And children tradutor Turco
13,538 parallel translation
Get the women and children in the common house and keep them calm.
Kadınları ve çocukları büyük eve koyun ve sakin kalmalarını sağla.
Women and children within!
Kadınlar ve çocuklar içeriye geçsin!
May he bless their union with love and children and wealth.
Evliliklerini aşk, çocuk ve refahla kutsasın.
This is a list of names, not just my wife and children but her father and the rest of her family.
İsim listesi, yalnızca eşim ve çocuğum değil babası ve geri kalan ailesi de var.
And his wife and children, they left this morning.
Eşi ve çocukları bu sabah onu terk etti.
Four years ago, Hasaan bombed a synagogue in buenos aires, Killed 31 people - - 14 women and children.
dört sene önce hasaan buenos aires'te bir sinagogu bombaladı 31 kişi öldü, 14 kadın ve çocuk.
But the truth is, he smoked two packs a day in his car for 20 years while his wife and children slept.
Fakat işin aslı, karısı ve çocukları uyurken 20 yıl boyunca arabasında günde iki paket sigara içmişti.
Right at that moment, across several star systems, children were being acquired and shipped, like freight to the planet Reach.
Tam o anda, birkaç yıldız sisteminde, çocuklar toplanıp dağıtılıyordu, yük gibi, Reach gezegenine.
Your bodies are already faster and stronger than other children, and we are going to make them even better.
Bedenleriniz hali hazırda diğer çocuklara göre daha hızlı ve güçlü, Ve onları daha da iyi hale getireceğiz.
CHILDREN TEASE AND LAUGH BOY : Come on!
- Hadi bu taraftan.
You see, right now, there are 100 random children who've each taken home a box just like that one and are shoving it under their Christmas tree.
Şu anda, bu kutuya benzer kutularla evine giden rastgele seçilmiş 100 çocuk var. Noel ağaçlarının altında sallayıp duruyorlar.
I'm cross-referencing credit card statements with toll road usage and families with children under ten.
On yaşın altında çocukları olan ailelerin kredi kartı ekstrelerinde paralı yol kullanımı olanları eşleştiriyorum.
- Aah! You took that money, and I punished Damon for your duplicity, and you tried to steal my children from me.
O parayı sen aldın ve senin sahtekârlığın yüzünden Damon'a ceza verdim ve çocuklarımı benden çalmaya çalıştın.
The big right-hander kicks a little dirt and tosses the rosin bag as my children grow up without me.
Yıldız sağ kroşe, ayağıyla tümsekten biraz toz çıkarırken reçine torbasını yere atar.
Do you know how long she and her husband wanted to have children together? 20 years.
Ne kadar uzun süre o ve kocası çocuk yapmak istemişler, biliyor musun?
When an Omec commander dies, his children eat his vital organs and gain his strength.
Bir Omec komutanı öldüğünde, çocukları onun gücünü kazanmak için hayati organlarını yer.
She just blackmailed Elizabeth, and offered up her life to be sure the Bourbons never threaten her children again.
Elizabeth'e şantaj yaptı ve Bourbon'ların çocuklarını bir daha tehdit etmemesini sağlamak için canını ortaya koydu.
On this day, the children were being served lamb skewers and chicken over couscous.
O gün çocuklara kuzu şiş ve kuskus üzeri tavuk servisi yapılıyordu.
The children need to be baking, they should be singing, they should be doing art and going on nature walks and doing all these things because there's this very short time that they're allowed to be children.
Bunların hepsini yapabilmeliler çünkü çocuk olmalarına izin verilen çok kısa bir zamanları var.
One killer, who espoused neo-Nazi and racist beliefs, not only killed all of these children, but blew up a federal building in downtown Oslo.
Neo-Nazizmi ve ırkçı görüşleri benimsemiş bir katil bu çocukları öldürmekle kalmadı Oslo şehir merkezinde bir hükümet binasını da havaya uçurdu.
I slept in children's beds around the country, and it was arranged.
Her yerde çocukların yataklarında uyudum. Benim için önceden hazırlanmışlardı.
If you so much as think of running out on your children, I'll find you and kill you myself.
Eğer çocuklarını bırakıp kaçmaya yeltenirsen, seni bulup kendi ellerimle öldürürüm.
I came here to defend my future, the future of my children, compatriots and country.
Buraya geleceğimi savunmaya geldim. Çocuklarımın, yurttaşlarımızın ve ülkemin geleceğini.
Yanukovych and his gang raised a hand against our children!
Yanukoviç ve çetesi çocuklarımıza el kaldırdı!
I was in a car accident with my husband and two children.
Kocam ve iki çocuğum ile bir araba kazası geçirdik.
When I was little, there was this... this stairwell and this room, and then there was... all these children.
Küçüktüm, şey... merdivenler vardı. Bir oda ve orada...
A horse kicked me in the penis when I was 16, and now I can't have children.
Ben 16 yaşımdayken bir at çüküme vurmuştu ve hala da çocuğum olmuyor.
And I know children who can...
Ayrıca tanıdığım bazı çocuklar- -
He's clever and curious, and like most gifted children, he can be... shy and reserved.
Akıllı, meraklı ve tüm yetenekli çocuklar gibi utangaç ve içine kapanık.
I will hunt these creatures down and eradicate them slowly, feeding them to my children piece by piece by piece!
Bu yaratıkları avlayacağım ve yavaşça yok edeceğim. Çocuklarıma parça parça yem edeceğim!
Your house is on fire, and your children all burn.
Evin yanıyor, çocuklarınla birlikte
In the poem, the ladybug can fly away from the smoke and fire, but her children burning is actually a reference to the larvae left behind on the plant, still trapped in their pupal cases.
Uğurböceği, şiirde ateşle dumandan kaçabiliyordu ama çocuklarının yanması, larvanın bitkinin üzerinde kalması ve pupasının içinden çıkamamasıyla ilgili.
I wait on you for 25 years, give you four children... Watch my body turn into a sack of potatoes... And in return, you still have the roving eye.
Sen 25 yıl adam için saçını süpürge et, dört tane çocuk doğur dipdiri vücudunu yün yorgana çevir ama beyefendinin gözü hâlâ dışarılarda olsun.
And who knows, maybe someday you will have children of your own, and you will know what your mother and I go through.
Ve kim bilir günün birinde belki bir anne olursun ve o zaman ne dediğimi anlarsın.
Yes, but no offenses since and 40 years and two children later, they're still happily married.
- Evet ama başka suçu yok ve 40 yıl ve iki çocuk sonrasında hala mutlu bir birliktelikleri var.
- Yes. And my children...
Evet ve çocuklarım.
Her children are frolicking under it with umbrellas and rubber boots.
Çocukları şemsiye ve lastik botlarla memenin altında gülüp eğleniyorlar.
- But it is an adult woman, and your work depicts children.
- Ama o yetişkin bir kadın ve senin eserin çocukları betimliyor.
Is there a reason the children with disabilities and black child are front and center?
Engelli çocuğun ve siyahi çocuğun önde ve ortada oturmasının bir sebebi var mı?
Thereby killing him, leaving his wife a widow and his children fatherless!
Öldürüp karısını dul, çocuklarını babasız bıraktı!
In Romanian lore, Zanna are creatures who guide and protect lost children.
Romanya kültüründe Zannalar kayıp çocukları koruyup yol gösterirler.
It's just a lot more work than I expected, and with three children and my patients...
Beklediğimden daha fazla işim oldu. Üç çocuğumu ve hastalarımı da sayarsak- -
And I started this day thinking we could accomplish the impossible, but now I'm gonna end the day with a woman probably dead on the street and a thousand African children who can't read.
Güne başlarken imkansız olan şeyleri bile başarabileceğimizi düşünüyordum ama günün sonunda sokaklarda yürürken düşüp ölecek bir hastam ve okuyamayacak binlerce Afrikalı çocuktan başka bir şeyim yok.
I come before you to say how proud and humbled I am to be your president and to say how sorry I am to my family, to Mellie, to my children, to every American, most of all, to those parents out there.
Sizlere, başkanınız olduğum için ne kadar onurlu ve gururlu olduğumu söylemek isterim. Her şeyden öte ailemden, Mellie'den, çocuklarımdan ve tüm Amerikalılardan özellikle siz anne-babalardan özür dilemek istiyorum.
Sarah Miles, one of the missing DEA agents, has two young children, age 3 and 5.
Kayıp ajanlardan Sarah Miles'ın 3 ve 5 yaşlarında iki çocuğu var.
And when he came back, he felt very angry and although he never mistreated his children, he never did, I became his victim.
Döndüğünde çok öfkeliydi çocuklarına asla kötü davranmamış olsa da öfkesinin kurbanı ben oldum.
We let you raise our children, and this is the thanks we get.
Çocuklarimizi büyütmenize izin veriyoruz ama karsiligi bu oluyor.
Well, the victim was a small child, and... Since mother Teresa often worked with poor children...
Kurban küçük bir çocuktu Rahibe Teresa da genelde muhtaç çocuklarla çalışıyordu.
They picked up their children from school, they made dinner, and they got a call.
Çocuklarını okuldan aldılar yemeği hazırladılar. Sonra telefon geldi.
The police showed up at their door and brought them here with those children to this room so that you can give them the worst news of their entire life.
Polis kapıya gelip çocuklarıyla beraber bu odaya getirdi. Hayatlarının en kötü haberini vermeniz için.
Stick Man lives in the family tree with his Stick Lady Love and their stick children three.
Çubuk Adam, aşkı Çubuk Kadın ve üç çubuk çocuğuyla birlikte aile ağacında yaşarmış.
children 2132
children laughing 26
and counting 62
and cross 26
and clear 27
and clearly 63
and child 20
and cut 152
and cute 22
and climbing 16
children laughing 26
and counting 62
and cross 26
and clear 27
and clearly 63
and child 20
and cut 152
and cute 22
and climbing 16
and clean 18
and carl 28
and c 97
and congratulations 82
and cold 23
and change 35
and coffee 27
and come on 21
and come back 23
and close the door 22
and carl 28
and c 97
and congratulations 82
and cold 23
and change 35
and coffee 27
and come on 21
and come back 23
and close the door 22