Better than me tradutor Turco
3,815 parallel translation
With your poncey fucking voice and you think you're fucking better than me.
O siktiğim etkileyici sesinle benden daha iyi olduğunu sanıyorsun.
So she's better than me I mean in bed.
O zaman benden daha iyi şeyde.
Better than me?
Benden iyi mi?
"What won't you see me?" "Do you think you're better than me?"
"Beni neden görmedin?" "Kendini benden daha iyi mi sanıyorsun?"
She's doing a whole lot better than me.
Onun benden çok daha iyi olması.
That's who you think is better than me?
Böyle birinin benden iyi mi olduğunu düşünüyorsunuz?
Keep on the straight and narrow, concentrate on fighting, train hard, you'll be a lot better than me.
Doğru yolda sapmadan devam et, mücadeleye konsantre ol, sıkı çalış, benden çok daha iyi olacaksın.
Po has become... better than me at everything.
Po herşeyde benden daha iyi oldu.
You're better than me.
Benden daha iyisin.
Even then, you are better than me.
Öyle olsa bile, sen benden daha iyisin.
Why is it that you think you're better than me, Schmidt?
Neden benden daha iyi olduğunu düşünüyorsun Schmidt? Ne?
Why do you think you're better than me?
Neden benden daha iyi olduğunu düşünüyorsun?
And no one knows that better than me.
- Ve bunu kimse benden daha iyi bilemez.
She knows the place better than me.
Orayı bizden daha iyi biliyor.
You deserve someone better than me. I like you, Drew.
Benden daha iyi birisini hakediyorsun.
Like you guys know me better than me.
Sanki siz beni benden daha iyi tanıyorsunuz da.
Maybe you'll do better than me.
Belki sen benden daha iyi yaparsın.
Not cos he's better than me, cos everyone's better than me.
Benden iyi bir insan olduğu için değil, herkes benden iyi zaten.
Maybe you understand me a little better than I understand myself.
Belki de beni benden bile iyi anlıyorsundur.
Better you than me. I'm not much for running in place.
Olduğum yerde koşmaya alışkın değilim pek.
He made me better than what I knew I could be.
Beni olabileceğime ihtimal verdiğimden daha iyi biri yaptı.
Do you think she's better looking than me?
Sence o benden güzel mi?
I said is she better looking than me?
Benden güzel mi dedim?
I'm sorry if this seems sudden, but I know me, and maybe it's better sooner than later.
Aniden olduysa üzgünüm ama kendimi biliyorum ve şimdi olması sonra olacağından daha iyi olabilir. Ben geldim!
No one knows me better than you do, you know?
Kimse senin gibi tanımıyor beni.
I mean, you knew me better than anyone.
Demek istediğim, sen beni herkesten daha iyi tanıyorsun.
I've been waiting months for you to notice me. Notice that I'm better, sexier, smarter than her.
Aylardır beni fark etmeni bekliyorum benim ondan daha iyi, daha seksi, daha zeki olduğumu fark etmeni.
Ms. May, you've only worked for me for two months, and already, you know me better than I know myself.
Bayan May, yanımda sadece iki aydır çalışıyorsunuz ve şimdiden beni kendimden daha iyi tanıyorsunuz.
Well, better me than someone else.
Başkasındansa benim rehine olmam daha iyiydi.
Are you saying he's a better man than me?
Onun benden daha iyi bir adam olduğunu mu söylüyorsun?
You know me better than that.
Beni tanıyorsun.
There is no better and safe place than this, to thank me.
Bana teşekkür etmek için daha iyi bir yer olamaz.
What can you offer me that's better than money?
Paradan daha iyi bana ne önerebilirsin?
I am amazed you had nothing better to do on that plane ride than just look over at me to see if I was lookin'at you.
Hep iyiydim. Peki. Haydi bakalım.
Ryan, you're a better man than this. Be better for me.
Benim için daha iyi ol.
Sometimes, AnnaBeth, I think that you know me better than I know myself.
Bazen, AnnaBeth, beni benden daha iyi, bildiğini düşünüyorum.
Okay, maybe not so good, but... it's better than you trying to plant evidence to protect me.
Tamam, belki de o kadar iyi değildir, ama beni korumak için kanıt yerleştirmenden daha iyi.
It's better than yesterday when you called me Reggie.
Dün bana Reggie demiştin. Ondan iyidir.
I think you know me better than that.
- Bence beni bundan daha iyi tanıyorsun.
Believe me I know that better than most
İnan bana, onu çoğu kişiden iyi bilirim.
You'll be showing everyone how much better you are than me.
Benden daha iyi olduğunu herkese göstereceksin.
Better you than me.
Oku benim yememden iyidir.
You show me you're better than this.
Bana bundan daha iyi olduğunu göster.
Just promise me you'll be a better one than mine.
Sadece benimkinden daha iyi olacağına söz ver.
You need to take better care of her... Than you ever took of me.
Ona daha iyi bakmalısın, bana baktığından daha iyi.
You were always better at that sort of stuff than me, but we'll see how it goes.
Bu tür şeylerde hep benden daha iyiydin, bakalım nasıl halledeceğiz.
You know me better than that.
Bunu benden daha iyi biliyorsun.
Like you said, you trained me better than that.
Dediğin gibi beni iyi yetiştirdin.
Okay, Heather would be a much better tenant than me.
Pekala. Heather, benden daha iyi bir kiracı olacaktır.
... Far reaching, not to mention vigorous and bold, which is why I simply can't imagine a better soul to join me as co-chair than Eli James.
... dinç ve cesur olduğundan bahsetmiyorum bile. İşte bu yüzden eş başkan olarak ondan daha iyi birini düşünemiyorum Eli James.
But cos he makes me feel better, cos he's better than everyone.
Beni iyi hissettirdiği için, çünkü o herkesten daha iyi.