And even though tradutor Turco
2,858 parallel translation
Charlie and Aylin were inseparable and followed each other to the bottom three, and even though Aylin gave Charlie another shot, the mentors didn't do the same.
Aylin'le Charlie birbirinden son üçte bile ayrılmadı. Aylin ona bir şans daha verdi, ama danışmanlar vermedi.
I think he's a very special energy, and even though he did not kill it this week, I could still write for that kid.
İnanılmaz bir enerjisi var ve bu haftayı mahvetmesine rağmen hala onun için bir karakter yazabilirim.
And even though these objects are very dim in visible light, they can produce flares that are thousands of times more energetic than those released by the Sun.
Görülebilir ışıkta çok zayıf olmalarına rağmen patlamalar üretebilirler. Bunlar, Güneş'in ortaya çıkardıklarından binlerce kez daha enerjiktirler.
Yeah, and even though it's detachable, that vagina is, like, mind-shattering.
Evet, ne kadar sökülebilir de olsa O vajina, beyin sarsıcı derecede.
And even though I kept looking, I lied, Hotch.
Araştırmaya devam etsem de yalan söyledim, Hotch.
And even though it would mean my soul, if someone gave me a button to push that would end you, I would gladly push it.
Ruhumu satmak anlamına geliyor olsa da, eğer birisi senin işini bitirecek bir düğme verse seve seve basarım.
Jake and I haven't really talked, and even though he says he's cool, I don't think he is.
Ve arkadaş olarak geri dönebilirler miydi? Jake ve ben pek gerçekten konuşmadık, ve iyi olduğunu söylemesine rağmen, bence iyi değil.
And even though it doesn't make sense to either one of us right now, it will, it just...
su anda bu ikimiz için de çok saçma geliyor ancak durumu anlatinca...
And even though you never visited me here...
Her ne kadar sen beni burada ziyaret etmesen de...
Funny thing was, I thought it was gonna taste like iced tea, and even though it tasted like battery acid, I forced myself to drink that whole drink.
Komik olan şey şu ki, buzlu çay gibi tadı olacağını düşünmüştüm ama aksine pil asidi gibi tadı vardı onu içmek için kendimi zorlamıştım.
And even though your uncle Pete won't be around when you grow up, he'll still be watching out for you.
Pete Amca yanında olmayacak ama büyüdüğünde bile hala seni koruyor olacak.
And even though he never played you, you never quit.
Ve adam seni hiç oynatmasa bile hiç vazgeçmedin.
And even though, you always hang out with my best friend, you won't get nothing!
Ve bu arada en iyi arkadaşımla takılmaya devam edebilirsin hiçbir şey alamayacaksın!
And even though it started out with what they would call today a date rape, our marriage lasted 67 years.
Ve her ne kadar bugünlerde randevu tecavüzü dedikleri şeyle başlamış olsa da, evliliğimiz 67 yıl sürdü.
" And even though we kid around a lot,
" Ve cok sakalasmamiza ragmen
And even though you're rude, you're coming with me.
Ve her ne kadar kaba olsan da, sen de benimle geliyorsun.
And even though watching Simon's dad play golf was even more painful than watching Charlotte rub another man's shoulders...
Simon'un babasının golf oynayışını izlemek Charlotte'un başka bir adamın omuzunu ovmasını izlemekten daha acı vericiydi.
And even though I admire your willingness to sacrifice so that he has a better chance at life than you had,
Daha iyi bir hayata sahip olması için yapacağın fedakarlıkları takdir de ediyorum.
Even though the two Vietnams seem apart and different, they share the same parents.
İki Vietnam birbirinden ayrı ve farklı görünse de anne babaları aynı.
even though you betrayed your mom and screwed around on your fiancé. Somehow, you are still a good guy.
Bir şekilde, hâlâ iyi bir adamsın.
And don't worry, even though you're dumb, I still think you're pretty, and we're having sex tonight.
Ve merak etme, geri zekâlı olsan bile yine de tatlı olduğunu düşünüyorum ve bu gece seks yapıyoruz.
I'll never forget how much I ejac'd, and I'm sure you had a climax that was unbearable, even though I didn't even touch you, but it's gotta stop.
O kadar çok boşaldığımı bir daha asla unutmayacağım, ve eminim sen de dayanılmaz bir şekilde orgazm olmuşsundur, hatta sana hiç dokunmadım bile, fakat bu sona ermeli.
You don't like that I killed that traitor back there, even though he owned guns and a rebel flag, even though he shot one of my boys.
Silahı ve asi bayrağı olup adamlarımdan birini vurmasına rağmen o asiyi öldürmem hoşuna gitmedi.
Saturn F-1, which is even today, 45 years later, still the most powerful and the most reliable and the best rocket engine that's ever existed... even though he did that 45 years ago.
Aradan geçmiş 45 yıla rağmen hala en güçlü, en güvenilir ve en verilmi roket motorudur bu. Üstelik 45 yıl önce yapmıştır bu motoru.
And, Leonard, even though I don't have one anymore, I hope you have fun playing with it.
Leonard, benim artık bir oyuncağım olmasa da umarım sen oynarken çok eğlenirsin.
I'm sorry I hurt you, but I realized that, even though you tried to see past what I am Barry and I are the same.
Seni kırdığım için üzgünüm, ama şunu farkettim ki ne olduğumu unutmaya çabalasan da, Ben ve Barry aynıyız.
Even though Uganda was relatively safe They felt compelled to tell the world that Kony was still out there And had to be stopped
Uganda'nın nispeten güvenilir olmasına rağmen Kony'nin hala orada olduğunu ve durdurulması gerektiğini... söylemek için kendilerini zorunlu hissettiler.
Get drunk on it with me... " Even though this wild youth of yours is strange to me, at that moment, the noise and the chaos moved me.
Bu vahşi gençliğin bana yabancı olsa da tam o anda gürültü ve kaos beni etkiledi.
Even though spencer and I Have to move out Of this apartment
Bu gece spencer ve ben bu apartmandan taşınmak zorunda olmamıza rağmen
We did everything together, even though I was in Salford and he was in Beijing.
Onun Pekin'de, benim Salford'da olmamıza rağmen her şeyi beraber yaptık.
I mean even though you might come off as kind of pathetic, on a deeper level, by being able to judge you, it allows him to feel empowered, and a lot of men need that. Really?
Gerçekten mi?
So even though the convictions were overturned, we still must prove that Thane didn't commit the crimes in the first place, and the best way to do that would be to find the person that actually did.
Mahkumiyeti bozulsa da Thane'in bu suçları işlemediğini kanıtlamak zorundayız. Bunu yapmanın en iyi yolu bunu yapan kişiyi bulmaktır.
And I don't take it personally that Juliet feels that way, even though she simply couldn't be wronger.
Juliet'in o şekilde düşünmesini kişisel olarak almıyorum düpedüz hatalı olmasına rağmen.
During the last year, I fought for our relationship... even though I knew it was hopeless... and not right for either of us.
Son yılımız boyunca, umutsuz vaka olan ve bizim için doğru olmayan ilişkimiz için savaştım.
And eventually, his wife found out and called the police, and... even though I was the one who started it all, he was the one who went to jail.
Sonuç olarak karısı bizi öğrendi ve polisi aradı sonra bunu başlatan kişi olmama rağmen hapse giren kişi o oldu.
Because of his ability to plan and flawlessly execute his crimes, we're looking for someone capable of holding down a job, even though it's probably menial and unfulfilling.
Planlama yeteneği ve suçlarını kusursuz işlemesi nedeniyle, aşağı seviye ve tatmin edici olmasa bile, düzenli bir işe sahip birini arıyoruz.
I hope we don't bother you, Ted, because even though we're married and pregnant, it still makes sense that we all share adult-sized bunk beds.
Umarım seni rahatsız etmiyoruzdur, Ted. Çünkü evli ve hamile olsam da hepimizin büyük boy ranzada kalması çok normal geliyor.
Even though I knew she couldn't understand me, I-I just started telling her about this guy at work who tells terrible jokes and eats everybody's food out of the fridge, and whatever else I could think of to keep her mind off the pain in her hands,
Beni anlamadığını bildiğim halde, sırf ellerindeki acıyı unutup başka şeyler düşünebilsin diye iş yerinde berbat şakalar yapan ve herkesin yemeğini yiyen adamdan bahsettim.
- Even though we're engaged and...
- Nişanlanmamıza rağmen ve...
And then I'd type back "LOL," even though I'd barely "L," and it definitely wouldn't be "O.L."
Ben de ona gülen suratlarla filan cevap veririm.
But, Max, even though we're ruthless, every now and then, on our own behalf, we do put ourselves second, and I guess that's what makes us best friends.
Max, şimdi de ve bundan sonra da bu kadar acımasız olsak bile kendimizi diğerimizin yerine koyabiliyoruz. Sanırım bizi iyi arkadaş yapan da bu.
Because Ted Danson's supposed to be someone that we've never heard of, even though he's Ted Danson, and Tom Cruise is playing himself, the famous actor Tom Cruise, who is now inhabited by Ted Danson, who's not Ted Danson.
Çünkü Ted Danson'ın daha önce hiç duymadığımız birisi olması lazım Ted Danson olsa bile yine de ünlü... Ve Tom Cruise, kendisini oynuyor. Ünlü aktör Tom Cruise, bedenini Ted Danson olmayan Ted Danson'a vermiş.
And if I've got something ghastly to show, it means that I'm trying to get the message over to people that even though I like being in a war and I like being there because it's a great adventure for me, my duty is to be there for a reason, not just to have a bloody good time.
Ve eğer gösterecek kötü bir şeyim varsa bu insanlara savaşta olmayı ve orada olmayı sevdiğim mesajını veriyordu çünkü bu benim için büyük bir maceraydı görevim bir sebeple orada olmaktı, sadece iyi zaman geçirmek için değil.
It's so warm. Even though you and me are just these ones and zeros in a virtual world...
Sıcacık... yine de...
We'll just reintroduce ourselves and our cupcakes to Martha and impress her all over again, even though I'm wearing a necklace that I hate.
Kendimizi ve keklerimizi Martha'ya tekrar tanıtıp, onu yeniden etkileyeceğiz. Nefret ettiğim bu kolyeyi taksam bile...
And now these morons won't tell me anything, even though I've told them...
- Ve şimdi bu moronlar onlara anlattığımda, bana hiç bir şey söylemiyorlar.
Notice how calm we both are even though he had 20,000 people waiting, and I had three listless staff members waiting for a cab for me.
İkimizin de ne kadar sakin olduğumuzu fark etmişsinizdir. Onu bekleyen 20 bin kişi var, benim ise arabada bekleyen 3 çalışanım.
And you can get used to that feeling of invulnerableness, even though it's not true.
Doğru olmasa bile bu dokunulmazlık hissine kapılmıştık.
And it's smart, because even though I- -
Çok mantıklı, çünkü...
Even though our pictures will have no one in them, and, uh, my memories will feel empty.
Resimlerimizde olmayacağınız ve hatıralarımız bomboş olacak ama.
And that life felt safe, even though it wasn't.
O hayat bana güvenli geldi, hem de değilken.
and even worse 29
and even so 17
and eventually 133
and even then 98
and even now 20
and even if i did 66
and even if he did 25
and even if i could 18
and even 19
and even if they did 26
and even so 17
and eventually 133
and even then 98
and even now 20
and even if i did 66
and even if he did 25
and even if i could 18
and even 19
and even if they did 26
and even if you did 16
even though 141
though 17618
thought 125
thoughts 165
thoughtful 64
thought you should know 17
thought you'd never ask 44
thought i'd stop by 16
thought so 120
even though 141
though 17618
thought 125
thoughts 165
thoughtful 64
thought you should know 17
thought you'd never ask 44
thought i'd stop by 16
thought so 120
thought about it 30
thought you might be hungry 16
thought not 28
thought you'd want to know 16
and everything will be fine 34
and eat 28
and ever since 27
and everything changed 17
and everyone else 26
and every night 34
thought you might be hungry 16
thought not 28
thought you'd want to know 16
and everything will be fine 34
and eat 28
and ever since 27
and everything changed 17
and everyone else 26
and every night 34