Can't you sleep tradutor Turco

Can't you sleep?

- Uyuyamıyor musun?

You can't sleep upstairs.

Yukarıda uyuyamazsın.

Why don't you go now, so I can sleep.

Şimdi git de, biraz uyuyayım.

You can't sleep.

Uyuyamıyorsun.

Can't you sleep?

Uyuyamadın mı?

no, david, you can't sleep over.

Hayır, David. Bizde kalamazsın.

See, I can't sleep knowing you'd rather be here.

Senin bu tarafta uyumak istediğini bildiğim için uyuyamıyorum.

You can't go to sleep now.

Şu anda uyuyamazsın.

- And if you can't sleep?

- Peki ya sonra uyuyamazsan? - Ben de bir hap alirim.

Can't you see I'm getting my beauty sleep?

Güzellik uykumda olduğumu görmüyor musun?

Designed especially for those of you who can't sleep.

Özelik le uykusuzlar için.

To those of you who can't sleep... this is "Late Night With Nami."

Uykusuzlar için.... "Nami ile Gece yarısı"

- Nothing, i'm fine, i'm fine... - You can't sleep.

- Hiç, iyiyim ben, iyiyim...

( Sniffs ) Jack... if you can't sleep or you're having a nightmare Or... ( stammers ) or you just need to talk

Jack... uyuyamazsan ya da kabus görürsen ya da... ya da konuşma ihtiyacı duyarsan geceleri, ben... her zaman benim kapımı tıklatmalısın.

You can't even train your own husband to sleep at home.

Sen kocanı evde uyuması konusunda bile eğitemedin.

You know, Tirke, I can't sleep from all this love.

Biliyorsun Tirke, bütün bu sevgi olmadan, geceleri uyuyamam ben.

Aw, honey, you know I can't sleep without my knee in your back.

Ne kadar satın alabilirim bilmiyorum ama yığılıp kalana dek park edebiliriz. Bu bilgisayar ne gerek biliyor musun? Bir başka daha.

You get to sleep, young lady, or the big guy won't come at all. I can't sleep.

Şimdi uyu, küçük hanım, yoksa büyük adam hiç gelmez.

Why don't you go to bed and get as much sleep as you can?

Neden gidip biraz uyumuyorsunuz?

I can't even sleep in my own bed anymore unless you're in it.

Sen olmadan kendi yatağımda bile uyuyamıyorum artık.

If you sleep all the time, you can't say you're asleep.

Durmaksızın uyursan "uyanık" olduğunu söyleyemezsin.

Can you sleep? You haven't called me darling for more than a year.

Bana bir yıldan daha uzun bir zamandır sevgilim dememiştin.

I'm not supposed to sleep with you anymore, so I can't stay here anymore.

Artık seninle uyuyamayacağıma göre burada kalmamım bir anlamı yok.

- You can't eat or sleep...

- Yemek yok, uyku yok...

I can't... offer you anywhere comfortable to sleep.

Yatacak rahat bir yer sunamam.

God, I can't believe it. I was gonna sleep with you tonight.

Tanrım, bu gece senle yatacaktım bir de, inanamıyorum.

I can't believe you got them all to sleep.

Hepsini uyuttuğuna inanamıyorum.

Do you know I am so exhausted, and I can't even sleep?

Ne kadar bitkin olduğumu, uyuyamadığımı biliyor musun?

I can't sleep with you.

Seninle yatamam.

Well, if you can't sleep... why don't you do something constructive?

Tamam, madem uyuyamayacaksın neden daha yapıcı birşeyler yapmıyorsun?

Can't you sleep?

Uyuyamıyor musun?

So, why can't you sleep? You know what's good?

Peki niçin uyuyamıyorsun?

Maybe that's why you can't sleep - you forget how tired you are.

Belki de o yüzden uyuyamıyorsun. Ne kadar yorgun olduğunu unutuyorsundur.

So why can't you sleep?

Niçin uyuyamıyorsun?

No wonder you can't sleep.

Uyuyamadığına şaşmamalı.

I don't sleep if you can't.

Sen uyumazsan ben de uyuyamam.

If you can't sleep, get something to eat

Uykunuz mu kaçtı? Hadi bir şeyler yiyin! .

Can't you sleep?

- Uyuyamadın mı?

Honey, no, you can't go to sleep now.

Tatlım, şimdi uyumanın sırası değil.

You can't sleep with other girls.

Başka kızlarla yatamazsın.

You can't sleep.

Uyuyamazsın.

I can't sleep in the same bed as you.

Seninle aynı yatağı paylaşamam.

You got me so I can't sleep at night

"You got me so I can't sleep at night"

You're not the one who can't sleep at night.

Bütün gece uyuyamayan sen değilsin.

If you can't sleep, try drinking a glass of water from the other side.

Uyuyamıyorsan bir bardak suyu ters tarafından içmeyi dene.

Your daddy's been dead over a year... and you still can't sleep through the night.

Baban öleli bir yıldan fazla olmuş hâlâ geceleri uyuyamıyorsun.

You know I can't sleep without you.

Biliyorsun sensiz uyuyamam.

She can't sleep in there. No, I'm leaving you.

Bilmiyorsa bile sayende öğrendi.

"Why don't you stick around, and we can sleep together."

"Benimle kalabilirsin, herkes gittikten sonra sevişiriz."

No wonder you can't sleep.

Uyuyamamanıza şaşmamalı.

- You need a good night's sleep. - I can't sleep.

- İyi bir uykuya ihtiyacın var.