Ga tradutor Turco
40,674 parallel translation
I come down here to think every night and gaze at that green light.
Buraya her gece gelirim ve yeşil ışığa bakarım.
Eventually, the dolphin leads the crew to an open gap in the forest.
Nihayet yunus, ekibi ormanın içindeki bir açıklığa getiriyor.
Sung Ga, is the feast preparation going well? Yes.
- Seong, hazırlıklar yolunda gidiyor mu?
A bunch of garbage!
Saçmalığa bak! O beyinsiz insanları nereden bulacaklar?
He's been fishing 50 miles offshore, but now he's not far away.
Baba kıyının 90 km uzağında balık avlıyordu ama artık kıyığa çok yakın.
Hey! For our new friends, it's tradition that the procession carries the statue of St. Charles of Mount Argus from the church to the cemetery, where we honor the dead.
Aramızda yeni olan arkadaşlarımız için, gelenek şudur ki tören alayı, Mount Argus'lu Aziz Charles'ın heykelini kiliseden mezarlığa, ölümü onurlandırdığımız yere taşır.
Yeah, it's heading right for the cemetery.
Evet, dosdoğru mezarlığa gidiyor.
Okay.
- Güzel, keza bulut mezarlığa giriyor ve saygısını göstermek için geldiğini sanmıyorum. - Tamam.
I assume you were undercover and got made?
Gizli görevdeydin ve kimliğin açığa çıktı herhalde değil mi?
Whether it's deep-sea fishing or hit man hunting, you don't throw your friends out there as bait.
İster açık deniz balıkçılığı, ister tetikçi avı olsun, arkadaşlarını ortalığa yem diye atamazsın.
Yeah, well, let me explain something to you about dancing.
Dans konusunda bir şeyi açıklığa kavuşturayım.
Take care of our little dear, I will go engineer
Bu ufaklığa iyi bak, ben gidiyorum Mühendis
And how, pray tell, did this new information come to light?
Peki bu yeni bilgi nasıl böyle açığa çıktı?
And I'm worried about you, but I'm more concerned about that darkness touching Raimy and I can't let that happen.
Ve senin için endişeleniyorum. Ama daha çok Raimy'nin bu karanlığa bulaşmasından korkuyorum. Buna asla izin veremem.
Need more medial retraction on the artificial kidney to expose the renal hilum.
Renal hilumu açığa çıkarmak için yapay böbreğe medyal ayırma uygulamalıyız.
Maybe my alien experience is highlighting some problems in my marriage.
Uzaylı deneyimim evliliğimdeki bazı problemleri açığa çıkarıyor sanırım.
You don't know what you're about to unleash on our world.
Bizim dünyamızı açığa çıkardığının farkında değilsin.
Damn it... the van's blown.
Katretsin... minibüs açığa çıktı.
Let's you and me get a couple of things straight.
Birkaç şeyi açıklığa kavuşturalım.
No.
Ayrılığa gelince, olamaz.
This... ordeal has clarified some things for me.
Bu... zorlu süreç bana bir şeyleri açıklığa kavuşturmamı sağladı.
You're playing the premiership now.
Başkanlığa oynuyorsun şu an.
He's going to expose Chopper Base.
Chopper Üssünü açığa çıkaracak.
My coworkers act like they're curing world hunger, and my boss is literally like a bad guy out of a comic book.
İş arkadaşlarım sanki dünyadaki açlığa çare bulmuş gibi hareket ediyorlar patronum da tam anlamıyla bir çizgi romandan çıkmış kötü adamlara benziyor.
You think he should be a tradesman.
Tüccarlığa başlasın istiyorsun.
The woman he reached out to didn't look like a pervert, but you be the judge.
Bağlantı kurduğu kadın bir sapığa benzemiyor, ama kararı siz verin.
And I'll walk in the light once more.
Işığa bir kez daha yürüyeceğim.
It's her cub, taking her first steps towards adulthood and independence.
Bu, yavrusu. Yetişkinliğe ve bağımsızlığa doğru ilk adımlarını atıyor.
But no lions fail more often than those that live in the desert.
Fakat hiçbir aslan, çölde yaşayanlar kadar sık başarısızlığa uğramaz.
Flying in formation, they try to drive their quarry into the open.
Bir düzen içinde uçarak avlarını açıklığa sürmeye çalışırlar.
The road has turned into a bog.
Yol bataklığa dönmüş durumda.
Pushing through deep snow is exhausting work, and the bison are now slowly starving.
Derin karları yarıp geçmek çok zahmetli bir iş ve bizonlar artık yavaşça kıtlığa giriyor.
The falcons need to flush their prey into the open.
Aladoğanların, avlarını açıklığa çekmesi gerekir.
I'm speaking now to the presence inside Angela Rance...
Angela Rance'in içindeki varlığa sesleniyorum...
Also, to that point, we're all in danger of revealing ourselves through little clues such as... cave man wrapping skills.
Ayrıca, bir bakıma, hepimiz bazı küçük ipuçlarıyla kendimizi açığa vurma tehlikesiyle karşı karşıyayız, şey gibi mesela... mağara adamı gibi ambalajlama yeteneği.
And that men of his large stature are more susceptible to a wide array of life-threatening diseases.
Ve onun boyutundaki insanların envaiçeşit ölümcül hastalığa daha elverişli olduğunu.
You are a gift to mankind.
Siz insanlığa bir hediyesiniz.
I'm gonna push through into the ventricle to try and capture.
Karıncığa doğru ittirip yakalamaya çalışacağım.
Oh, I can't. ♪ If you need a light ♪ ♪ I'd find a match ♪
Işığa ihtiyacın olsaydı kibrit bulurdum.
She could be stuck in a pit somewhere, or quicksand.
Bir çukura düşmüş olabilir veya bataklığa batmış olabilir.
Don't go to the light!
Işığa teslim olma!
You've never disappointed anyone.
Soyunuzdan gelip de beni hayal kırıklığa uğratan biri olmadı.
Go to the light.
Işığa doğru git.
It's because I can't have my identity leaked.
Kimliğimin açığa çıkmasına müsaade edemem.
Once I was able to weed out all the crank cases and debunk a few of the myths, I was able to tabulate a list of all the known disappearing ships within the borders of the triangle.
Bütün olayları inceleyip, birkaç efsaneyi de açığa çıkarınca üçgenin sınırları içinde kaybolduğu bilinen bütün gemilerin bir listesini oluşturdum.
For all I know, you could be on your way to a bachelorette party.
Bildiğim kadarıyla bekarlığa veda partisine gidiyor da olabilirsin.
It is science's greatest gift to mankind.
Bilimin insanlığa en muhteşem hediyesi.
Does it make any sense that the people have to clean it up?
Bunu halkın temizlemesi akla mantığa sığıyor mu?
And as far as time until caught... they started three years ago but have gone dark... so they are still on the loose.
Yakalanmadan geçen zamana bakarsak üç yıl önce başladılar ama karanlığa karıştılar. YAKALANMA SÜRESİ : HENÜZ YAKALANMADI
And that's really what cracked things open.
Ve işleri açığa çıkaran da işte buydu.
I'm surprised that you're actually useful.
Bu denli işe yarar olman beni şaşkınlığa sürükledi de ondan.