English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / Blow them out

Blow them out tradutor Turco

140 parallel translation
She has to blow them out as if it was her birthday
Doğum günüymüş gibi mumları söndürecek.
Now we must blow them out.
- Şimdi birlikte üflemeliyiz.
Blow them out.
Hepsini söndür.
Then blow them out of the sky!
Sonrada uçur!
- Skipper, what we do about it is blow them out of the water.
- Kaptan, Yapacağımız şey sadece onları okyanusun dibine göndermek.
I'll intercept them and blow them out of the sky.
Yollarını kesip onları yokedeceğim.
turtles, and my men have orders to blow them out of the sky.
Kaplumbağalar! Adamlarım onlara havadan müdahale etmek üzere emir aldılar.
Come on, blow them out!
Hadi, üfle!
Blow them out.
Mumları üflesene.
Blow them out separately, one by one.
Her birini ayrı ayrı söndür.
Blow them out!
Üfle şunları!
And Mommy will blow them out for you.
Annen hepsini senin için üfleyecek.
If you don't blow them out, I will.
Onları söndürmeyeceksen, ben söndüreceğim.
Ask your master to blow them out
Ustanıza söyleyin de üflesin.
No, no, no... it's better to blow them out your nose.
- Hayır, hayır sümkürmek daha iyi.
You'll tell me all your secrets, even I have to blow them out of you.
Sana zorla söyletmek zorunda da kalsam, bana bütün bildiklerini anlatacaksın.
Now, quickly, blow them out before the wind does.
Çabucak mumlara üfle ki rüzgar önce söndürmesin.
Go on, blow them out!
Üfle hadi!
Aren't you going to blow them out?
- Söndürmeyecek misin?
Come on, blow them out!
Haydi Carol, üfle onları!
Blow them out!
Üfle bakalım.
Do I blow them out or not?
Üfleyip söndürüyor muyum söndürmiyor muyum?
Blow them out, honey.
Söndür, tatlım.
I'll swing around from behind and blow them out of the sky.
Etraflarından dolaşıp onları yok edeceğim.
- Blow them out.
- Üfle şunları.
Blow them out.
Söndür hadi.
Yeah, I blow them out in back all the time.
Evet. Arkada hep patlatırım.
He'd probably try to blow them out of the sky.
Herhalde onları uzaya fırlatırdı.
Suppose that lad was to peach, to blow upon us all, first stealing out at nights to find the right folks for the purpose, then having a meeting with them in the streets... not grabbed, trapped, tried and brought to it on bread and water,
- Ee? Şu piçin hepimize ihanet ettiğini düşün. Geceleri gizlice dolaşıp, konuştuklarımızı, soyacaklarımızı öğrense sonra sokakta gizlice buluşup adamlara anlatsa.
Now blow out them candles.
Şimdi söndür o mumları.
Blow out them candles on that stupid cake.
O aptal pastanın üzerindeki mumları söndür.
If she turned on them, she could blow them both out of the water.
Yoksa "Bismarck" onları suyun üzerinde mıhlayabilir.
Blow out the candles, we'll keep them for later.
Mumları söndürün. Başka zaman kullanırız.
It'd be too easy for enemies to sneak in at night and blow up every one of them if they're left out there.
Düşman için geceleyin içeri sızmak ve atlatabilirlerse de şunların her birini havaya uçurmak çok kolay olurdu.
Pour in the soup and Blow the shit out of them.
Nitrogliserini dök er, havaya uçururdum.
How it's gonna look to them if the Governor tells the army to blow the shit out of your convoy?
Vali orduya konvoyunuzun canına okumasını emrederse onların gözünde durumu ne olur?
I hope they don't blow the bottom out of this tub... when you give them the Uzis.
Uzileri verdiğinde, umarım... dipçikleri düşürmezler.
Do you really think you can "blow the piss" out of them?
Onların da, anasını belleyebilecek misiniz?
And the best way of telling them is for you to blow your brains out?
Ve bunu onlara anlatmanın en iyi yolu... beyinlerini uçurmak mı?
I've been trying to get them all the same length. But I keep forgetting to blow'em out and I have to start all over again.
Hepsini aynı boya getirmeye çalışıyorum ama söndürmeyi unutuyorum ve baştan başlamak zorunda kalıyorum.
We blow the hell out of them.
Onları bomba yağmuruna tuttuk.
... h'hh set my charges and blow the shit out of them.
... ücretimi belirleyeceğim ve hepsini patlatacağım.
Come on. Blow them all out in one breath, one big breath.
Hepsini bir kerede söndürmeni istiyorum!
If you blow this CBS will eat your lunch next season and I'll be with them because I'm out of here!
Eğer bunu mahvedersen önümüzdeki sezon, lokmanı CBS yiyecek, ben de onlarla olacağım çünkü bırakıyorum!
- only got the tune of the time and outward habit of encounter a kind of yeasty collection which carries them through and through the most fanned and winnowed opinions and do but blow them to their trial, the bubbles are out.
Gösterişler, kırıtmalar altında sabun köpüğü gibi bir beyin. Böyleleriyle en parlak, en ince görünüşlü insanların ağzından girip burnundan çıkmayı becerirler. Ama içlerini yokladığınızda bir üfürmede sabun köpüğü gibi yok olurlar.
Why don't we save them the bother and blow our own brains out?
Neden onları zahmetten kurtarıp kendi beynimizi dağıtmıyoruz?
If I catch the miserable by-blow... who told those people the Queen's whereabouts, I'll cut his balls off and hang them out to dry on Jock Wemyss, so I will.
Eğer Kraliçenin nerede olduğunu gazetecilere söyleyen o adiyi elime geçirirsem, kendi ellerimle onu hadım eder pestilini çıkarır yediririm.
- If you manage to blow them all out, you you get to make a wish, only, you can't tell anybody...
- Hepsini aynı anda söndürmeyi başarırsan dileğin gerçek olurmuş. Ama dileğinin ne olduğunu- -
All right. I'll swing by for a minute, allow them to envy me grab a handful of popcorn shrimp, and blow out of there.
Pekala. Gidip biraz görüneceğim, beni kıskanmalarına izin vereceğim bir avuç dolusu patlamış mısır alıp oradan çekip gideceğim.
Who was Suzanna trying to kill when she caused the blow-out on the Punch and Judy van? Both of them.
Punch ve Judy minibüsünün tekerlekleri patlatıldığında Suzanna kimi öldürmeye çalıştı?
When I found out they were putting people in here, I tried to blow the whistle on them.
Buraya insanlar getirdiklerini anladığımda, bunu duyurmak istemiştim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]