Zamanımız azalıyor traduction Français
326 traduction parallèle
-... zamanımız azalıyor.
- il reste peu de temps.
Hayır, ama zamanımız azalıyor.
Non, mais il nous reste peu de temps.
Bay Spock, zamanımız azalıyor.
M. Spock, le temps presse.
- Zamanımız azalıyor.
- Il nous reste peu de temps.
Zamanımız azalıyor.
On n'a plus beaucoup de temps.
- Apollo, zamanımız azalıyor.
- Il nous reste peu de temps.
Zamanımız azalıyor.
- Nous avons... un horaire à respecter.
Haydi çocuklar. Zamanımız azalıyor.
Allez les gars, on va manquer de temps.
Toz al, Rose, toz al! Zamanımız azalıyor.
Passe le chiffon, Rose, on est en retard.
- Zamanımız azalıyor!
Je vais essayer. - Le temps presse!
Zamanımız azalıyor yavrum.
On perd du temps, chérie.
Zamanımız azalıyor.
Le temps presse.
Eğer doğru biliyorsam zamanımız azalıyor, doğru mu Jimmie?
Si j'ai bien compris, l'heure tourne, non?
Clark, lütfen, zamanımız azalıyor.
Clark, le temps presse.
Zamanımız azalıyor.
Malheureusement, le temps presse.
Zamanın azalıyor ya da daha doğrusu zamanımız azalıyor.
Vous, ou plutôt "nous", sommes pressés par le temps.
Zamanımız azalıyor.
Nous n'avons plus beaucoup de temps.
Zamanımız azalıyor.
Faut activer.
Onu bulup getirmelisiniz. Zamanımız azalıyor.
Il compte sur vous pour la retrouver mais il faut faire vite.
Zamanımız azalıyor, gidelim.
On a plus le temps. Il faut y aller.
Zamanımız azalıyor. - Tamam, dinle.
Le temps presse.
Korkarım zamanımız azalıyor.
J'ai peur que le temps nous manque.
- Hadi, Burke! Zamanımız azalıyor.
On vient!
Zamanımız azalıyor. Üç saatten az vaktimiz kaldı.
On manque de temps, il ne nous reste que 3 heures.
Dört saat oldu. Zamanımız azalıyor.
On n'a plus le temps.
[Man] Fakat zamanımız azalıyor.
Mais le temps presse.
- Zamanımız azalıyor. öyleyse paneli açalım ve bu uluslararası kişilikle tanışalım.
Comme le temps nous manque, retournez-vous et accueillons la personnalité internationale Tina Menzhal.
Zamanımız azalıyor.
Il nous reste peu de temps.
Hem büyümüz hem zamanımız azalıyor.
On manque de temps et de magie.
Zamanımız azalıyor.
On n'a plus le temps.
Ama zamanımız azalıyor, Pilot... bana inanmalısın.
Mais si nous perdons trop de temps, Pilote... tu dois me faire confiance.
- Zamanımız azalıyor.
Le temps presse, capice?
Zamanımız azalıyor.
On va être en retard.
Zamanımız azalıyor Floop. Elimizdeki fırsat kapısı hızla kapanıyor!
Nous avons un planning à tenir, une occasion unique!
Beyine ihtiyacımız var Minion. Zamanımız azalıyor.
Il nous faut le cerveau, Minion, le temps presse.
- Biliyorsun, zamanımız azalıyor.
- Tu sais, nous manquons de temps.
Acele et. Zamanımız azalıyor.
Faites vite, le temps presse.
- Zamanımız azalıyor, değil mi?
- Le temps va bientôt nous manquer?
Tanrı aşkına! Zamanımız azalıyor!
Pour l'amour du Ciel, le temps presse.
Ama zamanımız azalıyor.
Mais on est à court de temps.
- Zamanımız azalıyor, Max.
- Le temps presse.
Her geçen saatle birlikte zamanımız daha da azalıyor.
Notre temps est compté.
Bu işi erteledikçe, yaşama şansımız azalıyor. Tamam. Peki, ne zaman ve nerede?
Bienvenue, Tibère Claude Drusus Néron Germanicus, à toi, ta famille et tes amis.
Chavez zamanımız zamanımız azalıyor.
On perd du temps, Ià!
Zamanımız azalıyor.
On ne peut plus attendre.
Zamanımız azalıyor.
On perd du temps!
Zamanımız azalıyor.
Il faut qu'on commence.
Zamanımız da azalıyor.
Le temps presse.
Chakotay, yardımına ihtiyacımız var. Zaman azalıyor.
Nous avons besoin de votre aide.
Hemen buraya gelin Zamanımız gittikçe azalıyor
Ramène ton cul, on a plus le temps!
Zamanımız hızla azalıyor. 0 cesetler derhal incelenmeli ve ölüm sebepleri ortaya çıkarılmalı.
Ces corps doivent être examinés.
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144