Beklemiyordum traduction Portugais
2,667 traduction parallèle
Sizi beklemiyordum sadece.
Não esperava por si.
Hoşça kal. - Seni burada beklemiyordum.
- Não esperava encontrar-te aqui.
Seni görmeyi beklemiyordum. Öyle mi?
- Não esperava ver-te.
Beklemiyordum asla.
♪ Eu, eu, eu não estava à espera ♪
Seni tekrar görmeyi beklemiyordum.
Nunca pensei voltar a ver-te.
Sizi beklemiyordum Kont.
Não o esperava, Conde.
Bilgisayarlar beni yavaşlattığından kağıdı tercih ediyorum, ama tüm bu yorumları beklemiyordum.
Os computadores atrasam-me, prefiro papel, mas não esperava tantos comentários.
- Seni bir ay daha beklemiyordum.
Só te esperava dentro de um mês.
Yemeğe misafir beklemiyordum.
Não me lembro de esperarmos companhia.
Böyle olacağını beklemiyordum.
Sabes, isto não foi o que eu pensava que seria.
Ama bunu beklemiyordum.
Mas, nada que se assemelhasse a isto.
Seni burada görmeyi beklemiyordum.
Não esperava ver-te por cá.
Bu kadar çabuk gelmelerini beklemiyordum.
Mas não os esperava tão cedo.
Seni yarından önce beklemiyordum.
Não esperava você agora apenas amanhã.
Bu kadar çok ağlayacağını beklemiyordum.
Mas não esperei que chorasse durante tanto tempo.
Senin telefonda bu kadar nazik olmanı beklemiyordum.
Não esperava que fosses tão simpático ao telefone.
Bunu hiç beklemiyordum.
Eu não estava mesmo à espera disto.
Bunu beklemiyordum.
Raios, não esperava isso.
- Seni burada görmeyi beklemiyordum, Alex.
Não esperava ver-te aqui, Alex.
- Seni görmeyi beklemiyordum doğrusu.
Não esperava ver-te tão cedo, artilheiro.
Seni görmeyi beklemiyordum Ajan Gibbs.
Não pensei que o ia ver tão cedo, Agente Gibbs.
Kardeş olarak görülmeyi beklemiyordum.
Não contava ser recebido como um irmão.
Ben de beklemiyordum. Seni bu hayatta tekrar görmeyi de öyle.
Nem eu contava voltar a ver-te nesta vida.
Bugün böylesi bir onuru beklemiyordum.
Este dia reserva honras imerecidas.
Dr. Hunt? Sizi beklemiyordum, gelecek miydiniz?
Não estava à vossa espera.
- Bu kadar erken beklemiyordum.
Não contava com isso, tão cedo.
- Açıkçası bu kadarını da beklemiyordum.
- Para ser honesto, subiste na minha consideração.
Bu cevabı beklemiyordum.
Não era a resposta que esperava.
- Çok şaşırdım. - Seni görmeyi hiç beklemiyordum.
- Não esperava encontrar-te hoje.
Bu kadar erken gelmeni beklemiyordum, canım.
Não te esperava tão cedo, querido.
Senin evde olmanı beklemiyordum.
- Não contava que estivesses em casa.
Kesinlikle seni beklemiyordum.
- Não estava nada à sua espera.
Hayır, sadece beklemiyordum...
Não, só não esperava...
Dikkate alınsın, hiçbirşey beklemiyordum.
Não estava à espera de nada.
- Beklemiyordum sadece.
Não estava à espera.
- Bunu beklemiyordum.
- O acordo não era esse.
Evet. İşte bunu beklemiyordum.
Bem, isto é inesperado.
- Misafir beklemiyordum.
Não esperava visitas.
Böyle olmasını beklemiyordum.
Não era o que eu esperava.
- Seni burada görmeyi beklemiyordum.
- Não te esperava ver aqui. - Foi por isso que eu disse "surpresa"!
Bunu beklemiyordum.
Não estava à espera disto.
Bunu hiç beklemiyordum.
Isto não é o que eu esperava.
Ziyaretçi beklemiyordum.
Não estava a espera de visitas.
Bugün seni görmeyi beklemiyordum.
Não esperava vê-la aqui hoje.
Bunu hiç beklemiyordum.
Isto é anti-climático.
Böyle bir tanışma beklemiyordum Dearing.
Não foi o conhecer e cumprimentar que esperava, Dearing.
Bunu beklemiyordum.
Não estava à espera disso.
- Böyle bir şeyi hiç beklemiyordum.
Eu não previ isto.
Sizi görmeyi beklemiyordum.
Que surpresa.
Bunu beklemiyordum.
Não estava a ver isto aparecer.
Seni beklemiyordum.
Não estava à tua espera.
bekle 9205
bekleyin 1931
beklerim 153
beklemek 37
bekledim 48
bekle beni 131
bekleme 36
bekleriz 49
bekleyeceğim 167
beklemedeyim 24
bekleyin 1931
beklerim 153
beklemek 37
bekledim 48
bekle beni 131
bekleme 36
bekleriz 49
bekleyeceğim 167
beklemedeyim 24