Get one free tradutor Turco
209 parallel translation
Pay for one and you get one free.
- Daha önce gelmiş miydiniz?
Steal one, get one free.
Bir tane çalana bir tane bedava.
Two more, I get one free.
2 tane daha oldu mu, bir tanesi bedavaya gelecek.
Buy one, get one free.
Birini aldım, diğerini bıraktım.
Yeah. "Free Fer Fridays." It's our promotion... where you buy one Super Patty and get one free.
Doğru mu? Evet. "Cumaları Bedava." Bu büyük boy çörek aldığınızda bir tane de bedava almanızı sağlayan promosyonumuz.
- Buy a video, get one free. - No, thanks.
- 10 kaset alana bir bedava.
Two for five, you get one free.
Bir beşliğe iki tane, bir tane de bedava.
I guess my "buy one, get one free" flyer is really bringing in the business.
Sanırım "Bir alana, bir bedava" el ilanım bayağı iş getirdi.
You get one free bear claw every lunch break.
Her öğle paydosunda bir tane sana bedava vereceğim.
It's like a yard sale. Buy one, get one free.
Bu Kumaş satışı gibi Bir alana diğeri bedava.
You get one free 9-1-1 call.
Bir defaya mahsus 9-1-1 bedava arayabilirsin.
And do you know if you buy six bottles, you get one free?
Ve biliyor musunuz ki altı şişe alırsanız, bir tane de bedava veriyorlar.
You get one free box of ammunition.
Bir kutu bedava mermi alacaksın.
You get a free crack at the guards, even a chance to kill one.
Gardiyanlara vurma hakkınız var, hatta öldürme fırsatınız bile.
One grand down and you get the last month free.
Bin dolar ödüyorsun ve geçen ay ücretsiz oluyor.
If you ever get caught in the net be sure no one will free you
Bir gün tuzağına tutulursan kimse seni kurtaramayacak
If you ever get caught in the net no one will free you
Tuzağına düşersen bir kere hiç kimse çıkaramaz seni oradan
If you ever get caught in the net no one will free you
Tuzağına düşersen Bir kere hiç kimse çıkaramaz seni oradan
One more you get out of jail free. All right.
Bir tane daha, hapisten bedava çıkıyorsun.
And now, all my horny listeners... get one hand free, because...
ve şimdi, benim azgın dinleyicilerim... Bir eliniz serbest olsun, çünkü...
- Tolerate! Could you tolerate the one billion dollars of free press... we're gonna get because of what happened down there today?
Bugün olanlardan dolayı kazandığımız 1 milyar dolar değerindeki bedava reklamı hoş görebilir misin?
One of Dad's socks get free?
Babamın çoraplarından biri serbest mi kaldı?
Oh. Tammy was the one who could eat six burritos at Senor Mario's and get the seventh one for free.
Tammy Senor Mario'nun dürüm yemeğini ücretsiz alabilen yedi kişiden biriydi.
Buy three tubes of Mr. Blister... get one free. Ooh.
Ooh.
This is your one "get - outta - jail - free" card.
Okey, bu senin tek "Cezaevinden kurtuluyorsun" biletin.
You get one shot from the free-throw line.
Serbest atış bölgesinden bir atış yapacaksınız.
He got a free show. Now we get one.
O bize bir gösteri yapmıştı, sıra bizde.
For one little second... you think you're going to get away free and clear.
Bir bakarsınız... her şey yolunda gibidir.
TO ANY NEW YORK CITY HEALTH CARE CLINIC, AND YOU GET A CLEAN ONE FREE! ( EVERYONE ASKING QUESTIONS )
Herhangi bir New York'daki sağlık ocağına pis iğnelerinizi getirin ve yenisiyle bedavadan değiştirin!
If I can get the last one, the curse will be lifted and I'll be free.
Sonuncusunu da öldürebilirsem, lanet kalkacak ve özgür olacağım.
The state line was one hour and one half... a short ride to Evingston, Wyoming... where you could get booze like a free man... like boozers used to go to Canada for the poison during Prohibition.
Eyalet sınırı bir buçuk saat mesafedeydi... Evingston'a kısa bir yolculuk, Wyoming... Özgür bir adam gibi alkollü içki alabileceğimiz yer.... alkollü içkilerinde yapım sırasında Kanada'dan zehir aldığı gibi.
You tell them that the car was stolen, and then you get another one free.
Onlara arabanın çalındığını söyleyeceksin, ve sonra bir tane bedava araban olacak.
You get that one for free.
Bu seferki bedava.
Buy five, get one for free.
Beş tane alırsan, bir tane de bedava.
You should get one for free, a really big fucking cunt.
Gerçekten büyük lanet olası bir tane bulmalısınız.
Can I get one for free?
Bir tane bedava alabilir miyim?
You order one meat lover's, you get another free meat lover's.
Bir et sever pizzası siparişi verince bir tane de bedava veriyorlar.
There's a similarity between the folk process where a poem or a song or a story can get refined and reshaped by one teller or singer after another and the way free software gets improved.
Halk müziğindeki imece usulüyle özgür yazılım hareketinin gelişimi arasında benzerlikler vardır Çünkü Halk müziğinde de bir şiir veya şarkı türkücüden türkücüye değişikliklere uğrayarak gelişir
Buy one eyeball, get the second one free!
Masa da dahil. Bir tane göz alana, ikincisi bedava!
One more and I get a free hysterectomy.
Bir kere daha ameliyat olursa bedava rahim ameliyatı kazanıyorum.
I can go to the pound and get another one for free.
Polis köpek merkezinden bir tane daha edinebilirim.
You know, you come in here so often, I should really give you one of those little cards so, after 12, you get a free one.
Buraya o kadar sık geliyorsunuz ki, size bu küçük kartlardan vermem gerekecek ve 12 tane biriktirdikden sonra, bedava muayene kazanacaksınız.
Buy the first installment and get the second one free.
İlk fasikülünü alana ikincisi bedava.
Suck one! It's a free country and I can get a whore if I want to!
Burası özgür bir ülke ve istersem eğer fahişe getirebilirim!
Listen, one of the partners can get me 2 free tickets tonight for La Boheme.
Ortaklardan biri bana La Boheme için iki bilet ayarlayabiliyor. Altıya kadar haber vermem lazım yoksa biletleri başkasına verecek.
Why don't get one of those hands-free phones?
Şu, eller-serbest telefonlardan neden almadın?
I'm a member of this club where if I eat one more sub, I get a free sub sandwich.
Bir sandviç yiyene diğerini bedavaya veren bir kulübün üyesiyim.
Mr. Little, this is good to get-out-of-jail-free one time only... on anything up to aggravated assault.
Bay Little, bir kereliğine karakoldan çıkma kartınız şiddetli saldırı dışında her şeyde geçer.
If you win this one, guys, you get free beer for a week!
Eğer bir maç daha kazanırsak, çocuklar, bir hafta bedava bira alacaksınız!
Get down on this table and I can see if I can stay on you till the buzzer sounds. I hope you're having a lot of fun, Chris,'cause soon as I get one arm free, I'm gonna kick your sorry ass. Ugh!
Şu masaya bir domal da, sinyal verene kadar üzerinde kalabilecek miyim bir bakalım.
You get a free crack at the guards, even a chance to kill one.
Gardiyanlara vurma hakkïnïz var, hatta öldürme fïrsatïnïz bile.
get one 32
freeze 1975
free 1319
freedom 506
freeman 47
freezing 64
freedman 61
freeway 47
freezer 21
freely 17
freeze 1975
free 1319
freedom 506
freeman 47
freezing 64
freedman 61
freeway 47
freezer 21
freely 17
freelance 36
freestyle 16
freelancers 16
free beer 19
freeze it 76
free food 26
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
freeze frame 16
freestyle 16
freelancers 16
free beer 19
freeze it 76
free food 26
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
freeze frame 16
free card 49
free will 29
free at last 59
free of charge 82
free me 36
free zone 79
free environment 20
freedom of speech 20
freek 37
free and clear 29
free will 29
free at last 59
free of charge 82
free me 36
free zone 79
free environment 20
freedom of speech 20
freek 37
free and clear 29