Beklemek istemiyorum traduction Portugais
213 traduction parallèle
Ayak altında dolanıp, beni dışarı atmasını beklemek istemiyorum.
Em breve. Não ficarei aqui até que ele me expulse!
Bir yıl bile beklemek istemiyorum.
Mas eu não quero esperar um ano.
- Burada beklemek istemiyorum. - Bekleyemeyiz.
- Não quero ficar aqui à espera.
Kimseyi beklemek istemiyorum.
Não quero esperar por ninguém.
Beklemek istemiyorum.
- Não! Eu não quero esperar.
Hayir, hatta beklemek istemiyorum!
Não, não quero ser posta em espera!
Belki de asla gelmeyecek bir anı beklemek istemiyorum.
Não quero esperar por um momento melhor... que pode nunca acontecer.
Hayır! Yemeği saatlerce beklemek istemiyorum.
Não, deixe lá, não vou esperar horas... para que cozinhem outro bocado.
Şu anda sana karşı hissettiklerimi söylemek için on yıl beklemek istemiyorum.
Não quero esperar dez anos para te dizer o que sinto por ti agora.
- Beklemek istemiyorum ama.
- Não quero esperar 24 horas.
Ben beklemek istemiyorum.
Eu não quero esperar.
- Dışarıda beklemek istemiyorum.
- Näo quero esperar lá fora!
- Arabada beklemek istemiyorum.
- Não quero esperar.
Barda otururken yanımıza gelmesini beklemek istemiyorum.
Não quero esperar que ele venha ter connosco ao bar.
Ben oturup beklemek istemiyorum. Bunu onlar istiyor.
Eles querem que fiquemos esperando.
Beklemek istemiyorum. Yola devam edelim.
- Vamos nos mexer!
Bu iyi değil. Gerçekten çöküyorsa beklemek istemiyorum.
Não quero esperar até esta tarde.
Daha fazla beklemek istemiyorum.
Não quero esperar mais.
Beni sevdiğini anlamanı beklemek istemiyorum.
Não quero esperar nem mais um minuto para saber que já não me amas.
Beklemek istemiyorum. Yapamayız.
Não podemos esperar.
Bu şey gece 02 : 00 de durana kadar birilerinin telsiz yayınını duymasını ümit ederek beklemek istemiyorum.
Não quero ficar à espera que alguém tenha ouvido a transmissão quando esta coisa deixar de funcionar às duas da manhã.
- Hevesli falan değilim. Trepkos'un, Pierce ve Erikson'a yaptığını bana da yapmasını beklemek istemiyorum, hepsi bu.
Só não me apetece ficar à espera que o Trepkos me faça o que fez ao Pierce e ao Erikson.
Beklemek istemiyorum. Hemen istiyorum!
Não quero esperar, quero-o já!
Beklemek istemiyorum.
Não quero esperar mais.
Artık beklemek istemiyorum.
Não quero esperar mais.
Hayır, beklemek istemiyorum.
Não, não quero adiar!
O kadar beklemek istemiyorum ama çalışmaya devam et.
Não quero esperar tanto, mas continue tentando.
Sabaha kadar beklemek istemiyorum
Não quero esperar até amanhecer.
Burada ölmeyi beklemek istemiyorum.
Não vou ficar aqui à espera que me matem.
Yaşlıları beklemek istemiyorum.
Não espero por velhos.
Bizimle birlikte, burada bekleyebilirsin. Beklemek istemiyorum.
Você é bem-vinda para esperar connosco.
Yarım saat beklemek istemiyorum.
Não a quero daqui a meia hora.
Şey, bak, biliyorum bu tuhaf bir durum, Shari, ama beklemek istemiyorum.
Sei que isto é estranho, mas não quero esperar.
Çağrısını beklemek istemiyorum.
Nao quero esperar pela chamada d'Ele.
- Dakikalarca beklemek istemiyorum.
Senta aí, eu trago-te um copo de vinho.
O kadar uzun beklemek istemiyorum.
Não quero esperar tanto.
Süper klasörümü sonsuza kadar beklemek istemiyorum
Não quero esperar Pelo fim do meu Trapper Keeper...
Ve gidip arabada beklemek istemiyorum.
- e queres ir embora. - Espera um pouco...
Hayır, beklemek istemiyorum.
Não me deixe pendurado!
Pekâlâ, aslında bekleyebilirim. Ama gerçekten beklemek istemiyorum.
Bem, aparentemente posso, mas, na verdade, não quero.
Bunun normal bir ev gibi görünmesi için daha fazla beklemek istemiyorum.
Não espero mais para pôr ordem na casa.
Sikim elimde oturup beklemek istemiyorum polisler geldiği zaman.
- Não quero ser apanhado pela bófia!
Pekala, aslında bekleyebilirim. Ama gerçekten beklemek istemiyorum.
Bem, na verdade posso, Mas, realmente não quero.
- Beklemek istemiyorum.
- Não, espere.
Beklemek istemiyorum.
Nem queremos esperar.
Ayrıca rastgele midir doğal karakterlerinden midir bilmem, aptalız da demek istemiyorum ama adamlardan merhamet beklemek yanlış olur.
Dado o improviso... para não dizer imbecil... da nossa demonstração... não devemos esperar piedade.
Onu zorlamak istemiyorum. O dönünceye kadar beklemek istiyorum.
Não quero impôr-lhe a minha presença, quero esperar que ele regresse.
Birkaç gün daha beklemek istemiyorum.
Não quero esperar mais.
Beklemek istemiyorum.
Não quero esperar.
Beklemek istemiyorum!
Não quero esperar mais.
Sırada beklemek istemiyorum.
Quero lá ir para a bicha.
istemiyorum 1125
bekle 9205
beklemek 37
beklerim 153
bekleyin 1931
bekledim 48
bekle beni 131
bekleme 36
bekleriz 49
beklemiyordum 16
bekle 9205
beklemek 37
beklerim 153
bekleyin 1931
bekledim 48
bekle beni 131
bekleme 36
bekleriz 49
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
beklemedeyim 24
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
beklesene 61
bekle bir saniye 289
bekleyin bir dakika 145
bekleyin lütfen 40
bekleyemem 97
bekle biraz 541
beklemedeyim 24
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
beklesene 61
bekle bir saniye 289
bekleyin bir dakika 145
bekleyin lütfen 40
bekleyemem 97
bekle biraz 541