At traduction Russe
43,706 traduction parallèle
At gözlerin beyazı ve içindeki karartı.
Лошадь белая снаружи и черная внутри.
At gözlerin beyazı ve içindeki karartı.
Лошадь белая снаружи и черная внутри.
At gözlerin beyazı ve içindeki karartı.
Лошадь белая... снаружи и черная внутри.
At gözlerin beyazı ve içindeki karartı.
Лошадь белая снаружи... и черная внутри.
İmzalayıp tarih at.
Подпишите и поставьте дату.
İçinde tekme atıp zıplayabilir miyim, bilmiyorum.
Я в них не смогу драться и прыгать.
Ters takla at.
Сальто назад.
Düz takla at.
Сальто вперед.
Önlerine geleni buraya atıyorlar herhalde.
Стали пускать сюда кого попало.
Evet, çünkü şoförüme mesaj atıyorum.
Я знаю. Я пишу своему водителю, что означает, он может появиться в любую секунду.
Gecenin sonunda bunları atıyorlar.
Они выкидывают их в конце смены.
Hayatımı tehlikeye atıyorum.
Я очень рискую.
Sekreteri Margaret'e at suratlı kaltak demiştin.
Ты называла его секретаря Маргарет сучкой с лошадиным лицом.
Kalp atışlarımı hızlandırıp zehrin çabuk yayılmasını istiyorsun.
Ты пытаешься повысить мой пульс, чтобы убыстрить действие яда.
Rand'den atıldınız.
Вас исключили из "Рэнда".
At çiftliği sahibi.
Заводчиком лошадей.
Bazen düşünüyorum da babam mirasını Rand'deki işlerimize bağlamasaydı belki şu anda bir at çiftliğin olurdu.
Иногда я думаю, если бы мы получили наше наследство без условия работы в "Рэнд", то ты, возможно, была бы уже владелицей лошадиной фермы.
Zihnim normal olduğunu biliyor ama kalbim küt küt atıyor.
Моя голова знает факты, но прямо сейчас мной управляет сердце.
Sayı çokluğuyla atıldık.
Численным превосходством.
Kalp atışı biraz hızlı.
Пульс немного учащён.
Ortak olmak için can atıyordu.
Он с радостью согласился.
Masanın üzerine bıraktığım dosyaya bir göz at.
Открой-ка папку, что я оставил на твоём столе.
Son arabaya bindiğimizde Rahip Kuo'nun at arabasını mahvetmiştin.
Ну, в последний раз, когда я с тобой ездил, ты разбил повозку брата Куо, помнишь?
Küçükken, annem Çuval Adam hikâyesini anlatırdı, söz dinlemeyen çocukların evlerine giren ve onları satmak için çuvalına atıp kaçıran bir öcü.
Знаешь, когда я был ребёнком, моя мама рассказывала мне историю о Сумочнике. Что-то типа бугимена, который появляется в домах неслушников и крадёт их в свою сумку, чтобы потом продать.
Nasıl ateş edileceğini, merminin izlediği yolu, silahı sıfırlamayı atış arasında doldurma yapmamayı öğrenmişsin.
Ты узнал как стрелять, траекторию полета обнуление прицела не перезаряжаться между выстрелами
O uzaklıktan bir atış için en azından 8, 9 metre yüksekte olmalı, adamım.
Стрелять с такого расстояния нужно выше как минимум на 25, 30 футов чувак!
Çığlık atıyordun.
Ты кричал.
Birbirimizi yeterince iyi tanıyoruz, bu yüzden savaş atışmalarını geçelim.
Ты занешь, кто я, я знаю, кто ты, так что давай пропустим военные шутки.
İkimiz de barodan atılırız.
Нас обоих лишат звания.
At elindekini yoksa vururum.
Бросай оружие, или я уложу тебя.
- Harika bir atıştı be oğlum! - Aman tanrım!
Вот это выстрел!
- Atıyorum onu.
- А вот я выгоню.
Vücudundaki bütün sıvıları atıyorsun. - Ter, idrar.
Сгоняет все телесные жидкости :
- Sizi temin ederim ki işleri rayına oturttuk. Sorunlarınızı ele almak için gerekli her adımı atıyoruz.
Уверяю, что мы исправим курс и сейчас принимаем все необходимые шаги, чтобы развеять ваши тревоги.
Çöpe at, yak gitsin.
- Выброси или сожги.
Siz bir striptizciyle çıksaydınız günlerce hava atıp dururdunuz.
- Фрэнк, за спиной! - И это нас ждёт? Весь мир?
- Bir saniye Frank. Peki ya ben? - Atıldın.
Майк стесняется страсти к видеоиграм, чего я не понимаю.
İyi atıştı oğlum. - Seni çok seviyorum baba!
Встречайте нашу главную силу - Папочку и Мальца!
Birbirinize Sevgililer Günü kartı vermeniz lazımdı ama üstünde kalpler olan bir şikayet kutusuna hakaret mektupları atıyordunuz onun yerine.
Нет, предполагались валентинки а вы забили коробку предложений злобными письмами с сердечками.
İş başındayken uyuduğumu yakalarsa tekme atıyor.
Он пинает меня, если ловит за сном.
Okuldan atılabilirdi.
Вы знаете, что её могли бы исключить.
Umarım atılmaz.
Надеюсь, что нет.
Olayı başlatan atılacaksa tabii, âdil bir karar olabilir.
Но если исключают всех, кто провинился впервые, значит, всё честно.
Kovboy şapkası var artık, kovboy botları ve de terbiyesiz bir atı.
У него есть ковбойская шляпа и сапоги, и лошадь, не знавшая седла.
"Sesler asla dinmeyecek." Çocuklar çığlık atıyor.
Голоса, которые никогда не стихают Крики детей.
Bomba atılıyor.
Понеслись бомбы.
Çünkü bizim oralarda, kavgaları bitirmek için bomba atılmaz.
Потому что в моих краях во время драки гранатами не машут.
Pekâlâ Dom. EMP'de tek bir atışın kaldı.
Так, Дом, у тебя остался один заряд ЭМП.
Baban her sokağa çıktığında at pisliği toplar ve pislikleri cevap mahiyetinde paketletirdi.
Каждый раз твой отец выходил на улицу, собирал лошадиное дерьмо и отправлял в посылке как ответ.
Üzerinde hiç at pisliği var mı?
У тебя не найдётся лошадиного дерьма?
Kalp atışlarınız hızlanmış.
- У Вас учащённый пульс.
ateş 1641
athena 34
atlanta 129
atlantis 50
attica 24
atticus 45
attila 28
atlantic city 103
atış 62
athos 38
athena 34
atlanta 129
atlantis 50
attica 24
atticus 45
attila 28
atlantic city 103
atış 62
athos 38
atladı 21
ateşli 35
atım 21
ateşim var 24
atma 21
atina 92
ateşkes 51
ateşi var 45
ateşin var mı 136
atilla 45
ateşli 35
atım 21
ateşim var 24
atma 21
atina 92
ateşkes 51
ateşi var 45
ateşin var mı 136
atilla 45
atlar 92
ateşle 61
ateş et 239
atlantik 52
ateş yok 22
ateş serbest 41
atıyor 16
ateş etmeyin 472
ateşiniz var mı 50
atın 43
ateşle 61
ateş et 239
atlantik 52
ateş yok 22
ateş serbest 41
atıyor 16
ateş etmeyin 472
ateşiniz var mı 50
atın 43