High five tradutor Turco
1,026 parallel translation
High five!
Çak!
High five!
Çak bir beşlik!
High five.
Çak bir beşlik.
High five. - Swoop!
Göze göz.
Ahh-ha-ha-ha! High five, son!
İyi iş, Evlat!
- High five!
- Çak!
- It's a high five.
- Çak hareketi.
Give me high five.
Ç akın bakalım.
High five!
Aşağıdan çak!
HOW HIGH? HUNDRED AND FIVE.
- Kaç derece?
High-five.
Yukarı beşlik.
Mikey, high-five.
Mikey ver bir beşlik.
Hey, Gerber-face, high-five.
Selam hoşaf surat, ver bir beşlik.
So the county built a new, state-of-the-art jail... that was five stories high and filled a city block.
Bu yüzden bölge yeni ve son teknoloji ürünü sanat eseri gibi bir hapishane inşa ettirdi.
Five o'clock high.
Sağ tarafta yukarıda.
Jerry, five high.
Sağda yukarıda Alman uçağı.
This place is huge, like five times as big as junior high.
Burası çok büyük, ortaokuldan beş kat daha büyük gibi.
- High terrain five miles ahead.
- Tepelik alan 8 km ötede.
The CIA estimates about 600,000 killed during that five-year period, which is mostly either US bombing, or a US-sponsored war. So that's pretty significant killing. Also, the conditions in which it let Cambodia were such that high US officials predicted that about a million people would die in the atermath just from hunger and disease because of the wreckage of the country.
İnsanların oluşturduğu yıkıcı güçlerin sınırlı olması durumunda ve dünyanın sınırsız kaynakları olduğunu, ve dünyanın sınırları olmayan bir çöp bidonu olduğunu varsayarsak ; bu ilkenin getirdiği her zorluğa ve adaletsizliğe rağmen dayanayacağını söyleyebiliriz.
He had, like, five hundred magazines... of the kind with the chicks and the high heels... like they look like they're ready for a... exam.
... nereden baksan beş yüz kadar erotik dergi olduğunu gördüm. Yüksek topuklu bir dolu sürtük jinekologda muayeneye hazır durumdaydı.
Anyway, she learned nothing in five years of high school and you worshipped her for it.
Her neyse, lisede geçirdiği beş yıl boyunca hiçbir şey öğrenmedi Ve siz bunun için ona hayrandınız.
Hey, Bud. High-five me, buddy.
Merhaba Bud, çak dostum.
Air high-five.
Çakıyormuş gibi yapalım.
Save your pathetic high-five.
Acınacak haldeki çakışını kendine sakla.
It's five, six feet high. I'm guessing nine feet long.
Yaklaşık 2 metre yüksekliğinde, 3 metre uzunluğunda.
Forty-five percent are high.
% 45'i uyuşturucu satıcısı.
I'd high-five ya, but then you'd be an only child.
Sana beş verirdim, ama sonra kardeşsiz kalırdın.
Everyone always thinks I'm the screw-up... just because I don't have a job or a relationship... and high school was the worst five years of my life.
Herkes benim başarısız olduğumu düşünüyor. İşim ya da bir ilişkim yok diye. Lise de hayatımın en kötü beş senesiydi.
- AI, give Bud a high-five.
- Al, Bud'a aferin de. - Hayır yapamam Peg.
Yeah! Yeah, high-five some more. Man, my little brother could score on these guys.
Adamım, benim küçük kardeşim bile bu adamlara karşı sayı yapabilir.
Wasn't he busted five years ago for selling high-tech weaponry to the Third World?
O 5 sene önce yüksek teknoloji ürünü silahları Üçüncü Dünya Ülkelerine satmaktan yakalanmadı mı?
To bring you life and get you high, I offer the sweat of five men's thighs.
Seni tekrar hayata döndürmek için beş erkeğin bacak terini sunuyorum.
I'm in South America, on the top of an immense sandstone plateau 9,000 feet high, five miles across, surrounded by huge vertical cliffs.
Güney Amerika'da, 900 metre yükseklik, 8 kilometre genişliğe sahip dev uçurumlar ile çevrili geniş kumtaşı platosunun tepesindeyim.
Yeah, let's high-dose him. Five milligrams.
- Evet, yüksek doz verelim. 5 mg.
Can you believe that tomorrow is our five-year high school reunion?
Yarın Lise mezuniyetimizin 5. yıl kutlamasına gideceğimize inanabiliyor musunuz?
I saw cities floating in the air five miles high.
8 km. yukarıda havada uçan şehirler gördüm. Her şeyi biliyordum.
- High dose epi, five mgs.
- Yüksek doz epi, 5 mg.
Dad, high-five!
Baba, çak!
- Yes, sir, we did, but we didn't count on the SEAL unit being delayed for five hours... and then exfiltrating this close to this high terrain.
- Evet efendim, kattık. Ama SEAL Ünitesi'nin 5 saat gecikeceğini hesaba katmamıştık.
The High Court abstains from capital punishment and sentences the accused to five years in prison
Yüce mahkeme, haklarında idam cezası vermedi. Ve 5 yıl hapis cezasına hükmetti.
Give me a high-five!
Çak bir beşlik!
High-five on the nose.
Buruna bir beşlik.
I can't believe Dad finally came to his senses. - Yes. - Shall we attempt a high-five?
Babamın sonunda aklını başına topladığına inanamıyorum.
[Bilham] The powerful underground forces which pushed these mountains... five miles high also cause massive earthquakes.
Bu dağları 8 kilometre yukarı iten güçlü yeraltı baskıları aynı zamanda şiddetli depremlere yol açar.
We had two bags of grass... 75 pellets of mescaline... five sheets of high-powered blotter acid... a salt shaker half-full of cocaine... a whole galaxy of multicolored uppers, downers, screamers, laughers.
İki torba otumuz... 75 topak mescaline... 5 levha kafası yüksek kağıt acid... yarısı kokain dolu bir tuzluk... Her renkten bütün bir galaxy, yükselticek, sakinleştirecek, çığlık attıracak, güldürücüler vardı.
- So now, less than five years later... you can go up a steep hill in Las Vegas and look west... and with the right kind of eyes... you can almost see the high-water mark... that place where the wave finally broke... and rolled back.
Aradan ancak beşyıl geçti... Las Vegas'ta yüksek bir tepeye çıkıp batıya bakınca... doğru gözlerle bakınca... dalganın en sonunda nerede patladığını... ve geri sürüklendiğini... görüyordunuz.
Just give me five more high-speed hours before You bring the hammer down.
Çekicini indirmeden önce bana beş hızlı saat daha ver
Well, uh, Irving stock just hit a five-year high, so I'd say the outlook's pretty rosy.
Şey, lrwing'in stokları son beş yılın en yüksek düzeyinde. Yani ben derim ki sonuç gayet verimli olacak.
It's five miles high, going 600 miles an hour!
5 mil yüksekte... Hızı 600 mil.
With a big, black tower about five miles high?
8 km. yüksekliğinde bir kule de var mıydı?
Ok? Ok, yeah. High-five.
Tamam, hadi çakın bir beşlik.
five 5243
fiver 18
fives 43
five pounds 42
five minutes 1087
five minutes later 49
five years later 30
five years ago 306
five years old 36
five minutes ago 89
fiver 18
fives 43
five pounds 42
five minutes 1087
five minutes later 49
five years later 30
five years ago 306
five years old 36
five minutes ago 89
five days ago 38
five more minutes 104
five o'clock 41
five hundred twenty 21
five thousand dollars 43
five days 117
five hours 57
five thousand 86
five hundred 107
five months ago 26
five more minutes 104
five o'clock 41
five hundred twenty 21
five thousand dollars 43
five days 117
five hours 57
five thousand 86
five hundred 107
five months ago 26
five bucks 48
five hundred dollars 34
five times 96
five grand 68
five years 415
five cents 33
five weeks 27
five months 56
five years from now 22
five dollars 100
five hundred dollars 34
five times 96
five grand 68
five years 415
five cents 33
five weeks 27
five months 56
five years from now 22
five dollars 100