A few times tradutor Turco
2,213 parallel translation
Oh, he came by a few times.
Bir kaç sefer gelmişti.
And I've been there a few times when no one else was, but that's about it.
Kimse yanında olmadığında, ona yardım ettim, ama bu kadar.
I think he crashed my server a few times just to come by.
Öyle sanıyorum ki yanıma gelebilmek adına veri sunucumu birkaç kere bozdu.
I called Christopher a few times.
Christopher'ı birkaç kez aradım.
You forget, I almost got you killed a few times, too.
Unutuyorsun, birkaç kez de az kalsın ölümüne neden oluyordum.
You know, I've let you skate a few times just because of old times'sake, and I always looked upon you like... a son.
Seni daha önceleri affettim çünkü hem eski günleri hatırı vardı hem de seni oğlum gibi görüyordum.
Cheap and disposable, they can be used a few times and thrown away - - which means, if you're using one to trace someone, you've got to move fast.
Ucuzdurlar, gözden çıkartılabilirler. Birkaç kez kullanılır, sonra da elden çıkartılırlar. Kısacası bunlardan birisiyle bir başkasının izini sürmek istiyorsanız elinizi çabuk tutmalısınız.
I've stayed over a few times.
Burada birkaç kez kaldım.
Okay, so we hooked up a few times, but there's a much larger issue here.
Tamam, birkaç kez takılmış olabiliriz, ama ortada çok daha büyük bir sorun var.
- I was late for this lunch with Richard Lewis and I've been late a few times with him and I need an excuse and I'm-
Richard Lewis'le öğle yemeği randevuma geç kalmıştım ve ilk geç kalışım değildi ayrıca bir bahane bulmam gerekiyordu.
Yeah, man, a few times.
Evet, ahbap, birkaç kere.
Yeah, I called you a few times, you didn't answer, so I tracked your phone.
- Evet. Birkaç defa aradım, cevap vermedin, ben de telefonunun yerini saptadım.
I see you've been at the punch bowl a few times already, huh?
Bakıyorum, meyve kokteylini birkaç kez ziyaret etmişsin.
Yes, uh, Colette and I met outside school a few times over the last few years, but- - you and Colette have been having an affair for a few years.
Evet, Colette ve ben geçmişte birkaç kez dışarıda buluşmuştuk, fakat... Sen ve Colette birkaç yıldır bir ilişki yaşıyorsunuz.
A few times, yeah, sure, we've slept together.
Birkaç kere, evet, yattık.
I've seen her a few times.
Birkaç defa gittim.
I've written this same letter a few times but never mailed it.
"Şeytan"'a birçok mektup yazdım, ama hiçbirini göndermedim.
I turned a few times fell on a tree and hung.
Birkaç defa yuvarlandım, bir ağaca asılıp kurtuldum.
Okay, he came over a few times, But it was to help me with my homework.
Birkaç kere gelmişti ; ama ödevime yardım etmek için.
So Dad said I can take it around the block a few times.
Babam mahallede birkaç tur atabileceğimi söyledi.
Many members quit after a few times.
Pek çok üye bir kaç gelişten sonra bırakıyor.
Your son has been hospitalized a few times.
- Oğlunuz bir kaç kez hastaneye yatmış. - Bu yaptığınızı size ödeteceğim.
They fought back, got lucky a few times and - - Veracruz thought they were bigger than they actually were.
Onlar da karşılık vermiş ve biraz da şansla Veracruz da onları olduklarından daha ciddi bir düşman olarak görmüş.
I called you a few times and you didn't pick up.
Seni birkaç kez aradım ama telefona bakmadın.
Not personally, but we came out here a few times.
Şahsen değil ama buraya bir iki kez gelmişliğimiz var.
I've spoken to her a few times in the past.
Geçmişte bir kaç sefer konuşmuşluğumuz vardır.
I jerked off to it a few times already.
Ona bakarak birkaç kere asıldım.
Kaufman can only be there a few times a day.
Kaufman günde sadece bir iki kere orada olabilir.
A few times.
Birkaç kez.
Once I've done this a few times with him, he'll brace all the time like that.
Ona böyle birkaç kez yaptığımda artık hep ürkecek. Ürktüğünü gördünüz mü?
I visited him a few times here. As a small kid.
Küçük bir çocukken birkaç kere gelmiştim buraya.
They're supposed to be identical, but I rearranged them a few times, yeah.
Hepsinin aynı olması gerekiyordu. Hepsini birkaç kere yenilemiştim.
We went out a few times, remember?
Birkaç kez takılmıştık, hatırladın mı?
Then as her heart and her brain are deprived of oxygen, she'll jerk a few times, probably vomit, and then her heart will eventually stop beating, and you'll have a dead body on your hands.
Sonra beyni ve kalbi oksijensiz kalacak. Birkaç kere titreyecek belki de kusacak. Sonunda da kalbi duracak.
Then, I met him a few times when I ran into him in restaurants, etcetera.
Birkaç kez de restaurantta falan denk geldik...
Or perhaps the ancient communal traditions which increase trust and cohesiveness in society - which have now been hijacked by acquisitive materialistic values where now we annually exchange useless crap a few times a year.
Ya da toplumdaki güven ve birliği artıran eski sosyal gelenekler günümüzde açgözlü maddeci değerlerce çarpıtılıp çalınmış ve bugün yılda birkaç kez alıp birbirimize... verdiğimiz saçma sapan şeylere dönüşmüş.
Well, I've called Meredith a few times this morning.
Bu sabah meredith'i bir kaç kez aramıştım.
Her door is locked. We knocked a few times, but there was no answer.
Birkaç kez kapıyı çaldık, ama cevap veren olmadı.
I've met her a few times. She's friendly, single and approachable.
Arkadaş canlısı, bekâr ve yakınlaşılabilir.
Yeah, I recognize her. Seen her a few times.
Evet, gördüm birkaç kez.
I've been around the block a few times.
- Bloğun etrafında birkaç kez bulundum.
Kiss me a few times, and I'll... prove my theory to you.
Birkaç kez beni öpersen kanıtlarım.
You know, I did it accidentally a few times before I realized that I could do it on purpose.
Bunu bilerek yapabileceğim aklıma gelmeden önce yanlışlıkla yaptım.
I've met him a few times, you know, and he seemed like a regular American little kid, you know?
Ama bu iyi bir şeydi. Çünkü daha iyi olmak istememi sağladı. En iyisi olmak istedim.
I've watched her go in there a few times.
Birkaç kez oraya girişini izledim.
- Yes, a few times.
- Evet, birkaç defa.
And apart from her running away a few dozen times and a brief stint in jail, she turned out okay.
Ayrıca, onlarca kez evden kaçışını ve hapisteki kısa bir istirahatini saymazsak sonuç hiç fena değil.
A few of us have been sent back to different times to try to prevent it.
Bir kaçımız bunu önlemek için farklı zamanlara gönderildi.
Or you could... throw up again a few more times.
Ya da birkaç kez daha kusabilirsin.
I did not kill him. We went out a couple of times a few weeks ago.
Önceki haftalarda birkaç kez dışarı çıkmıştık.
I thought you'd wanna watch it a few more times.
Birkaç sefer daha izlemek isteyeceğini düşünmüştüm.
a few good men 16
a few minutes later 20
a few hours later 28
a few years ago 208
a few years later 32
a few days later 90
a few months ago 226
a few days ago 217
a few minutes 47
a few days 147
a few minutes later 20
a few hours later 28
a few years ago 208
a few years later 32
a few days later 90
a few months ago 226
a few days ago 217
a few minutes 47
a few days 147