istemiyorum.
Je n'ai pas envie d'un plat congelé.
Peki, bu sabah ondan yemek istemiyorum.
Peut-être, mais pas ce matin.
Oscar, yemek için kıyafet falan istemiyorum.
Oscar, pas de smoking.
Yemek yiyip işe dönmeyi hiç istemiyorum.
Je ne veux même pas dîner et aller travailler.
Bugün bir daha yemek görmek istemiyorum.
Tu changeras bientôt d'avis.
- Yemek falan istemiyorum.
- J'en veux pas.
Burada yemek pişirilmesini istemiyorum.
Pas de cuisine ici.
Beni davet eden bir hayvanı yemek istemiyorum!
Je n'ai pas envie de manger d'un animal planté devant moi même s'il m'y invite.
Daha fazla yemek denemek istemiyorum.
Je vote contre tous les repas.
Lütfen, bir tane daha, "evde sadece 3 günlük yemek kaldı" vaazı dinlemek istemiyorum! Hayır, o değil!
Que fais-tu de mes chaussettes?
Eve döndüğümde onlara yemek pişirmek zorunda kalıyorum ve bunu yapmak istemiyorum
Quand je renrre, je dois faire la cuisine er j'ai pas envie.
Onu yemek istemiyorum.
Ça c'est si tu as de la chance.
- Ben gerçekten yemek istemiyorum.
- Je n'en mange pas.
Yemek. İstemiyorum.
On devrait laisser tomber.
- Yemek yerken, bu boku, duymak istemiyorum'.
La ferme. Je bouffe, moi.
Yemek yerken duymak istemiyorum.
Je ne veux pas qu'on en parle quand je mange.
O yaratığın salata tabağımdan yemek yemesini istemiyorum.
Je veux pas que cet animal bouffe dans le bol de mon mixer.
Annene benzemek istemiyorum ama söyleyeyim, yemek hazır.
Je veux pas jouer les mamas, mais "A table!"
Bir sonraki yemek servisini kaçırmak istemiyorum.
J'aimerais goûter les prochains.
istemiyorum 1125
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemekler 27
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35
yemek yiyelim mi 24
yemek 460
yemek yedin mi 94
yemek yiyorum 23
yemek yiyelim 57
yemekte ne var 69
yemekler 27
yemek yiyeceğiz 21
yemek yok 35
yemek yiyelim mi 24