English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / A dead man

A dead man tradutor Turco

3,463 parallel translation
I'm a dead man I accepted that a long time ago.
Benölü bir adamım, uzun zaman önce bunu kabullendim.
I'm telling you, Juli, if Sigrid finds out, I'm a dead man.
Julie, eğer Sigrid bunu öğrenirse öldüm demektir.
Enjoy life as a dead man.
Sana ölü bir adam olarak mutluluklar.
I'm a dead man.
Ben bittim.
I was searching for a dead man. One morning I discovered a living man.
Ölü bir adamı araştırıyordum, lâkin karşıma hâlâ hayatta olan biri çıktı.
You carved my name into a dead man's chest.
Bir cesedin göğsüne benim adımı kazıdın.
With a dead man.
Ölmekte olan biriyle.
Jeez, how can a dead man go to a wake?
Yahu ölü adam nasıl mevlide gelsin?
He needs clindamycin, penicillin, and an IV-drip in the next 24 hours or he's a dead man.
sonraki 24 saat içerisinde klindamsin, penicilin olmazsa ölecek.
If these kids don't find some antibiotics soon, he's a dead man, and so am I.
Antibiyotik bulamazlarsa, adam ölecek, ve bende.
- You're a dead man.
Sen ölü bir adamsın bunu biliyor musun?
He might as well have. He messed with the Warden's family... Trust me, Cruz is a dead man when he gets caught.
Şans da diyebilirsin ama müdürün ailesine bulaşsaydı yakalandığında içerde ölü bir adam olurdu.
He's already a dead man.
O şimdiden ölü bir adam.
I'm a dead man.
Ben, ölü bir adamım.
A dead man's personality overtaking my own.
Ölü adamın kişiliği benimkine baskın geliyor.
Mickey's a dead man.
Mickey ölü bir adam olur.
It is not on you that a dead man came up missing.
Ölü bir adamın ortadan kaybolması senin suçun değil.
See a dead man.
Bir idam mahkumunu görmeye.
Wow. She threw a dead man under the bus?
Otobüsün altına ölü bir adamı mı atıyor?
- $ 200,000 alive, half of that for a dead man.
- 200 canlısına, ölüsüne yarısı.
If Quarles knows I did this, I'm a dead man.
Bunu yaptığımı Quarles öğrenirse, öldüm demektir.
I'd have been a dead man if it wasn't for you.
Sen olmasaydın ölmüştüm.
What he needs is a ride to the hospital and surgery as soon as possible, or he's a dead man.
Onun ihtiyacı bir araç bulup hastaneye yetiştirilmek.. yoksa ölmüş olur.
If they find it, Mozzie's a dead man.
Bulurlarsa Mozzie öldü demektir.
How can Max kill a dead man?
Max ölü bir adamı nasıl öldürebilir ki?
Goddamn it, alone you are a dead man.
Allah'ın belası! Yalnız başına ölür gidersin!
A dead man.
- Ölür gidersin.
He's a dead man unless you clear out!
Buradan gitmezseniz onu öldürürüm.
- You're a dead man.
- Sen öldün.
A-a patient with symptoms that severe? They're-they're... they're a dead man walking.
Böylesine şiddetli belirtileri olan hastaların bir gözü toprağa bakar.
The only people who know about that money are you and a dead man.
O paradan yalnızca sen ve merhumun haberi var.
You, me and a dead man.
Sen, ben ve merhum.
- No. I'm a dead man there.
Orada ölü bir adamım ben.
We both know I'm a dead man.
Öldüm artık, ikimiz de biliyoruz.
He was a dead man.
O artık ölü bir adam.
There's two people dead, and a man responsible for killing four innocent people walks away. How do we know he's not going to kill more people? - If he does, we'll be there.
İki kişi öldü, ve bir adam masum insanların ölümünden sorumlu olarak geziyor.
We got a dead hu-man.
Ölü bir insanımız var.
For centuries, hangings used a standard dead drop, but then in 1872, an Englishman named William Marwood calculated a formula using a man's height, weight and the distance dropped to ensure a cleanly snapped neck.
Yüzyıllar boyunca, asılmak klasik ölüm şekliydi. Ama sonra 1872'de, William Marwood adlı bir İngiliz insan boyu, kilosu ve düşme mesafesini kullanarak boyunu temizce kırmayı garanti etmek için bir formül hesapladı.
He left a dead security man in his wake.
Bir bekçiyi öldürmüş.
A shell in the entrance of'C'Company dug-out, one man dead.
C bölüğü sığınağının girişinde bir askerimiz öldü.
His dead-man switch is useless.
Nasıl olsa Kara Kutular'a bağlı tetikleyici artık işe yaramıyor.
We've got a walking dead man who refuses to die.
Ölmeyi reddeden bir ölü adam var elimizde.
A man was found dead on the side of the road in Wurtsboro.
Bir adam Wurtsboro'daki bir yol kenarında ölü bulundu.
If the cops find out that you gave him the address to a man who later winds up dead, they will nail you, Erica.
Eğer polisler daha sonra ölen adamın adresini kimin ona verdiğini öğrenirse seni yakalayacaklardır Erica.
You're a fucking dead man.
Sen de ölüp gideceksin amına koyayım.
I've got a man dead, and this girl could be the key to finding the killer.
- Elimde ölü bir adam var, ve bu kız katili bulmamda bir anahtar olabilir.
In Borneo, when a man wants to warn his enemy he's coming for him, he binds the dried entrails of his dead elders to a clay pot and leaves it at the door.
Borneo'da, bir adam düşmanını tehdit amaçlı uyarmak istediğinde,... ölmüş yaşlı birinin iç organlarını bir çömleğe bağlayıp kapısına bırakıyor.
Well, that's for you to decide, but whoever killed this man avoided all the muss of a frontal assault and was thorough enough to make sure the victim was dead several times over.
Buna siz karar vereceksiniz. Ama bu adamı öldüren her kimse önden saldırarak boğuşmaktan kaçınmış ve kurbanın öldüğünden tamamen emin olana kadar devam etmiş.
You're a fucking dead man.
Bittin sen!
Also, you called the dead man a jerk.
Ayrıca, ölü bir adama aşağılık dedin.
A man is dead.
Bir adam öldü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]