English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bunu yapmalıyım

Bunu yapmalıyım traduction Portugais

693 traduction parallèle
Bir görevim var ve bunu yapmalıyım.
Cabe-me um dever simples e vou fazê-lo.
Sık sık bunu yapmalıyım diye düşünürdüm.
- Pensei muitas vezes em fazê-lo.
- Bunu yapmalıyım.
- Não tenho outro remédio.
'Señora'Bunu yapmalıyım.
Señora, isto tem que ser feito.
Bunu yapmalıyım.
E tenho de ir até ao fim.
Ve kendi iyiliğin için sanırım bunu yapmalıyım.
E para seu próprio bem, acho que é o melhor a fazer.
Üzgünüm Don Ciccio, ama bunu yapmalıyım.
Desculpe, Don Ciccio, mas tinha de o fazer.
Evet, bunu yapmalıyım ve yapacağım.
Sim. Posso e vou fazê-lo.
Bunu yapmalıyım!
Eu tenho que fazer isto!
Sonuçta bunu yapmalıyım ve yapacağım da.
Pois tenho de fazê-lo e o farei.
Bunu yapmalıyım.
Tenho de conseguir.
- Hiç olmazsa bunu yapmalıyım.
- Era o mínimo que podia fazer.
Düşünceme göre bunu yapmalıyım.Teklifi kabul edeceğim.
Já decidi que vou aceitar a oferta.
- Bunu yapmalıyım.
- Tenho de ir.
Günün birinde bunu yapmalıyım.
Um dia terei que fazer isso.
Bunu yapmalıyım.
Preciso fazer isto.
Bu karardan pişmanlık duyuyorum, ama bunu yapmalıyım.
Lamento tomar esta decisão, mas devo faze-la.
Bunu sana iki yıl önce yapmalıydım.
Já devia ter feito isto há anos.
Peki, baba. Sanırım bunu yapmalıyız.
Tudo bem, acho que temos de passar por isso.
- Sence bunu yapmalı mıyız?
- Acha que será prudente?
Bunu yapmalı mıyım?
Deverei eu?
Eğer kastettiğin buysa, ilk denemede yapmalıyım bunu.
Devo conseguí-lo à primeira, se a isso se refere.
Şimdi bir karar almam lazım. Ve bunu yalnız yapmalıyım. Ve çabuk yapmalıyım.
Agora, tenho uma decisão a tomar e tenho de tomá-la sozinho e rapidamente.
Lütfen anla. Hayatlarımızı tehlikeye atacaksak, bunu hep birlikte yapmalıyız.
quando arriscamos a vida, devemos manter-nos unidos.
Bunu kendim yapmalıyım.
Tenho de ser eu a fazê-lo.
Bunu yapmalı mıyız emin değilim.
Não sei se devemos fazer isso.
- Bunu yapmalı mıyım?
- Faço-o eu?
Bunu bende günde birkaç kez yapmalıyım.
Eu faço isto também, várias vezes ao dia.
- Tony'ye yardım etmek istiyorsak, bunu yapmalıyız!
- Precisamos de o fazer pelo Tony. - Não, é demasiado perigoso.
Ben Maya'yı bulacağım. Hakarete uğrayacaksam, bunu bir uzman yapmalı.
Se vou ser insultado, que seja por um especialista.
Bunu mutlaka yapmalıyım.
Tenho que matá-lo.
Rehinelerin önünde şapkamızı sallayıp "hoşça kalın" mı diyeceğiz? Hadi, bunu yapmalıyız.
Só cumprimentamos os reféns, e dizemos, "adeus".
Dallas uçuşu için bunu zamanında yapmalıyım.
Tenho de chegar a tempo do voo para Dallas.
Büyük insanı düşünüyorum ve bilimsel bir merak... bunu da kapsayacak. Bir şeyler yapmalıyım.
Por mais que Alan Yates e os outros tivessem pagado com suas vidas penso no enorme interesse científico e humano que os filmes podem conter.
- Bunu neden yapmalıyım?
Richard. - Porque eu deveria?
Bunu söylemesi zor Kendim için doğru olanı yapmalıyım
É difícil dizê-Io Mas tenho de olhar por mim
Lester, bunu yapmalı mıyız sence?
Acha que devemos fazer isto?
Ama ben değilsem o zaman anlaşma yapmalıyız, olanı kabul edip... bunu durdurmanın bir yolunu bulacağız. Tamam mı?
Mas se não for eu, faremos um acordo, você e eu.
- Sence bunu yapmalı mıyım?
- Achas que devo?
- Sence bunu da yapmalı mıyım?
- Achas que também eu o devo fazer?
Ama bunu görülmeden yapmalıyım.
- Mas não me posso deixar ver.
Evet ama bunu yapmalı mıyım emin değilim.
Sim, mas não estou certa se deveria fazer isto.
Sanırım bunu ben yapmalıyım.
Penso que me cabe a mim fazer isso.
- Hayır, bunu ben yapmalıyım.
- Não, eu faço-o.
Bu rezonatörün bakım kontrolü için,.. ... ana şalterin orada kalabilirim. Fakat bunu kendi başıma yapmalıyım.
Eu posso ficar ao lado da alavanca principal... para manter o controle do Resonator, mas tenho que fazer isto sozinha.
Annem bunu söyledi yapmalıyım.
Mas à ti não! À ti... Sinto-te!
Onunla tekrar bunu yapmalımıyım?
O que eu queria perguntar-lhe...
- Şimdi bunu telafi etmem için bir şeyler yapmalıyım.
Agora terei de fazer algo sobre isto.
Efendim, bunu belki de ben yapmalıyım.
Senhor, talvez eu tenha de fazer isto.
Sence bunu yapmalımıyız?
Achas mesmo que devemos fazer isso?
Eğer bu kadar basitse, bunu yıllar önce yapmalıydım.
Não, já tirei algum, obrigada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]