Always will tradutor Turco
7,182 parallel translation
And it's my home. And it always will be.
Benim yuvam ve hep böyle kalacak.
And you always will, because I'm always gonna be who I am.
Ve nefret etmeye de devam edeceksin çünkü ben hep böyle olacağım.
No. It always will be.
Her zaman öyle olacak.
Bluebell's my home, and it always will be.
BlueBell benim yuvam ve hep öyle kalacak.
I love my wife and I always will.
Ben karımı seviyorum. Her zaman da seveceğim.
I am his brother and always will be.
Ben onun kardeşiyim. Hep onun kardeşim olacağım.
Yeah, and you always will be, but that doesn't mean you can't grow up.
Öyle de olacaksınız ama büyüyemeyeceğin anlamına gelmiyor bu.
I always will, but there's not this devastating hole inside me.
Her zaman seveceğim ama bu defa içimdeki o yıkıcı boşluk yok. Bir hayatım var.
I will always be here for you. Hey.
Her zaman yanında olacağım.
You will always be held captive by your love for each other.
Sonsuza dek birbirinize olan sevginiz tarafından tutsak tutulacaksınız.
I will always be grateful for what you've done for my family.
Ailem için yaptığın şeyler için sana her zaman minnettar kalacağım.
But I am your father and whatever you need, I will always be there for you.
Ama ben senin babanım. Ve neye ihtiyacın olursa olsun yanında olacağım.
That means whoever comes along will always be second-best, right'?
Bu da demek oluyor ki, kim olursa olsun, ikinci en iyi seven olacak, değil mi?
It will always be like that.
Bu gerçeği değiştiremeyiz.
I will always talk too loud and hug too much.
Ben her zaman yüksek sesle konuşup çok sarılacağım.
And even if it's a business gathering for a professional colleague, there will always be meshugas.
Profesyonel meslektaşlarımızla iş görüşmesinde olsak bile deliliklerim hep olacak.
And you will always have seats.
Ve sizin her zaman oturacak yeriniz olacak.
And I will always have your back.
Ve ben de her zaman seninkini kollayacağım.
I will now break-dance atop the gazebo'cause I have always wanted to do that!
Çünkü hep bunu yapmak istemişimdir.
I will always love you.
Seni hep seveceğim.
A part of me will always want to.
Bir tarafım bunu her zaman isteyecek.
And don't you worry, Dr. Lecter, you will always be cooked to perfection.
Ve merak etme Dr. Lecter her zaman mükemmel bir şekilde pişirileceksin.
He will always deny you.
Seni her zaman reddedecek.
You, with your fancy allusions and your fussy aesthetics, you will always have niche appeal, but this fellow, there is something so universal about what he does.
Senin süslü kinayelerin ve detaycı estetiğin hep dikkat çekecektir ; fakat bu adam... Yaptıklarını evrensel kılan bir şey var.
And I will always be honest with you.
Ve sana karşı her zaman dürüst olacağım.
And you will always be my son.
Her zaman benim oğlum olacaksın.
For me he will always be my little kid.
Evet ama o hâlâ benim küçük oğlum. Nasıldır bilirsin.
I will always be that man.
Daima o adam olacağım.
I always knew that he will become a big star one day.
Onun bir gün büyük bir yıldız olacağını biliyordum.
The asshole may not be liked, but he will always be necessary.
Bu dallama sevilmeyebilir ama daima gereklidir.
The son could have umpteen marriages he will always remain our own.
Erkek çocuk istediği kadar evlenir. Ama hep kendi ailesinde kalacaktır.
I love you and you will always be my friend.
Seni seviyorum ve sen her zaman benim arkadaşım kalacaksın.
You will always have me.
Her zaman bana sahip olacaksın.
We will always find you.
Bizden saklanamazsın.
He loves you, and he probably will always love you, but I still think he might be capable of killing you.
Seni seviyor ve muhtemelen her zaman sevecek. Ama hâlâ seni öldürebileceğini düşünüyorum.
It's why I love him and why no matter what he does, I will always stand with Ward.
Bu yüzden onu seviyorum ve ne yaparsa yapsın her zaman Ward'un tarafında olacağım.
Us selling drugs or cooking drugs it just doesn't look right. But it will always happen.
Bizim uyuşturucu satmamız veya uyuşturucu imal etmemiz pek doğru görünmüyor ama bu daima devam edecek.
No matter what... I will always have your back.
Ne olursa olsun ben daima senin arkanı kollayacağım.
I'm sorry. You know, Will, my mom always said,
Özür dilerim.
"Never meet your idol because they always disappoint you."
Will, annem her zaman şöyle der : "Asla idolünle buluşma çünkü her zaman hayal kırıklığına uğratırlar."
We always had this little "will they or won't they" thing going on.
Bizim aramızda hep "çıkarlar mı, çıkmazlar mı" olayı vardı.
And I will shine on Esteban's show the way I always shine!
Esteban'ın dizisinde her zaman parladığım gibi parlayacağım!
You will always risk your life to try and help people, and I will always be the guy that runs into that pipeline for you.
Her zaman hayatını, insanlara yardım etmek için tehlikeye atacaksın. Ben de her zaman senin için, boru hattına giren çocuk olacağım. Kuantum Birleştiricisi.
I will always accept a hug.
Kucaklaşmaya asla hayır demem ben.
I love my students, but I can't always do the things that I think will really help them learn, so... the idea of working from a macro level and influencing the science curriculum, potentially affecting all of the students in the city,
Öğrencilerimi severim, Onlara bir şeyler öğretmek için çabalıyorum, ama her zaman yapamıyorum. Büyük ölçekte çalışma fikri ve ders programını belirlemek, potansiyel olarak tüm şehirdeki öğrencileri etkilemesi, beni de etkiliyor.
I always will... but I chose not to be a part of their world.
Onların dünyasının bir parçası olmamayı seçtim.
You will not always be there to cover for him.
Ömrün boyunca ona göz kulak olamazsın.
" My mother would say,'you won't always have me, but you will always have the Lady of the Lake.'"
"Annem, ben hep yanında olamasam da Göldeki Kadın hep seninle olacak derdi."
I am not an extremist... But I will always vote to right.
Radikal de değilim ama her zaman sağ partiye oy attım.
Well, I hate to sound smug, Mr Spratt, but I would suggest that Her Ladyship will always need to dress and undress.
Bencil görünmek istemem Bay Spratt ama Leydi Hazretlerinin her daim giyinip soyunması gerekecek.
No matter how hard we run or hide, fate, like death, will always find us.
Ne derece kaçtığımız veya saklandığımız fark etmeksizin kader, ölüm gibi, bizi bulacaktır.
always will be 73
will 4406
william 1771
will you 5002
willy 296
willie 478
williams 400
willow 183
willis 102
willkommen 17
will 4406
william 1771
will you 5002
willy 296
willie 478
williams 400
willow 183
willis 102
willkommen 17
willing 37
willi 47
williamson 37
willard 96
willa 165
willpower 20
will you marry me 800
willem 32
willows 29
william shakespeare 26
willi 47
williamson 37
willard 96
willa 165
willpower 20
will you marry me 800
willem 32
willows 29
william shakespeare 26