Figure something out tradutor Turco
1,635 parallel translation
Okay. I'll figure something out.
Tamam, ben bir şey bulacağım.
I know it's a lot of money, but I'll figure something out, Dad.
Pahalı olduğunu biliyorum ama bir çaresine bakarım, baba.
Diane, maybe you and I can work together and figure something out.
Diane, belki belki beraber çalışıp bir şeyler yapabiliriz.
So maybe Peter can figure something out.
Belki de Peter bununla ilgili bir şeyler yapabilir.
Mr. Markland, um, i'm sure we can figure something out.
Bay Markland, bir şeyler ayarlayabileceğimize eminim.
A guy like this? We'll figure something out.
Bu tip bir adamla?
If you go to school today, we'll figure something out when you get home, okay?
Şimdi okula git.. .. eve döndüğünde bir yolunu buluruz tamam mı?
Let's, um, sit down and figure something out Because I would really love to cater this party.
Haydi, oturup bir şeyler ayarlamaya çalışalım çünkü bu organizasyonu gerçekten istiyorum.
We will go back and figure something out.
Geri dönmenin bir yolunu bulacağız.
In the next ten minutes, we're gonna figure something out.
10 dakika içinde bu duruma bir çare bulacağız.
Okay, I'll call Mike at the quarry and figure something out with the kids.
Tamam, tamam. Çocukları Mike'a bırakmanın bi yolunu bulurum.
Just figure something out, I guess.
Sanrım bir şeyler düşünürüm.
We'll figure something out.
Birşeyler düşüneceğiz.
Yeah, dude, we'll figure something out.
Evet dostum, birşeyler düşüneceğiz.
We'll figure something out, okay? i promise.
Bir hal çaresine bakacağız, Tamam mı?
Yeah, we'll figure something out.
Evet bir çaresine bakacağız.
I'm sure we can figure something out.
Eminim birşeyler ayarlayabiliriz.
I guess they'll figure something out.
Ayrıca atlatmanın bir yolunu da bulurlar.
Until I can figure something out.
Ben başka bir çaresini buluncaya kadar.
Just until I can figure something out.
Ben bir şeyler bulana kadar.
We can figure something out.
Bu işi çözebiliriz.
I mean, Brown's a smart guy, he can figure something out.
Yani, Brown akıllı biri, bir şeyler bulabilir.
- I'll figure something out.
- Bir çaresini bulurum.
we'll figure something out.
Bir şeyler düşünürüz.
We'll figure something out.
Bir yol bulacağız.
Well, we've got to figure something out.
O zamana kadar bir şeyler düşünürüz.
You'll figure something out.
Bir yolunu bulursun.
Maybe we figure something out. You know?
Belki bir şeyleri çözeriz.
Oh, Dave, we gotta figure something out.
Ah Dave, bir şeyler düşünmemiz lâzım.
We gotta figure something out soon.
En kısa zamanda bir şeyler düşünmemiz lâzım.
I'll figure something out.
Bir çaresine bakacağım.
Your dad - He found some papers at work,... and he was trying to figure out what they meant. And he got a little bit too close to something... -
Baban, işyerinde bazı kağıtlar bulmuş ve bunların ne anlama geldiğini anlamaya çok yaklaş...
Tell me something, Teddy. When are you gonna get your head out of your butt and do something useful? Like figure out how to make a toupee... that doesn't go AWOL every time I crawl under a damn sink.
Söylesene Teddy ne zaman kıçından kafanı çıkarıp lavabo altına girdiğim her defasında şu peruğun kaybolmaması gibi yararlı bir şey yapacaksın?
WELL, THERE IS SOMETHING THAT WE'RE TRYING TO FIGURE OUT.
Pekala, Anlamaya çalıştığımız birşey var.
Until we can figure out what's causing this. Fargo, didn't you say something about, uh, Syn water in the bloodstream?
Fargo, kan dolaşımındaki yapay su hakkında bir şeyler söylememiş miydin?
We can't figure out what the message means, but it has something to do with him dying.
Mesajın ne anlama geldiğini çözemedik fakat bence ölümüyle alakalı.
We'll figure out something to keep you guys working.
Çalışmalarınıza devam edebilmeniz için sorunu halletmeye çalışacağız.
We will figure something else out.
Başka bir yol bulacağız.
If something's going on, we'll figure it out.
Eğer bir terslik çıkarsa halledebiliriz.
Okay, if you have something to tell me, You're going to have to figure out a way to tell me.
Tamam bana söyleyecek bir şeyin varsa söylemek için bir yolunu bulacaksın.
Until I can figure out what it is, I don't know if the wound was caused by something or someone - our killer.
Bunların ne olduğunu anlamadan, kurbandaki sıyrıkların neye ya da kime ait olduğunu bulamam.
There has to be something we can figure out.
Yapabileceğimiz bir şey olmalı.
Yeah, I'll just, uh, hey, I'll figure something else out.
Ben.. Ben bir çaresine bakacağım.
Well, you'll figure out something.
Eh, sen birşeyler bulursun.
- Then figure something out.
Öylece...
If this doesn't work out we'll talk, and we'll figure something else out that does work for both of us.
Eğer işe yaramazsa konuşuruz ve ikimiz birlikte bunun işe yaraması için bir çözüm yolu buluruz. Anlaştık mı?
There's something unique about the bonding of this chip and body, and if we don't figure out how to replicate it, this whole contract is in danger.
Bu vücut ile çip arasında eşsiz bir bağ var. Nasıl kopyalayacağımızı bulamazsak kontratımız tehlikeye girer.
'Cause if you're doing something and you want to stop, you're not going to stop until you figure out what it is you're actually doing.
Çünkü eğer bir şeyler yapıyor ve durmak istiyorsan duramazsın gerçekte ne yaptığını anlayana kadar.
I'll figure out something.
Bir şeyler düşüneceğim.
And we'll try to figure out something here.
Biz de bir şeyler bulmaya çalışırız.
I'll have to figure something else out.
Başka bir şey bulmam gerekecek.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
out of 299
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
out of 299