English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Sen biliyor musun

Sen biliyor musun traduction Portugais

2,210 traduction parallèle
Peki sen biliyor musun?
E você os conhece?
Sen biliyor musun?
Tu sabes?
- Bize ne olduğunu bilmiyor musunuz? - Sen biliyor musun?
- Não sabes o que nos aconteceu?
Sen biliyor musun?
Você sabe?
Sen biliyor musun?
- Sabes?
Sen biliyor musun?
E você sabe?
Benim ataşe aylamamı izledin sen. - Biliyor musun?
Gostava que deixasses de me convencer só para me veres falhar miseravelmente.
Sen benim kim oldugumu biliyor musun?
Seu sapo flamejante. Sabes quem eu sou?
Ne düşünüyorum biliyor musun? Bence sen kendi kıçını düşünüyorsun.
Acho que estás preocupado contigo mesmo.
Onun benim gibi biriyle çıktığı bir dünya biliyor musun sen?
Consegues imaginar em algum planeta onde ela poderia sair com um tipo como eu?
Sen Joel'u hak etmiyorsun, biliyor musun?
Sabes, tu não mereces namorar com o Joel!
Allah'ı biliyor musun sen ha ibne?
Conheces Allah, filho da puta?
Dur biraz, sen Ki'yi biliyor musun?
Espera, tu sabes da Ki?
Sen ne olacağını biliyor musun?
Sabes o que vai acontecer?
Sen iğrenç birisin. Bunu biliyor musun?
És asqueroso!
Biliyor musun, Garber? Sen, benim kahrolası kahramanımsın, ahbap.
Sabe, Garber... você é o meu herói, sabia?
- Sen nesin biliyor musun, Chev Chelios?
Sabes o que tu és, Chev Chelios?
Sevdiğim adamın hâlâ sen olduğunu biliyor musun?
Sabia que você ainda é o homem que eu amo?
Sen... Lezbiyen ne demek biliyor musun?
Sabes o que é uma lésbica?
Biliyor musun, bence sen çok güzelsin.
Você é tão bonita...
- Biliyor musun, sen de Derek'ten İranlı olmadığı için nefret ediyorsun.
- Quer saber mais? Odeia o Derek... - porque ele não é iraniano.
Sen tekne kullanmayı biliyor musun?
Sabes como guiar um barco? Sim!
Lanet olası yürümeyi biliyor musun sen?
Anda, não corras, sim?
Zaman mı? İronik olan yanı ne biliyor musun, beni hukuk fakültesine gitmeye sen zorlamıştın.
Sabes, a ironia é que foste tu quem me empurrou para advocacia.
- Sen sapık pisliğin tekisin, biliyor musun?
- És um maldito chanfrado, sabias?
Biliyor musun, sen de öyle yapmalısın.
Sabes que mais? Também não devias.
Ne yaptığını biliyor musun sen?
O que estás a fazer?
Yetti! Sen korkunc birisin. Bunu biliyor musun?
Sabias que és uma pessoa cruel?
Sen küçük bir maymunsun, bunu biliyor musun?
És um macaquinho, sabes?
Sen küçük bir maymunsun, bunu biliyor musun?
És uma macaquinha, sabias?
- Sen bu binayı biliyor musun?
- Não sabes qual é? - Não
Sen neden bize kim olduğumu biliyor musun edilir?
Quem é você? E como nos conhece?
- Biliyor musun sen çok tatlısın.
És muito gentil, preocupares-te comigo.
Sen kefil olduktan sonra bizden 10 yıl boyunca kaçtığını biliyor musun?
Sabia que ele abandonou-nos 10 anos depois de o ter abandonado?
Sen tüm kuzenlerinin nerede olduklarını biliyor musun?
Sabe onde estão os seus primos todos?
Sen üstündeki her küçük lekenin nerden geldiğini biliyor musun?
Lembra-se de todas as manchas que a sua roupa apanhou?
Bana gitmemi söyleme. Hangi birimden olduğumu biliyor musun sen?
Ei, não me digas isso, estou aprendido que nós...
Sana ne gözüyle bakıyorum biliyor musun? Sen bir "meşhuraveren" sin.
Para que saibas, estou a ver-te como uma caçadora de estrelas.
Sen şu an yaptıklarınla neyi hak ettiğini biliyor musun?
Você sabe o que agora se faz com os desertores?
Peki sen neyin gerçek olduğunu biliyor musun, Frank?
Sabes o que é real, Frank?
Sen bugün ne yapacağını biliyor musun?
Sabes o que vais fazer hoje?
Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Sabes quem eu sou?
Sen bir Cinin ortalama yaşını biliyor musun?
Sabes a idade de um Génio?
Sen onun ortakları kim biliyor musun?
Conheces os amigos dele?
Sen hastasın Paul, biliyor musun?
És doentio, sabes disso, Paul?
Biliyor musun, bir kaç gün öncesine kadar iki tane oldukları. aklıma bile gelmezdi, sen çocuktan bahsettiğinde kafamın içinde birden bir ışık parladı.
Até alguns dias atrás, eu não sabia... que existiam dois de vocês, até que ele falou do filho. Uma lâmpada acendeu-se na minha cabeça.
Bu aile icin neler yaptigimi biliyor musun sen?
Queres saber o que fiz para esta família?
Sen seninkini biliyor musun?
E tu sabes?
Bazı insanlar, sen kilo verdiğinde senin adına sevinmezler, biliyor musun?
Sabes quando as pessoas não ficam felizes por ti quando perdes peso?
Biliyor musun? Sen iyisi suç işlediğin zaman bize gel.
Então quando fizeres algum vem ver-nos.
Yani sen bu konuda bir şeyler biliyor musun?
E sabes como fazê-lo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]