Bekledim traduction Portugais
2,837 traduction parallèle
Bekledim, üzgünüm Church.
Esperei. Sinto muito, Church.
Evet, artık işimin bittiğini düşünüyordum ve bu işe yaramaz kitabı elimi alıp bir ağacın altına oturdum ve bekledim.
Bem, achei que já estava acabado, por isso fiquei debaixo de um carvalho com este livro inútil na mão e esperei, simplesmente.
Bunun için ne kadar bekledim, biliyor musun?
Sabem há quanto tempo esperava por esta merda?
- Yeterince bekledim.
- Estou farta de esperar. - Sim!
Seni bekledim.
Eu esperei por ti.
O hâlde Pepper'ın "Noel Arifese'nin Üç Yüzü" partisinde neden tuvaletin dışında nöbet bekledim?
Porque é que tive que vigiar a porta da casa de banho no Réveillon 3 Caras do Pepper?
Kızım hastalanınca tüm gece başında bekledim.
Fiquei acordada a noite com uma criança doente.
- Dün gece oturup, bekledim ve Todd a işkence ettiğini öğrendim
Trabalhei 14 horas, na noite passada. E fui acordada pela mãe do Todd.
Açıkçası randevumuz sonuna yaklaşırken küçük bir öpücük bekledim ama...
Honestamente, esperava um beijo no fim do encontro, mas...
Tüm hayatım boyunca bu dünyada birinin çıkıp bana yüzük verecek kadar önemsemesini bekledim.
É o tal, o grande prémio. Esperei a minha vida toda para encontrar alguém que me desse esta visão maluca do mundo e que gostasse o suficiente para me dar o anel, e a primeira coisa que faço é perdê-lo.
Ben dışarıda arabada bekledim.
Esperei no carro, do lado de fora.
Bunun üzerinde adımı bir kez daha görebilmek için senelerce bekledim.
Esperei anos para ver o meu nome nisto de novo.
Siz gelene kadar başında bekledim.
Apenas afastei os predadores - até vocês chegarem.
Lights ile rövanş yapmak için 5 yıl bekledim.
Há cinco anos que espero por uma desforra com o Lights.
Kuzen Carter'i yıl boyunca bekledim.
Estive o ano inteiro à espera de um primo Carter.
Bekledim. 10 dakika. Sonra bu çocuk neredeyse çocuk sayılırdı.
Esperei 10 minutos, e depois um... jovem... pouco maior que um jovem, saiu.
Zaten on sekiz yıl bekledim.
Eu já esperei 18 anos.
Bütün gece seni aradım. Başına neler gelmiş olabileceğini düşünerek korkuyla bekledim. Nereye gittiğini sanıyorsun?
Estive acordada a noite toda à tua procura, a morrer de medo do que te podia ter acontecido.
Bu kadar bekledim ama galiba sensiz yapmam gerekecek. Ara beni.
433.911 ) } acho que vou ter de ir em frente sem ti. 433.911 ) } liga-me.
İki saat odamda bekledim ve sadece bir veliyle görüştüm.
Estive na minha sala duas horas e só vi um pai
Tüm gün bekledim. Sakin ol.
Esperei o dia inteiro.
Seni yine görmek için çok uzun zaman bekledim.
Eu esperei tanto tempo para te ver de novo...
Geri dönmeden önce iyice yaklaşmalarını bekledim.
... Eu esperei até eles estarem bem próximos, antes de regressar.
Bu günleri bekledim. Hayatımı bekledim.
Estava ansioso por estes tempos e estava ansioso pela minha vida.
Ben de bunları sineye çekene kadar bekledim.
Eu fiquei até poder suportar.
Seni yeterince bekledim.
Demorou algum tempo.
O kadar çok bekledim ki.
Esperei tanto tempo.
Çok istedim ama doğru anın gelmesini bekledim. Sonra da her şey hızlı gelişti.
Eu queria, mas estava à espera do momento certo, e então tudo aconteceu rapidamente.
Neden bu kadar bekledim ki?
Porque esperei tanto tempo?
Çok garipti. Harap olmuş gibi hissetmeyi... bekledim, ama onun yerine, b-ben...
Estava sempre à espera de me sentir... devastada, mas, em vez disso, senti-me...
Harap olmuş gibi hissetmeyi... bekledim, ama onun yerine, b-ben... Bilmiyordum.
Foi tão estranho, esperei sentir-me de rastos, mas senti-me...
30 dk seni otelin önünde bekledim. Evet, üzgünüm.
Esperei no hotel por 30 minutos.
Kardeşimin bahçesine oturdum ve gece 11 : 11e kadar şeytanların yerden çıkmalarını bekledim
Fiquei no jardim da frente do meu irmão à espera de 11 / 11 para ver se o inferno saia para fora da terra.
Birkaç gün beklememi söyledin ve bekledim!
Você disse para esperar alguns dias e eu esperei.
Sonumun gelmesini bekledim,... ama Destiny mücadeleyi bırakmadı.
Continuei à espera que chegasse o fim, mas a Destino lutou para se manter viva.
Seninle eve yürümek için bekledim, şapşal.
À espera para te acompanhar a casa, parvo.
Her gün onun gelip beni kurtarmasını bekledim ama hiç gelmedi.
Esperei todos os dias que ele me fosse buscar, e ele nunca foi. Quem, o Danny?
Ve yapamadım ya. Sadece orada oturup bekledim. Benden tekrar etkilensin veya sadece bana baksın diye, işte öyle, bekledim.
E eu continuava à espera que ela voltasse a sentir-se atraída por mim ou que me olhasse como se eu fosse...
Bu fırsat için tam altı yıl bekledim o yüzden bu işi batırmana izin vermeyeceğim.
Esperei 6 anos por esta oportunidade e não vou deixar-te estragar tudo.
Vallaha işe gelmeyi dört gözle bekledim.
Rapaz, estava ansioso para vir trabalhar hoje.
Bu kadar büyük bir şans için hayatım boyunca bekledim.
Esperei a vida toda por isto.
Seni bekledim.
Esperado por ti.
Bu yüzden bekledim.
É por isso que eu esperei.
Seni bir kez daha görebilmek için bir ömür bekledim.
Esperei uma vida inteira, para te voltar a ver mais uma vez.
Yıllarca belki gelir diye bekledim.
Por anos tive um pouco de esperança que ele ia voltar.
Bitene kadar orada bekledim.
Espero até que acabe.
Bu anı 3 yıl bekledim
Esperei três anos por este momento.
Hayır, çok fazla bekledim. O arada da senin emrinle birçok domuzla görüşmek zorunda kaldım.
Não, já esperei demais... e nesse ínterim, fui prometida a um porco... por sua ordem.
Yangından sonra, uzunca bir süre gerçekten tetikte bekledim.
Depois do incêndio, andei muito tempo com medo.
Her şeyi çamaşır suyuyla ovaladım, kenar tahtalarını bile. Çamaşırları yıkadım. Ve senin eve gelmeni bekledim.
Esfreguei tudo, até limpei os rodapés, lavei a roupa, e esperei que voltasses para casa para ir ver a minha namorada mas não disseste nada porque estavas a dar uma queca com o Dirk Diggler.
Bunun için çok bekledim.
Esperei tanto por isto.
bekle 9205
bekleyin 1931
beklerim 153
beklemek 37
bekle beni 131
bekleme 36
bekleriz 49
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
beklemedeyim 24
bekleyin 1931
beklerim 153
beklemek 37
bekle beni 131
bekleme 36
bekleriz 49
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
beklemedeyim 24