Close call tradutor Turco
550 parallel translation
That was a close call.
Kötü olacaktı.
That must have been a close call.
Kıl payı kurtulmuşsunuz.
That was a close call, my friend.
Ucuz yıfttın arkadaşım.
It was a close call.
Neredeyse ölüyordum. - Ne oldu?
But it was a close call.
Ama ucuz atlattık.
That was a close call, boy.
Kıl payıydı, delikanlı.
That was a close call.
Çok yaklaşmıştın.
Well, it was a close call.
Neredeyse ölecekmiş.
It was a close call.
Ama kıl payı kurtulduk.
That was a close call.
Kıl payı kurtuldun.
We had a close call.
Ucuz atlattık.
What a close call!
Zamanı geldi!
Laugh if you like, but I had a close call.
İstersen gülebilirsin ama paçayı zor kurtardım.
- A close call
- Ucuz kurtulduk.
That was a close call.
Paçayı zor kurtardık.
Dr. Martinez said you had a close call.
Dr. Martinez ölümden döndüğünü söyledi.
You had a very close call, but you're gonna be all right.
Kıl payı kurtuldun ama iyileşeceksin.
Close call there, wasn't it?
Çok az kalmıştı değil mi?
That was a close call.
Ucuz atlattık.
Frasier remained to watch my game, and to good-naturedly arbitrate a close call for us.
Fraiser oyunumu izlemek için kalmıştı ve çok zor karar vererek bize iyi bir hakemlik yapmıştı.
I mean, she's walking around nicely now, but it was a terribly close call.
Yani, şimdi güzelce yürüyor ama az kaldı gidiyordu.
He said this was a close call for his career.
Kariyerini ucuz kurtardığını söyledi.
That was a close call.
Bu çok yakındı.
She had a close call this evening.
Bu akşam kıl payı kurtulmuş.
- This isn't a close call.
Bak, bu görüşme seni köşeye sıkıştırmak için düzenlenmedi, evlât.
- Close call.
- Zor kurtulduk.
Close call. All right.
Kılpayı, kılpayı!
After my close call with Miss Piggy, I couldn't wait to get home.
Piggy'e az kalsın yakalanıyorduk. Eve bir an önce dönmeliydi.
Let me close the door, or I'll call for help.
Kapıyı kapatmama müsade edin yoksa yardım çağıracağım.
- Call them at the jail and have the guard to keep a close watch on them.
Başüstüne. İleri marş!
You have to have them to call the close decisions.
Doğru kararlarımız için onlar olmalı.
I live close to you, and if everything's all right... I'll call later and set your mind at rest.
Size yakın oturuyorum ve herşey tamamlandığında... size gelip bilgi veririm.
Now, sit we close about this taper here, and call in question our necessities.
Gelin şimdi, yan yana oturup şu ışıkta, görüşelim durumu, bütün sorunlarımızı.
Not what you'd call a close friend anymore but he writes to me, and I answer him.
Yakın bir arkadaş değildi. Bana yazıyor. Ben de cevap yazıyorum.
That's what I call cutting it close!
Az kalsın treni kaçırıyorlardı!
I just wanted to call and tell you that you can expect the escrow to close around the 10th of February. - I'll believe it when I see it.
İşin, 10 Şubat gibi hallolacağını haber vermek istedim.
When it's heavy and close like this, only some call it hurricane weather.
Hava kapalı ve alçaksa, bazıları buna kasırga havası der.
To call to each other they close their jaws.
Birbirlerine seslenmek için çenelerini birbirine vururlar.
And I call upon you, padre To close the meeting with a prayer.
Peder şimdi de toplantıyı bir dua ile kapat.
I don't hold much with what folks call total recall, But I guess you and him come pretty close to having it.
Şu topyekun hatırlama dedikleri şeye pek katıImıyorum ama o da sen de bunu neredeyse yapıyorsunuz.
Close your eyes and call him.
Gözlerini yum... ve onu çağır.
Just close your eyes. And call him.
Gözlerini yum... ve onu çağır.
I've got to close the beach, call the Mayor.
Plajı kapatmam gerekiyor, belediye başkanını arayayım.
No, don't close it. Someone will come to let me know I got a phone call.
Hayır hayır, kapatma, beni almaya biri gelecek, telefon gelince.
- Too close to call.
- Hemen hemen aynısınız.
Too close to call.
Sonucu tahmin etmesi zor.
Don't call me master as we are so close
Bana patron deme, biz arkadaşız.
Having dropped off Counsellor Troi for a visit home, we were fortunately close to the Sigma Ill system when its Federation colony made an urgent call for medical help.
Danışman Troi'i evini ziyaret etmesi için Uzayüssü G8'e bıraktıktan sonra, Oradaki Federasyon kolonisinden tıbbi yardım için acil çağrı yaptıklarında... Sigma III sisteminin yakınında olmamız büyük bir şanstı.
It's too close to call.
Bence biraz zor.
Close call.
Kafeteryada yemek saatinden kötü değil, değil mi Albert?
Close call at second.
Yani anlayabildiğin kadar iyi misin? 2'de yakın çağrısı.
call 1293
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calloway 20
callaghan 34
callaway 17
call me 1630
callen 415
call me when you land 16
calleigh 63
call me tomorrow 52
call your mother 29
call me later 113
callaghan 34
callaway 17
call me 1630
callen 415
call me when you land 16
calleigh 63
call me tomorrow 52
call your mother 29
call me later 113