Bu sensin traduction Portugais
2,322 traduction parallèle
Bu sensin.
És tu.
Chuck, bu sensin.
- Chuck, és tu.
Bu sensin, değil mi?
É você, não é?
- Bu sensin, gerçi. - Hayır, değilim.
- É que você está, no entanto.
Bu sensin. Bütün kemikleri istersin.
Querem os ossos todos.
Bu sensin, vahşi bir atın sırtında geliyorsun.
Esta serias tu, a descer num garanhão selvagem.
Bu sensin!
Espera...
Bu sensin.
Isto és tu.
Bu annem, bu sensin.
Por isso, esta é a mãe e esta é a Vó.
- Bu sensin.
- É você. - O quê?
Bu sensin ama ben neyim?
Tu, sei que és, então e eu?
- Bu sensin!
- É o senhor!
Selam, büyük oğlan. Hemen bir şey soracağım... Bu sensin.
Olá, grande homem, uma pergunta breve... oh, és tu.
Bu gece Dünya'nın kurtarıcısı sensin.
Esta noite, é a salvadora do mundo.
Bu kişi sensin, bay Simmons.
Foi você, Sr. Simmons.
Bu durumda, zarar verdiğin tek kişi, sensin bundan sonra senden desteğimi tamamen çekeceğim.
Neste caso, só te prejudicaste a ti. A partir de hoje, estás por tua conta.
Bizi bu adadan kurtarabilecek tek kişi sensin
Sabe, se alguém conseguiu sair da ilha, alem de ti.
ABD'de bu malı alan ilk kişi sensin.
És o primeiro nos EUA a ter isto.
Anlaman lazım... Bu işteki kaynağım sensin.
- Tu és o meu recurso nisto.
Bu defa boka basan sensin!
Parece que desta vez foste tu a meter a pata.
Artık bu vahşetin baş şüphelisi sensin. Seninle görünmek bizim için haddinden fazla tehlikeli olacaktır.
Agora que é suspeito do ataque, será ainda mais perigoso para nós sermos vistos consigo.
- Benim felaketim mi? Polisleri arayabilecek tek kişi sensin Bu işi halledebilmek için.
Pensaste que a polícia podia resolver isso.
Kadın denen bu engin krallıktaki tek köylü sensin.
Você é apenas um camponês num vasto reino chamado mulher.
Bütün bu olayların sorumlusu sensin!
Tudo o que advier daqui é por culpa tua.
Kesinlikle bu alandaki en sıkı çocuk sensin ve arkadaşın olmak harika bir şey.
Com certeza tu és a mais forte neste parque. Faço o que for preciso para ser tua amiga. Não sei.
Ayrıca bu arada, artık Amca sensin.
A propósito, já és tio.
Tüm bu şeylerin içinde sadece bir tane güzel şey var o da sensin.
E a única coisa que tem sido porreira nisto tudo és tu.
Bu fotoğraftaki polis sensin değil mi?
O polícia de ronda que está na foto é o senhor, não é?
Ve bu uzun süre içinde, başıma gelen en iyi şey sensin.
Foi bastante complicado, e és a melhor coisa que me aconteceu desde há muito tempo.
- Bu yüzden patron sensin.
- É por isso que és o chefe.
Bu yüzden usta sensin.
É por isso que és o mestre.
Guguk kafalı olan sensin bence. Beş para etmez bu.
- A senhora não está bem.
Bu da, birine anlatırsan ve Mike bunu öğrenirse, oluşacak olan sensin.
Isto és tu, se contares a alguém e o Mike descobrir.
Gelen rapora göre, polisler hâlâ üç dakika uzaklıkta yani bu herifleri yakalayabilecek tek kişi sensin.
De acordo com o rádio a polícia está a 3 minutos, só tu é que podes apanhá-los.
Eğer biri senatoyu bu bütçenin Cumhuriyeti hem parasal hem de ruhsal olarak çökerteceğine ikna edecekse, o sensin.
Se alguém pode convencer o Senado que votar por este projecto conduzirá a República à bancarrota tanto financeira como espiritualmente, és tu.
Bu sensin değil mi?
Esta é você, não é?
- Onlara yardım edebilecek bu ülkedeki tek doktor sensin.
- Não me vou envolver. - És a única médica nesta parte do país que pode ajudá-los.
Şu an bu işteki en iyi kişi sensin.
Tu és a melhor para isto.
Şu sensin. Bu benim. Bu annem.
Esta é a senhora, este sou eu, esta é a minha mãe, esta é a mãe dela...
Bu da sensin.
Essa pessoa és tu.
Bana bu güçleri veren sensin.
Você é que me deu esses poderes.
Bu da demek oluyor ki Blitz artık sensin.
Sabes o que isto quer dizer. Tu és o Blitz.
- Bu yüzden en sevdiğim müşterim sensin.
Por isso é que és o meu cliente favorito.
Sensin bu.
És tu!
Bu konuşmayı yapmamızın sebebi sensin.
Porque tu és a razão de estarmos a ter esta conversa.
Bu konuda savunmasız olan tek kişi sensin.
Tu é que estás vulnerável nesta situação agora.
Bu arada, Olay Komutanı sensin.
Entretanto, você é comandante da ocorrência.
- Sensin. Bu beni tek şansım.
Não vou ter outra depois desta.
Bu dediklerimi tek bilen sensin. Bunlardan kimseye tek kelime bile bahsetmeyeceksin.
Eu tratei de contar isto, apenas a quem precisa saber e neste momento, é a única pessoas que precisa saber.
bu tahtın veliahdı, Greg görünüşe göre sensin.
Enquanto que a família Byrnes teve sempre um patriarca a liderar a nossa família, tanto nas alturas boas, como nas más. Então concluí que o próximo herdeiro do trono, Greg... é você.
Sensin işte. Bu aç şeyden daha güçlüydün.
Pensaste que eras mais forte do que essa coisa agressiva das profundezas.
sensin 644
sensin demek 36
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
sensin demek 36
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu seferlik 30
bu sefer 162
bu senin düşüncen 27
bu sebeple 59
bu seni ilgilendirmez 244
bu senin hakkın 21
bu ses 55
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40
bu sefer 162
bu senin düşüncen 27
bu sebeple 59
bu seni ilgilendirmez 244
bu senin hakkın 21
bu ses 55
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40